PDD – Proleter Devrimci Duruş Devrimler Tarihin Lokomotifidir
Adana Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) ve İnsan Hakları Derneği (İHD) üyesi Avukat Şiar İşvanoğlu 16 Ekim Çarşamba günü, akşam saatlerinde ofisindeyken, aracının camına, “Türk İntikam Tugayı” imzasıyla tehdit içerikli bir mektup bırakılmış ve arabasının lastikleri kesilmişti. Bunun üzerine, 18 Ekim 2024 Cuma günü, bir grup ÇHD ve İHD’li avukat, cumhuriyet savcılığına giderek suç duyurusunda bulundu. Ardından ÇHD’nin hazırladığı ve kitle örgütleri, dergiler ve partilerin katıldığı bir basın açıklaması gerçekleşti.
12-13 Ekim 2024 günü gerçekleşen Adana Barosu seçimlerinde, yirmi yıl sonra kazandıkları seçimi, açıktan kurt işareti yapıp ırkçı marşlarla kutlayan faşistler, seçimlerin üzerinden daha bir hafta geçmeden devrimci-demokrat avukatları tehdit etmeye başladılar. Avukat Şiar İşvanoğlu son genel kurulda yaptığı konuşmada Filistin halkının, direnen maden işçilerinin yanında olduklarını belirtirken de faşistlerin sözlü saldırısına maruz kalmıştı. Ayrıca, faşistler 2020 yılında da tehdit etmişler, 2022 Adana Baro Genel Kurulu’nda Özgürlükçü Çağdaş Avukatlar’ın (ÖÇAV) deklarasyonunu okurken de sözlü ve fiziki saldırılarda bulunmuşlardı.
Açıklamayı Adliye önünde Avukat Yusuf Sergen Nisanoğlu okudu. Nisanoğlu, konuşmasında, TİT imzalı tehdit mektubunda, İşvanoğlu’nun Baro Genel Kurulu’nda yapmış olduğu konuşmanın içeriğine yapılan göndermelerden bahsettikten sonra şunları söyledi: “Aciz saldırının içeriği ise yaptığımız şeyin, avukatlık pratiğimizin, mesele ettiğimiz her şeyin doğruluğuna bizi ikna etmektedir. Filistin halkı ile dayanışmanın, yoksul ve emekçilerin safında olmanın, işçilerin, ezilen halkların ve hedef haline gelen toplumsal cinsiyet öznelerinin yanında durmanın, devrimcilerin avukatlığını yapmanın tüm sorumluluğunu onur ve gururla taşıyoruz. Bizi itham edenlerin bu denklemde kapladıkları yer ise burjuvaya kalkan olmaktan, Siyonizm’in ve emperyalizmin yerli işbirlikçiliğinden daha fazlası değillerdir. Tarih boyunca böyle olduğu gibi, bugün de aynı misyonu yerine getirmektedirler. Bu örgütlü ve sürekli saldırı halinin daha genel politik anlamlar da taşıdığını bilmekle beraber, bilinmesini istediğimiz en önemli şeylerden birisi ise, baro genel kurullarını terk etmeyeceğimizdir.”
Avukat Yusuf Sergen Nisanoğlu, basın açıklamasında avukatların tokat gibi gelen son sözlerini de şöyle ifade etti:
“Bir avukatın toplumsal sorumluluğunu yerine getirmesinin tek yolu, hak mücadelelerindeki meşru pozisyonunu korumaktan geçer. Avukatları bu vandallığın, toplumsal çelişkilerin önüne perde olan faşist tahakkümünün pençesine bırakmamakta ısrarcıyız. Onlar tarihsel misyonlarını yerine getirirken, devrimci avukatlar da toplumsal ödevlerini yerine getirmeye devam edecek. Genel kurulları terk etmeyeceğiz!”
Ne tehdit ve saldırılarda bulunulan avukat Şiar İşvanoğlu’nun ne de toplumsal sorunların göbeğinde olmaya devam edeceklerini haykıran devrimci-demokrat avukatların yalnız olmadıkları, bugün olduğu gibi yarın da görülecektir. Tarih, faşizmin hezimete uğradığı çokça örneklerle doludur. Öyle de olacaktır…
