Gazeteci-yazar Celal Başlangıç, 3 Mayıs günü yaşamını yitirdi. Bir süredir Almanya’nın Köln kentinde kanser tedavisi görüyordu.
Celal Başlangıç, ezilen, sömürülen kesimlerin sorunlarını işleyen, devletin suçlarını ortaya döken bir gazetecilik örneği verdi. En bilineni; Şırnak’ın Cizre ilçesinin Yeşilyurt Köyü’nde 1989 yılında askerlerin köylülere dışkı yedirdiği olayı gazeteye yazmasıdır. O sırada Cumhuriyet gazetesinde çalışan Başlangıç, gazetenin bu haberi yayınlamaması üzerine istifa edeceğini söyleyerek, haberin manşetten girmesini sağlayabilmiştir. Başlangıç’ın da söylediği gibi Kürt köylülerine ilk dışkı yedirme olayı değildir bu. Fakat üzerinden fazla zaman geçmeden yazılan ve uzun mücadeleler sonucu sorumlularının mahkum edildiği ilk olaydır.
O yüzden Genelkurmay tarafından “vatan haini” ilan edilmiştir ve hakkında onlarca dava açılmıştır. Son olarak Özgür Gündem’le dayanışma amaçlı bir günlük “genel yayın yönetmenliği” yaptığı için 1 yıl 3 ay hapis cezası alır. 2017’de Almanya’ya gider ve bir daha Türkiye’ye dönemez.
Celal Başlangıç, 1975 yılında Ege Ekspres gazetesinde işe başladı. 1981-84 yılları arasında Cumhuriyet gazetesinin Adana Bölge Temsilciliği’ni üstlendi. Evrensel ve Radikal gazetelerinin kurucuları arasında yer aldı. Son olarak Artı TV ve Artı Gerçek sitelerini kurdu, kurucu yayın yönetmeni oldu. Yanı sıra birçok kitap yazdı ve çok sayıda gazetecilik ödülü sahibi oldu.
O, kalemini satmayan gazetecilerdendi. En zor günlerde bile gerçeklerin peşinde koşmaktan ve bunları yazmaktan, söylemekten çekinmedi. Onun için hakkında davalar açıldı, cezalar verildi, “vatan hainliği” ile damgalandı. Nazım Hikmet’in çok güzel ifade ettiği gibi, her koşulda gerçekleri söylemekten korkmayanlar bu damgayı bir onur nişanesi olarak taşırlar ve “vatan hainliği”ne devam ederler, hala…
Celal Başlangıç’ı 68 yaşında, tam da “Dünya Basın Özgürlüğü Günü” gibi anlamlı bir günde kaybettik. Onun öldüğü gün Türkiye “Basın Özgürlüğü Endeksi”nde 180 ülke arasında 158. sırada yerini aldı.
Uluslararası Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) Örgütünün her yıl yayınladığı endekste, 2024 yılında Türkiye, yine “çok vahim” kategorisi içindeydi. Onlarca gazetecinin tutuklanması ve cezasızlık gibi gelişmelerin Türkiye’yi “politik” faktörler bakımından en çok gerileyen ülkelerden biri haline getirdiği tespiti yapıldı. Türkiye, AKP’nin işbaşına geldiği 2002 yılında, “basın özgürlüğü endeksi”nde 99. sırada bulunuyordu. 2016 yılından itibaren sürekli gerileyerek geçtiğimiz yıl 165’e kadar indi. RSF’nin Türkiye temsilcisi Erol Önderoğlu “Türkiye’de her üç ayda bir 200’den fazla medya temsilcisi mahkemeye çıkıyor, her üç ayda bir 10-15’i mahkum oluyor” dedi.
Türkiye’deki gerici-faşist yönetimler her tür hak ve özgürlükler bakımından “en kötü” sıralarda yer alırken, buna karşı mücadele edenler hem insanlığın hem mesleklerinin onurunu koruyorlar. Bunlardan biri de Celal Başlangıç’tı. Hakkında davalar açıldı, cezalar verildi ve en sonu ülkeye gelmesi bile yasaklandı. Ama haberlerini yaptığı halkı ve meslektaşları tarafından her daim saygıyla, özlemle anılacak. Yaptıkları ve yazdıklarıyla yaşayacak…