Konfederasyonlar göstermelik biçimde sokağa indi

İşçi sendikaları konfederasyonları mitingler yapmaya başladılar.

Türk-İş, Hak-İş ve DİSK 9 Temmuz günü yan yana gelerek “insan onuruna yaraşır bir yaşam talep ediyoruz” başlıklı taleplerin yazıldığı ortak bir açıklama yaptılar. Açıklamada bu talepler karşılanmazsa ortak eylemler yapacaklarını ilan ettiler. Fakat açıklamadan sonra sessizliğe büründüler. Şimdi de ortak eylemler yerine her konfederasyon ayrı ayrı ve farklı illerde mitingler yapmaya başladı.

DİSK “geçinemiyoruz, vergide adalet gelirde adalet” kampanyasını yürütüyordu zaten. Ortak açıklamanın ana teması da “geçinemiyoruz” üzerine yürüyor. Gerek ortak açıklamada, gerekse tek tek konfederasyonların açıklamasında yüksek perdeden nutuklar çekildi, fakat yapılan mitingler oldukça sönük geçti, geçiyor…

DİSK’in zaman zaman kendini göstermek istediği, taban basıncının etkisiyle çeşitli gündemlere ilişkin eylemler yaptığını biliyoruz zaten. Ancak Türk-İş ve Hak-İş’in eylem yaptığı pek görülmüş değildi. Özellikle yandaş sendika kimliği açık olan ve sırtını hükümete dayayarak büyüyen Hak-İş’in mitingler yapması, mecburiyetin bir göstergesidir.

Tabandan gelen basınç konfederasyonları eylem yapmak zorunda bıraktı. Yoksullaşmanın boyutu öylesine büyüdü ve yaygınlaştı ki, işçilerin öfkesini yatıştırmak için, birşeyler yapıyormuş gibi görünmeleri gerekiyor. Ancak buna rağmen, yaptıkları mitingler de göstermelik kalıyor; mitinge işçileri taşımak için çalışma yürütmüyorlar. Miting günü olarak hafta sonlarını değil, iş günlerini seçmeleri de bunun bir başka göstergesi. Üretim alanlarında şalter indirerek işçileri miting alanına taşımayacaklarına göre, mitinglerin sembolik olmasını tercih ediyorlar demektir.

DİSK’in yaptığı eylemleri “miting” değil, “büyük işçi buluşması” olarak tanımlamasının sebebi de bu. Böylece “eylem yapıyoruz, tepkimizi ortaya koyuyoruz” mesajı veriyorlar; ancak kitlelerin öfkesinin akacağı kanallar oluşturmaktan da geri duruyorlar. Egemen sınıfların tepkisini çekecek, egemen sınıflar için tehdit oluşturacak düzeye getirmeden, “yasak savma” eylemleri düzenleyerek, işçi sınıfını oyalamaya çalışıyorlar.

Bunlara da bakabilirsiniz

Öğretmen mülakatları emek gaspıdır

Milli Eğitim Bakanlığı 25 Ekim’de mülakat sonuçlarını açıkladı. Bir “müjde” olarak ise 20 bin sözleşmeli …

“ZAFER ne zaman gelecek bilmiyorum. Ama geleceğini biliyorum…”      

1800’lü yılların ilk yarısında, dünya, işçi direnişleri ve halk isyanlarıyla alev topu gibiydi. Bu ülkeler …

Ser verip sır vermeyen yiğit: İSMAİL GÖKHAN EDGE

İsmail Gökhan Edge, Diyarbakır işkencehanelerinde sır vermedi, ser verdi. O, 1953 yılında Eskişehir’de doğdu. İzmir …