Teslimiyet yenilgiye DİRENİŞ ZAFERE GÖTÜRÜR!

Şair Kemal Özer 1 Mayıs başlıklı şiirinde şöyle diyor: “Her şeyin eridiği bu Mayıs günü / öfkeyle umutsuzluk, acıyla ölüm / kuşkuyla döneklik yan yana… / Dolarken damarlarımıza bir anda / birlikte yürümenin coşkusu / yaşamı bilinçle kavramanın / ne kadar biçerse biçsinler / umut daha gür sürecektir…”

Bu ülkede neredeyse her 1 Mayıs böyle geçti. Umut-umutsuzluk, acı-sevinç, ihanet-direniş, yenilgi-zafer birarada ve çatışma içinde oldu. Bir yanda yasaklar, tehditler, engellerle egemen sınıfların hezeyanları ve onunla işbirliği içindekilerin “provokasyon” çığlıkları, dönekliği, uzlaşısı; diğer yanda ne pahasına olursa olsun 1 Mayıs’ı kutlama kararlılığı, ısrarı, çabası…

Sadece iki karşıt sınıf değil, iki karşıt duygu, iki karşıt yaşam biçimi çarpıştı her 1 Mayıs’ta. Ama ilan edildiğinden beri, karşısına ne tür engeller çıkartılırsa çıkartılsın, kazanan her daim 1 Mayıs ve onun arkasında duranlar oldu. Başka türlü tam 135 yıldır tüm dünyada hep aynı kararlılık ve coşkuyla kutlanabilir miydi?

2024 1 Mayısı bunu bir kez daha kanıtladı.

* * *

Türkiye’de 1 Mayıs’lar, 1977 kanlı 1 Mayısı’ndan bu yana İstanbul ve Taksim’e kilitlenmiştir. Yasaklara, engellere rağmen illa ki Taksim hedefli kutlamalar olmuştur. Bu yıl da öyle oldu.

İstanbul’da ilan edilmemiş bir sıkıyönetim vardı. 4 ilçede tam 49 cadde kapatıldı. Ama Okmeydanı-Şişli hattında birçok eylemin gerçekleşmesini durduramadılar. Ardından Saraçhane’de, hem AKP-MHP yönetiminin devasa polis barikatı, hem de DİSK ve CHP’nin “bağrına basarak boğma” taktiği boşa çıkarıldı. Beşiktaş’ın ulaşılmaz hale gelmesiyle Saraçhane’ye akan binlerce kişi, polis barikatlarına yüklendiler. Saatlerce süren bu zorlamada barikatları aşamadılar belki ama çok önemli bir gedik açtılar. Hem devleti, hem DİSK-CHP ittifakını zor durumda bırakan, açıklama üzerine açıklama yaptırtan da bu gedik oldu.

“Taksim’e yürüyeceğiz” diyerek kitleyi Saraçhane’de topladıktan sonra, hiçbir girişimde bulunmadan çekip gitmelerini açıklamakta zorlandılar. CHP, DİSK ve Tertip Komitesi’nin üzerine attı topu, DİSK “teknik nedenler” gibi ilgisiz açıklamalarla zevahiri kurtarmaya çalıştı ama olmadı. Kitle barikatlara yüklenirken, “dağılıyoruz” diyerek arkasına bakmadan kaçmanın açıklaması ne olabilirdi ki?!

Okmeydanı-Şişli’den Saraçhane’ye kadar, yüzünü Taksim’e dönenler, bu muharebeyi kazanmıştır. Bir kez daha direniş ayrıştırmış; sadece devletin baskıcı-yasakçı uygulamalarını değil, reformizmin uzlaşmacı yüzünü de teşhir etmiştir.

1 Mayıs sonrası ev baskınları, gözaltı ve tutuklamalarla direnişçilere saldırmaları bu yüzdendir. Ama ne yaparlarsa yapsınlar 1 Mayıs’ta kazanan direniş oldu, devrim güçleri oldu.

* * *

1 Mayıs’ın bu şekilde geçmesi, hiç kuşkusuz işçi-emekçi cephesine güç ve cesaret verdi. Egemenleri asıl korkutan budur. Çünkü yeni bir ekonomik saldırı hazırlığı içindeler. Maliye Bakanı Şimşek, “kemer sıkacağız” diyor. Nedir “kemer sıkma politikası” ve kimin “kemeri” sıkılacaktır?

“Daha az ücret artışı, harcamalarda kısıntı, vergi artırımları ile bütçe açığını azaltma politikası” olarak tanımlanan “kemer sıkma”yı halkımız çok iyi biliyor; yıllardır bizzat yaşıyor da. Zaten açıklamanın ardından ilk yaptıkları, halkın ödediği vergileri arttırmak oldu. Katma Değer Vergisi’ne 2 puan koyarak, yüzde 18 olan ürünler yüzde 20’ye, yüzde 8 olanlar ise yüzde 10’a çıkarıldı. Çoğu temel ihtiyaçlardan alınan bu vergiler artarken, patronlara vergi afları devam etti.

Diğer yandan asgari ücretin ve emekli aylıklarının Temmuz ayında yenilenmesi gerekirken, bunu yapmayacaklarını söylediler. Oysa Ocak’tan bu yana tüm mallara zam üstüne zam geliyor. TÜİK’in şaibeli rakamları bile, Nisan ayı enflasyonunu 3.18 olarak gösterdi. Sadece son 4 aylık enflasyon, resmi rakamlarla yüzde 18.72. Fakat çarşı-pazar enflasyonun bunun çok çok üzerinde olduğunu hepimiz biliyoruz. Buna rağmen Temmuz ayında ücretlere zam yapmamaları, “açlık sınırı”nda yaşayanları “ölüm sınırı”na itmektir.

Bir de dillerinden düşürmedikleri “tasarruf” var! Karnını doyurmakta zorlanan işçi ve emekçiler neyin tasarrufunu yapacaksa! Ama sarayın masraflarından makam arabalarından “tasarruf” yapan yok! Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın “eski araba kullanılmaz hale geldi” diyerek, günlüğü 25 bin liraya lüks bir makam aracı daha kiraladığı ortaya çıktı! Böylece Erbaş’ın birbirinden lüks 6 aracı olduğu öğrenildi.

Mehmet Şimşek, Dünya Bankası’nın 18 milyar dolar daha ek kredi vereceğini “müjde”lerken, bu kredilerin ne karşılığı verildiğini söylemiyor. İlk koşul; emekli aylıklarının dondurulması, işçi ücretlerine zam yapılmamasıdır. Ama bununla da kalmamışlar, ek kredinin yüzde 50’sinin Suriyeli göçmenlerin tarımda istihdamı için kullanılması şartını getirmişler!

Geçen ay Türkiye’yi ziyaret eden Alman Cumhurbaşkanı da, göçmenleri ülkede tutmaya devam etmemizi istedi. Emperyalistler göçmenlere “atık” muamelesi yapıyor ve diğer “atık”ları gibi göçmenleri de Türkiye’nin üzerine yığıyor. İşbirlikçileri ise bu görevi seve seve üstleniyor; elbette büyük kişisel çıkarlar sağlayarak…

* * *

Erdoğan yönetimi krizin yükünü işçi ve emekçilerin üzerine daha fazla yıkmanın planlarını yapıyor. Sözde “yumuşama dönemi” diyerek düzen muhalefetiyle birlikte halkın sırtına binmenin hazırlığı içindeler. Ne zaman “barış” deseler savaş çıkardıkları gibi, “yumuşama” dediklerinde çok sert bir saldırı başlatacaklarını anlamalıyız.

İşçi ve emekçiler 1 Mayıs’tan aldıkları güçle bu saldırıyı bertaraf etmelidir. Bunun yolu, örgütlenmekten ve fiili grevlerden geçiyor. Yeni Kavel’ler, Tariş’ler, 15-16 Haziran’lardan geçiyor.

2024 1 Mayısı’nın bir kez daha gösterdiği gerçek şudur: Teslimiyet yenilgiye, direniş zafere götürür!

Bunlara da bakabilirsiniz

Soma Katliamı 10. yılında

13 Mayıs 2014’te Soma’da katledilen madencilerin anmaları yapıldı. 10. yıldaki anmalar, Manisa-Soma başta olmak üzere, …

1 Mayıs’a, Taksim’e, tutsaklara özgürlük

1 Mayıs’ta Taksim’e yürümek istedikleri için tutuklanan 50 kişi için dayanışma eylemleri devam ediyor. İstanbul …

Öğretmenler iş bıraktı, eylem yaptı

İstanbul’da özel bir lisenin müdürü İbrahim Oktugan’ın bir lise öğrencisi tarafından öldürülmesinin ardından, eğitim sendikaları …