Cerattepe için Artvin’de 3 Ekim günü düzenlenen yeni “ÇED bilgilendirme toplantısı” maden şirketlerinin nasıl organize bir aç gözlülük içinde olduklarını bir kez daha gösterdi.
Toplantıyı protesto için gelenler toplantı salonunun önceden şirket çalışanları, çeşitli kamu personeli ve yerli işbirlikçilerle doldurulduğunu gördüler.
Bilindiği üzere yakın bir zaman önce Cerattepe’deki maden çalışması ile ilgili yürütülen dava, kazanımla sonuçlanmıştı; ancak şirket yeni bir ÇED süreci başlatarak hukukun arkasını dolanmak suretiyle maden çalışmalarına devam etmeyi yeğlemişti.
Artvin Çoruh Üniversitesi, Ali Nihat Gökyiğit Kongre Merkezi’nde sabah 10:00’da yapılacak “Halk Bilgilendirme Toplantısı”, biz gittiğimizde çoktan başlamıştı. Saat 09:30 gibi toplantı yerine ulaştık. Yaklaşık 150-200 kişi toplanmıştı. 30 yıldır devam eden Cerattepe davası için moral bozucu bir durumdu bu.
Cerattepe sürecini büyük oranda Yeşil Artvin Derneği yürütüyor. Dernek, kitlenin ve destek veren kurumların basıncının arttığı dönemlerde fiili mücadeleyi öne çıkarmak zorunda kalıyor. Ancak daha çok hukuki mücadeleye ağırlık veriyor; basın açıklaması çağrısına kitlenin katılımı artarsa, mitinge dönüştürüyor. Böyle olunca; “biz duyurumuzu yaparız, gelen gelir…” anlayışıyla yürütülen çalışma, etkisini bu derece gösterebiliyor. Oysa ki madenin açılması sürecindeki “nöbetler”, son derece iradi bir süreçti ve Artvin halkının sahiplenmesiyle doruğa çıkmıştı.
Bundan sonra da yapılması gereken, daha örgütlü ve bilinçli bir çabayı ortaya koymaktır. Çalışma grupları oluşturulmalı, kapı kapı gezilmeli, el ilanları dağıtılmalı, yine bütün işyerlerine maden çalışmalarını ve doğa tahribatını teşhir eden çıkartmalar yapıştırmalı vb. Üstelik bu çalışmalar bir düzenlilik çerçevesinde planlanıp yapılmalı…
Alana gittiğimizde gözlemlediğimiz, insanların oldukça öfkeli olduğuydu. Ancak kurum temsilcileri ve bilhassa CHP’lilerin “kaygılı” yüz ifadeleri dikkat çekiyordu. Bir iki arkadaş içeri girip salonun doldurulmuş olduğunu görmüştü. İçerdekilerin özel olarak organize edilmiş; dışarıdakilere karşı düşmanlaştırılmış saldırgan tipler olduğu belliydi. Şirket bu defa dersini iyi çalışmıştı. Şehrin girişindeki otoparkta park etmiş ve önünde “ekmeğimizle oynamayın” yazılı tırı hatırladım bir anda. Toplantı sonrasında başka tırların da yine madenin “önemine” vurgu yapan “medeniyet”le bağını kuran afişlerle bezenip yol kenarlarına park ettiğini görecektik. Moraller bir hayli bozuktu.
Bu tabloya rağmen, içinde Yeşil Artvin Derneği Başkanı Nur Mete Karahan ve Av. Bedrettin Kalın’ın da olduğu bir heyet içeri girip söz aldı. Bu toplantının geçersiz olduğunu, halkın dışarıda beklediğini, asıl halkın salona girememesi için onların yerine şirket çalışanlarının, tır sahiplerinin vb. şirket tarafından doldurulduğunu söyleyerek bu tertibi protesto edip dışarı çıktı. Kendi aralarında yaptıkları konuşmalardan; içerideki kalabalıktan tedirgin olduklarını ve “kısa bir basın açıklamasıyla durumu protesto edip dağılalım” ruh halinde oldukları belliydi. Diğer kurumlardan bazı arkadaşlara bu gözlemi aktardık. Yine arkadaşlarla kitle içinde dolaşarak toplantı bitene kadar buradan ayrılmamak gerektiği noktasında bilgilendirme yaptık.
Basın açıklaması için insanlar toplandı. Durum kısaca özetlendi. “Cerattepe Geçilmez Artvin Halkı Yenilmez!” sloganları atıldıktan hemen sonra, CHP Artvin İl Başkanı mikrofonu alarak, “Arkadaşlar basın açıklamamızı bitirdik şimdi buradan ayrılıyoruz, hep beraber Ata Park’ta çay içmeye davet ediyoruz” dedi. Bunun üzerine kitlenin duyacağı biçimde şunları söyledik: “Çay içmenin zamanı mıdır? Burayı kime terk ediyorsunuz. Buraya çay içmeye mi geldi bu insanlar. Şirket salonu bir biçimde doldurmuş olabilir. Üç kişi de olsak toplantı bitene kadar burada durup bu hukuksuzluğa karşı duruşumuzu korumamız gerekirken siz insanları buradan uzaklaştırmaya çalışarak ne yapmaya çalışıyorsunuz!”
Bizimle birlikte kitle içinden insanlar da bu yönde tepkilerini koyunca, ilk çağrıya uyarak alanı terkedenler dışında 50-60 kişilik bir kitle, orada kalmayı ve tartışmayı sürdürdü. İl başkanı içeridekilerin kitleye saldırmaya hazır olduğunu, bunun sorumluluğunu almayacaklarını söyledikten sonra, bizim ısrarımız üzerine; “biz gidiyoruz siz kalın o zaman” dedi.
Artvin’de halk Cerattepe’ye karşı yürüyüş yaparken sizin vekiliniz Uğur Bayraktutan halkı valiliğe çağırıyordu. Kitleleri pasifize etmekten ne zaman vazgeçeceksiniz? Onlar bu organizasyonu, güç gösterisi yaparak halka korku salmak için yapıyorlar. Bu şekilde davranarak buraya gelenlere verdiğiniz mesaj nedir? Her ne olursa olsun burada kalmak, sloganlarla protesto etmek ve toplantı bitip dağıldıklarında da burada olduğumuzu, onlardan korkmadığımızı haykırmak gerekir. Doğru duruş budur. Aksi onların yaratmaya çalıştığı korku iklimine hizmet eder.
Bu tartışmalar yaklaşık yarım saat sürdü ve artık bizim çağrımızla gelen arkadaşlar, kitleden 15-20 kişi, dernek başkanı avukat ve Halkevi temsilcisi arkadaş kaldık. Daha organize hareket edebilseydik, kitlenin dağılmasını belki engelleyebilirdik.
Dernek yöneticileri önceden planladıkları formata uygun davrandıklarını, eleştirilerimizi dikkate alacaklarını söylediler. Toplantı salonunun karşısında tartışmayı daha fazla sürdürmenin doğru olmayacağı düşüncesiyle eylemimizi bitirerek oradan ayrıldık.
Artvin PDD