Gerici bir eğitim müfredatı daha: Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli

26 Nisan 2024 günü “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli” ismini taşıyan yeni gerici eğitim müfredatı kamuoyuna sunuldu. Milli Eğitim Bakanlığı’nın internet sitesindeki duyuruya göre yeni eğitim müfredatı; sadece son bir yılın değil, on yıllık uzun bir çalışmanın ürünü. İncelenmesi ve geri dönüş yapılıp revize edilmesi için bir hafta süre tanınan yeni eğitim müfredatını oluşturan dersler ise şöyle: Türkçe, Matematik, Fen Bilimleri, Hayat Bilgisi, İnsan Hakları, Vatandaşlık ve Demokrasi, Sosyal Bilgiler, İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük, Türk Dili ve Edebiyatı, Fizik, Kimya, Biyoloji, Coğrafya, Tarih, Felsefe, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi, Peygamberimizin Hayatı, Kur’an-ı Kerim, Temel Dini Bilgiler.

Yeni eğitim müfredatının 2024-2025 eğitim öğretim yılı itibariyle her kademenin ilk sınıflarında (1.-5.-9.sınıflar) uygulanması planlanıyor. Buna göre din derslerinin sayısının arttığını; pozitif bilim derslerinin içeriklerinin azaltıldığını ve dinci-gerici bir bakış açısıyla ele alındığını görüyoruz. Mesela biyoloji dersi öğretim programında şu ifadeler geçiyor: “Öğrenciler, bilim ve yaratılış arasındaki ilişkiyi anlamlandırarak daha derin bir kavrayışa sahip olabileceklerdir. Bu doğrultuda canlıların varoluşuyla ilgili doğruluğu ispatlanmamış teoriler olmakla birlikte Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli kapsamında geliştirilen biyoloji dersi öğretim programıyla yürütülen eğitim öğretim süreçlerinde yaratılış teorisi benimsenmektedir.”

Yeni eğitim programıyla birlikte Tarih, Edebiyat gibi derslerde “kültür ve medeniyetimize yön verenler” vurgusuyla gerici-faşist isimlere referans veriliyor; bu isimler bu derslerde konu başlığı olarak okutuluyor. ‘Değerler Eğitimi’ adı verilen gerici düşünceler, tüm derslere yaygınlaştırılıyor; kamusal, laik, karma eğitim modelinin son kırıntıları yok edilmeye çalışılıyor; kız çocuklarının eve kapatılmasının, çocuk gelinlerin sayısının artmasının önü açılıyor. Düşünmeyen, sorgulamayan, boyun eğen ve hayatını dinci safsatalarla geçiren bir nesil yetiştirilmek isteniyor.

Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli isminde, “eğitim” yerine “maarif” kelimesinin kullanılması bilinçli bir tercih. Dinci-gerici camiada bilime dair bir eğitimin yeterli olmadığı, “dinen ve ahlaken” de eğitim verilmesi gerektiği anlamında kapsayıcı olarak maarif kelimesi sıklıkla kullanılıyor. Yeni eğitim modelinin fikir babaları arasında bir isim öne çıkıyor: Nurettin Topçu. Kendisinin “Türkiye’nin Maarif Davası” adında bir kitabı da bulunuyor.

Nurettin Topçu gedikli antikomünistlerden. Türk- İslam düşüncesinin “önemli” kabul edilen şahıslarından biri. Kendisinin “Necmettin Erbakan’ın da intisab ettiği Nakşibendi şeyhi Abdülaziz Bekkine’nin öğrencisi” olduğu biliniyor. Abdülaziz Bekkine ise bugün İskenderpaşa Cemaati ya da Hakyolcular olarak bilinen tarikatın kurucusu. AKP ve Gülencilerin arasının bozulmasından sonra, Gülencilerden boşalan koltukları Hakyolcuların doldurdukları bilinen bir durum. Yargıda, YÖK’te ve Milli Eğitim Bakanlığı’nda güçlüler. Nurettin Topçu da bu tarikatın fikirsel zeminini hazırlayanlardan. Dolayısıyla yeni eğitim müfredatının Hakyolcuların ürünü olduğunu söylemek yanlış olmaz. Karabük Üniversitesi ve fuhuş çetesi olaylarında da gördüğümüz üzere Hakyolcular devletin önemli kademelerinde yer sahibi olmaya ve gerici-sapık fikirlerini AKP hükümeti yoluyla çocuklarımıza ve gençlerimize enjekte etmeye devam ediyorlar.

Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’nin açıklanmasının ardından sendikalardan, siyasi partilerden, demokratik kitle örgütlerinden tepkiler gecikmedi. Çeşitli şehirlerde Eğitim-Sen basın açıklamaları, eylemler yaptı. Veli-Der de bu eylemlere destek verdi. Geçtiğimiz günlerde CHP Milletvekilleri de Milli Eğitim Bakanlığı önünde yeni müfredatı protesto etti.

AKP’nin iş başına getirildiği günden beri oluşturmak istediği dindar nesil için dinci-gerici bir eğitim modeli gerekiyordu. Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli de 2012 yılında uygulamaya geçen 4+4+4 eğitim modeli ve ÇEDES Projesi’nden sonra bu basamağın son halkası oluyor.

Kamuoyuna sunulan taslak, 3 binden fazla sayfası olan bir metin. Sadece bu bile, “incelemeye açılan” bir “taslak” olmadığını görmek için yeterli. 7 gün içinde bu kadar sayfanın incelenmesi de, görüş ve alternatif oluşturulması da mümkün değil. Baz çok belirgin konularda yapılacak uyarı ve “öneri”lerin ise dikkate alınmayacağı ortada. AKP, eğitimi daha da gericileştirmek için kendi programını hazırlamış; “demokrat” görünmek için önden yayınlamış. Geçen 20 yıl içinde, eğitime yaptıkları her müdahale tartışıldı, eleştirildi, öneriler getirildi; ancak bir sonuç alınamadı.

Dinci-gerici-faşist odakların çocuklarımıza ve gençlerimize yönelen bu saldırıları devam edecek. Bize düşen; sermayeye, faşist devlete ve kullanışlı aparatlarına karşı topyekun mücadeleyi yükseltmektir. Bu mücadelenin yolu da “sınıfa karşı sınıf” kimliğimizi, yaşamak ve yaşatmak için diğer sınıfı yok etmemiz gerektiğini kavramaktan geçiyor.

Bunlara da bakabilirsiniz

Soma Katliamı 10. yılında

13 Mayıs 2014’te Soma’da katledilen madencilerin anmaları yapıldı. 10. yıldaki anmalar, Manisa-Soma başta olmak üzere, …

1 Mayıs’a, Taksim’e, tutsaklara özgürlük

1 Mayıs’ta Taksim’e yürümek istedikleri için tutuklanan 50 kişi için dayanışma eylemleri devam ediyor. İstanbul …

Öğretmenler iş bıraktı, eylem yaptı

İstanbul’da özel bir lisenin müdürü İbrahim Oktugan’ın bir lise öğrencisi tarafından öldürülmesinin ardından, eğitim sendikaları …