İstanbul’da özel bir lisenin müdürü İbrahim Oktugan’ın bir lise öğrencisi tarafından öldürülmesinin ardından, eğitim sendikaları ülke genelinde iş bırakma eylemi ve protesto gösterileri düzenledi.
Eğitim-Sen, Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası, Eğitim-İş, Türk Eğitim-Sen, Hürriyetçi Eğitim-Sen, Anadolu Eğitim-Sen, Eğitim Gücü Sen, TÖB-Sen, “Eğitimde şiddete hayır” talebiyle tüm illerde ortak eylemler örgütledi. Eğitim emekçileri, iş bırakarak il milli eğitim müdürlüklerine ya da kent merkezlerine yürüdü.
İstanbul’da Beyazıt Meydanı’nda binlerce öğretmen biraraya geldi; tramvay yolu üzerinden İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne yürüdü. Ankara’da toplanan öğretmenler, MEB önünden Meclis’e yürüdü. Adana’da öğretmenler Atatürk Parkı’nda toplandı. Tokat’taki eylemde MEB önünde toplanan öğretmenlerden bazıları çelik yelek ve kask taşıdı. Antep’teki eylemde Bakan Yusuf Tekin’e istifa çağrısı yapıldı. Eskişehir’de Ulus Anıtı önündeki eylemde, öğretmenler gününde bakanlığın verdiği önlükleri yere attı. Bursa’da Fomara Meydanı’nda toplanan öğretmenler sorunların çözümünü istedi.
MEB önünde yapılan açıklamalarda, eğitim alanındaki sorunlar ve eğitim emekçilerinin yaşadıkları hak gaspları anlatıldı.
12 Eylül sonrasında başlayan özelleştirme ve piyasalaştırma saldırısının ilk hedefi olan eğitim alanı, AKP döneminde tam bir enkaza çevrildi. Yıllarca katmerlendirilerek büyüyen baskı ve sömürü politikalarının bir sonucu olarak, bugün öğretmenler, velilerin ve öğrencilerin şiddetine maruz kalıyorlar. Hükümet yetkilileri, eğitimdeki sorunlara çözüm üretmek yerine olumsuzlukların sorumlusu olarak öğretmenleri gösteriyor, CİMER uygulamasıyla öğretmenler üzerinde sürekli sopa sallanıyor, öğrenci ve velinin yaşadığı sorunların karşısında tek muhatap olarak öğretmenler konuyor, “öğretmenler çalışmıyor” algısı yaratılıyor, liyakatsiz mülki amirler eleştiri ve önerileri dikkate almıyor. Bu koşullarda öğretmenlik mesleği itibarsızlaştırılıyor ve somut hedefe dönüştürülüyor.
Açıklamalarda, İbrahim Oktugan’ın ölümünün ardından Milli Eğitim Bakanı’nın, eğitim sendikaları ile yaptığı görüşmedeki tutumu da protesto edildi. Öğretmenin öldürülmesi sonrası tepkiler çok yükselince, Bakan Yusuf Tekin, eğitim sendikalarını görüşmeye çağırmış, eğitimin sorunlarını konuşmak isteyen sendika temsilcilerine konuşma olanağı tanımadan, “ortak kınama metni” imzalamaya zorlamıştı. Sorunları umursamayan ama sendikaları devlet politikalarına yedeklemeye çalışan bu tutum, Eğitim-Sen ve Eğitim-İş sendikaların temsilcilerinin tepkisiyle karşılanmıştı.
Eğitim emekçileri yaptıkları konuşmalarda, okullardaki şiddetin arkasındaki nedenlerin ortaya çıkarılması, eğitimcilerin can güvenliğinin sağlanması ve cezasızlık politikasının son bulması talebiyle eylemlerini bitirdiler.
Eylemlerin çoğu, binlerce öğretmenin katılımıyla gerçekleştirildi. Bu, çok uzun bir aradan sonra, eğitim emekçilerinin ilk sokağa çıkışıydı. Eylemlerin ortak örgütlenmesi ve kitlesel bir şekilde gerçekleşmesi, eğitim alanında devleşen sorunların ve öğretmenlerin patlayan tepkisinin ifadesi oldu.