1960 yılında Kayseri-Sarız’da demokrat bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Liseye İstanbul’da Kocasinan Lisesi’nde devam etti. Emekçi kişiliği ile devrimciliği birleştirdiği lise yıllarında, hızla etrafındakileri devrimcileştirme görevini üstlendi. Halkın Kurtuluşu (HK) saflarında atıldı kavgaya. Bir yandan liseli gençliği örgütlerken bir yandan da Emek Spor Kulübü’nün açılışıyla uğraşıyor, derneklerde çalışıyor, seminerler düzenliyordu. Bahçelievler-Siyavuşpaşa’da arşınlamadığı yer yoktu. Buralarda yetişiyordu geleceğin bu seçkin komünisti.
Ali çocukluğundan beri emekçi bir yapıya sahipti. Terzilik yaptığı için “Terzici Ali” olarak bilinirdi. Mütevazi, çalışkan, fedakar özellikleriyle işçi ve emekçiler arasında sevilen, sayılan bir devrimci olmuştu kısa sürede. Bölgesinin doğal önderi durumundaydı.
1977’de yaşanan ayrışmada, sonrasında ihtilalci komünist hareketi yaratacak olan “devrimci muhalefet”in yanında yer aldı. Bahçelievler bölgesinin tümünü örgütledi, muhalefetin saflarına kattı. Ayrılıştan sonraki hızlı gelişimiyle örgütün kurucu kongresi niteliğindeki İleri Militanlar Toplantısı’na (İMT) katıldı. Henüz 19 yaşında genç bir devrimci iken yer aldığı İMT, Ali için de bir atılım, sıçrama noktası oldu. TİKB’nin ilk üyeleri arasında onurlu yerini aldı, Bahçelievler bölge sorumluluğunu üstlendi.
Tam da böyle bir dönemde HK’lıların ihtilalci komünistlere saldırıları başladı. Ali Algül, kurdukları bir pusuda öldürüldü.
Ali’nin cenazesi için Kayseri’ye yola çıkan arabalar trafik kazası geçirdi ve Ali’nin devrimci-demokrat ağabeyi Musa Algül bu kazada şehit düştü. Her iki kardeş Kayseri-Sarız’da görkemli bir cenaze töreniyle toprağa verildi.
Ali’den kısa bir süre sonra yine İstanbul-Bahçelievler’de 45 yaşındaki işçi önderi Hamit Tekin ve ardından İskenderun’da Hacı Köse şehit düşecekti yine HK kurşunlarıyla. Bu cinayetleri uzun süre üstlenmediler. Ta ki 12 Eylül işkencehanelerinde verdikleri ifadelerde açığa çıkana dek…
Yoldaşlarımıza uzanan elleri, -her kim olursa olsun- kıracağımızı ilan ettik ve sözümüzde durduk. Devrimci hareketlerde özellikle ayrılık sonrası yaşanan ve ölümlere kadar varan bu saldırganlığı bir kez daha lanetliyoruz.
Ali ve Musa Algül’ü ölümlerinin yıldönümlerinde saygıyla anıyoruz.