1.Şavşat Kültür Sanat Şenliği 3 günlük dolu dolu programıyla ve zengin içeriğiyle hem gelenlerin beğenisini kazandı, hem de farklı kurumların ortak hareket edebilme, ortak bir dil yaratabilme ve ortak bir gelecek hayal edebilme bilincini aşılaması bakımından umut verici oldu.
* * *
Şenliğin ilk günü olan 9 Ağustos akşamı Şavşat Belediye Pasajı üzerindeki parkta “Yaşam Alanlarımızı Savunmak” başlığıyla bir panel yaptık. Cerattepe davasıyla adını duyduğumuz Yeşil Artvin Derneği Başkanı Nur Neşe Karahan, Doç. Dr. Oğuz Kurdoğlu, Metalürji Yüksek Mühendisi Cemalettin Küçük ve Av. Halis Yıldırım’ın katılımıyla gerçekleşen panelde, Şavşat ve Artvin’i bekleyen madencilik ve RES (Rüzgar Elektrik Santrali) tehlikelerine vurgu yapılırken, orman katliamı ve HES’lerle (Hidro Elektrik Santrali) doğaya verilen zararlar hatırlatıldı ve bunların karşısında durabilmek için mücadeleyi ortaklaştırmanın ve büyütmenin kaçınılmaz olduğuna vurgu yapıldı.
Daha sonra Dr. Erdoğan Altun ve Doç. Dr. Fatih Artvinli’nin katılımıyla “Dağlardan Denize Artvin” kitabı üzerine söyleşi oldu. Etkinlik davul zurna eşliğinde çekilen halaylarla bitirildi.
Şenliğin 2. günü yine halaylarla başladı. Yöresel sanatçılar Nahit Akdemir ve Cansu Keskin sahne aldı. Fındıklı Belediyesi Kadın Korosu Murat Tokdemir ve Ufuk Çoban eşliğinde çok güzel bir dinleti sundu. Kutup Yıldızı’nın bestesi olan “Yürü Bre Hızır Paşa”yı da başarıyla seslendiren koro, günün yıldızı oldu. Şair dostumuz Kıymet Neriman Güngüt, Hasan Hüseyin’den “Soluk Soluğa” ve Necati Siyahkan’dan “Nataşa” şiirlerini okudu. Ardından Murat Tokdemir’le birlikte bir Adnan Yücel klasiği olan “Yeryüzü Aşkın Yüzü Oluncaya Dek”ten bölümlerin okunması, çok beğeni topladı.
Uğur Ural yöresel deyiş ve oyunlarla şenliğe renk kattı. Sonrasında Gürcistan’dan gelen dostumuz Maria Abashidze Gürcüce ve Lazca ezgiler sundu.
Şenliğin 3. ve son günü Turgay Demir ve Ayhan Altun’un davul-zurnası eşliğinde çekilen halaylardan sonra sırasıyla Cansu Yolcu, yöresel sanatçılar Neslihan Özaltun ve Filiz Yıldırım türkülerini söyledi. Şenliğin finali Abbas Şahin ve peşinden de herkesin beklediği Niyazi Koyuncu ile yapıldı…
* * *
Bir bütün olarak bu şenliğin hazırlanışından sahnelenmesine damgasını vuranlardan ilki komite bileşimindeki kardeşlik ve uyum idi. Bir diğeri de şenlik kapsamında düzenlenen çocuk etkinliğindeki çocukların yüzündeki ışıltıydı. Zira “nedir sosyalizm” diye soranlara verilecek en iyi yanıt çocukların kaygısız gülen gözleridir…
Şenlik alanında 2 gün boyunca PDD olarak stant açtık. Birçok insan standı ziyaret etti. Özellikle Devrim Kartalı, 12 Eylül, Kutup Yıldızı ve İşkencede Direnme Savaşı kitapları ilgi gördü…
Şavşat Kültür ve Sanat Evi yakın zamanda kuruldu. Belediye’nin, geleneksel olarak her yıl yapılan Sahara Festivali’ni “tasarruf tedbirleri kararnamesini” bahane ederek iptal etmesi üzerine, bir şenlik yapma fikri, kapsamı genişletilerek tasarlandı. Bir toplantı yapılarak hazırlık komitesi kuruldu. Komitede biz de yer alarak, aktif bir biçimde şenliğin gerçekleşmesine katkıda bulunduk. Şavşat’taki kitle örgütleri, sendikalar, odalar vb kurumlara çağrı yaparak bir toplantı gerçekleştirdik ve bu toplantıda komitenin bileşimini ve kapsamını genişlettik.
Sonrasında programın yapısını, sahne planlamasını, teknik işleri ve çıkabilecek aksaklıkları eni-konu masaya yatırdık ve planlamasını yaptık. Komite içinde görev dağılımı yapıldı ve işe koyulduk. Oldukça yorucu bir hazırlık sürecinin ardından, binlerce insanın katıldığı şenliğimizi gerçekleştirdik.
Şenlik sonrası, sabah erkenden alanda mıntıka temizliği yaptık. Devasa bir çöp birikmişti. Festival sırasında dağıtılan torbalara çöpler konulmuştu ama birçok yerde dağınık çöpler de vardı. Bunları toparladık ve alanı tertemiz teslim ettik. Bir şeye nasıl başladığın ve yaptığın kadar, nasıl bitirdiğin de önemlidir zira.
Açılışta “İstiklal Marşı” okunması gibi yanlışlar da oldu. “Kitlelerden ve farklı çevrelerden ‘neden istiklal marşı okunmadı’, ‘Atatürk ve bayrak yoktu’ gibi sorular gelebilir” diyerek bunu savunmak doğru değildi. Devrimci kurumların etkinlikleri, devrim ve sosyalizm mücadelesinde şehit düşenler için saygı duruşu ile başlamalıdır. Açılışa İstiklal Marşı’yla başlamak şovenizme hizmet eder. Uluslaşmanın bir gereği olarak ‘bizim de ulusal marşımız olsun’ dürtüsüne uyumlu biçimde Türklük ve Müslümanlık muhteva eden bu marş, 12 Eylül yıllarında devrimci tutsaklar üzerinde bir yaptırım aracına dönüşmüştür. Yoldaşlarımız buna uymadığı için aylarca hücrelerde tutuldu. Bu düşüncelerimizi ifade ettik ve “muhalefet şerhi”mizi koyduk.
* * *
Şenliğin en önemli yönü; Şavşat’ta bulunan devrimci, demokrat kurum ve kişilerin ortak hareket etmesi, devrimci dayanışma ve birlikteliğin güzel bir örneğini sunmasıydı. Omuz omuza verildiğinde çok güzel organizasyonların yapılabileceğini, çok iyi eserlerin ortaya çıkabileceğini somut olarak göstermiş oldu. Sınırlı olanaklarla ve sıkışmış bir zaman diliminde çok iyi bir şenlik yapılabildi ve şenliğe katılan kitleyi hem eğitti, hem eğlendirdi. Şenliğin ortak bir şekilde yapılmış olması ayrıca taktir topladı, gelecek adına umut verdi.
Şenlik sonrasında bunun bir organizasyonla sınırlı kalmaması, sürekliliğinin sağlanması üzerine toplantı yaptık. Bölgemizde başta maden arama çalışmaları olmak üzere tekellerin doğayı tahrip eden pek çok girişimi sözkonusuydu. Her tür soruna karşı ortak hareket edeceğimiz bir kurumun oluşması önemliydi. Bu konuda hemfikirlik oluştu ve Şavşat Emek ve Demokrasi Platformu kuruldu. Şenliğin yarattığı en önemli kazanımın, böyle bir platformun kurulmasına zemin hazırlaması olduğunu söyleyebiliriz. Önümüzdeki yıl daha iyi şenlikler organize edeceğimize inanıyoruz. Dahası, yıl boyunca çıkacak sorunlara birleşik tarzda müdahale edeceğimizden dolayı daha umutluyuz.
Şavşat PDD