“Eski hikayeler, dostluğun birçok örneği ile doludur. Avrupa proletaryası diyebilir ki, kendi bilimi, birbirleri ile olan ilişkileri, eskiler arasında insan dostluğu konusunda en dokunaklı hikayeleri bile geride bırakan iki bilim adamı ve savaşçı tarafından yaratılmıştır.”
Lenin, Marx ve Engels’in yoldaşlığını böyle tanımlar. Marx ve Engels’in yakaladıkları uyumun nasıl etkin bir silaha dönüştüğünü, en amansız saldırıları nasıl püskürttüğünü görüyoruz bu dostlukta. Fransa’da birlikte oluşturdukları ilk eser olan “Kutsal Aile”nin ardından hiç kopmayan, ayrılıkların ve fırtınaların körüklediği bir yoldaşlık, yaratılan ölümsüz kitapların da yatağıydı aynı zamanda. Marksizmin bu iki ustası, tüm yaşamlarını sosyalizmin gelecekteki mutlak zaferini kanıtlamaya adamışlardı. Bugün de kapitalist barbarlığa son verecek olan proletaryanın en değerli yol göstericileri olmaları bundandır.
Engels, 1820 yılında Wuppertal’de doğdu. Dindar bir işadamı olan babasına rağmen keskin zekası ve gözleme yeteneği ile yeryüzündeki çelişkilerin üzerine gitti. Henüz 19 yaşındayken oluşturduğu ilk yazı denemesi olan Wuppertal Mektupları’nda yoksulluk ve vahşetin resmini çizmiş, 6 yıl sonra ortaya çıkaracağı bilimsel eserin; “İngiltere’de Emekçi Sınıfların Durumu” kitabının ilk adımlarının atmıştı. Engels’in berrak ve ele aldığı konuyu herhangi bir boşluk bırakmamacasına ısrarla işleyen kalemi onun en çarpıcı özelliğiydi. Tükenmeyen enerjisi ile beyni derin bir bilgi hazinesine dönüşüyor, en güzel ürünleri veriyordu. “Sen gerçek bir ayaklı ansiklopedisin” diyordu Marx ona. Son derece düzenli bir sistemle çalışıyor, “gezegendeki her şeyle” ilgileniyor, 12 dil konuşuyor, 20 dilde okuyordu.
Marks ve Engels, gizli Alman Komünist Birliği’ni kurduktan sonra, dünya proletaryasına güç ve esin kaynağı olan Komünist Manifesto’yu armağan ettiler. Sonrasında Engels, tarihi materyalizm ve Marks’ın iktisadi teorisinin ışığında genel bilimsel sorunları, geçmişin ve bugünün değişik olgularını kapsayan eserler çıkardı. Askerliğini Prusya’da sıradan bir topçu eri olarak yapan Engels, askeri bilgi ve birikimini sürekli arttırıyor, bu yönünün de sınıf savaşımının hizmetine sokuyordu. Tarihin materyalist bakış açısıyla irdelendiği eserlerinin yanı sıra bilimsel birçok konuda eserler sunan Engels, Marx’ın ölümünün ardından Kapital’in 2. ve 3. cildini yayınlatmayı da üstlendi.
Kararlılığı, yakınmazlığı, dogmatizme karşı devrimci ısrarcılığı ile, hem bir devrimci proletarya militanı hem de bugün hala ışıl ışıl parlayan bir meşale oldu.