Güney Kore, Aralık ayının ilk günlerinde çok hızlı siyasi çalkantılar yaşadı. Etkileri halen sürüyor.
Cumhurbaşkanı Yoon Suk Yeol, 3 Aralık günü yaptığı konuşma ile sıkıyönetim ilan etti; birkaç saat sonra da sıkıyönetimi kaldıracağını söyledi.
Gücünü kaybedince darbe yaptı
Sıkıyönetim ilan etme gerekçesi, “ülke güvenliği ve Kuzey Kore tehdidi” olarak açıklandı. Gerçekte ise, Cumhurbaşkanı Yoon, kendisine yönelik siyasi saldırıları etkisiz hale getirmek istiyordu.
“Kuzey Kore tehdidi”, Güney Kore’de her tür anti-demokratik uygulama, her türden devlet saldırısı için “anahtar kelime” niteliği taşıyor. En sıradan öğrenci hareketlerinden işçi direnişlerine kadar, hak mücadelesinin her biçimi, “Kuzey Kore tehdidi” bahanesiyle ağır bir saldırıya maruz kalabiliyor. Cumhurbaşkanı Yoon, azalan siyasi gücünü gözlerden gizlemek ve kendisini güvence altına almak için bu yola başvurdu.
Halkın Gücü Partisi’nden olan Yoon, Mayıs 2022’de cumhurbaşkanı seçilmişti. 2024’te genel seçimlerde ise Kore Demokratik Partisi önderliğinde birleşen muhalefet, ezici bir zafer kazandıktan sonra Yoon’un siyasal gücü azaldı, istediği yasaları geçiremez oldu ve ülke yönetimi fiilen muhalefetin eline geçti. Yoon’un adı yolsuzluk skandallarına karıştığı için, halk desteğini de kaybetmişti.
Muhalefet, bir taraftan Yoon’un yolsuzluk skandallarının üzerine giderken, diğer taraftan onu sıkıştıracak bir bütçe tasarısını meclise getirdi. Keza bürokrasi kademelerinde Yoon’a yakın kadrolaşmanın tasfiyesi için de harekete geçti.
Yoon’u sıkıyönetim ilan etmeye götüren koşullar, üzerindeki ekonomik-siyasi baskının artmasıydı. Ancak beklemediği bir direnişle karşılaştı. Halk büyük bir tepki gösterdi ve parlamentodaki muhalefet, sıkıyönetim kararını tanımayacağını açıkladı.
Yaklaşık 40 yıl Japon işgali altında kalan, işgal bittikten sonra da 1987’ye kadar on yıllarca askeri diktatörlükle yönetilen; tüm bu süreçlerde büyük halk hareketleri gerçekleştiren Güney Koreliler, sıkıyönetim ilanına çok öfkelendiler. Sıkıyönetim kararı ardından hızlı biçimde parlamentonun önünde gösteriler başladı. Muhalefet partileri de kitleden aldıkları güçle, kararın yasadışı olduğunu söyleyerek, karşı oylama yapma kararı aldılar.
Bu gelişmeler, Yoon’un saldırganlığını daha da artırdı. Parlamentoya polis ve asker konuşlandırdı, binanın çatısına helikopter indirdi. Parlamento önündeki tüm toplantıların yasaklandığını, tüm siyasi kurumların kapatıldığını, medyanın orduya bağlı çalışacağını duyurdu. Açıkça darbe yapmaya girişmişti.
Bu açıklamalar, parlamento önündeki kalabalığı daha da artırdı ve muhalefet partilerini daha da cesaretlendirdi. Doğrudan askerin gölgesi altında yapılan oylamada, Cumhurbaşkanı’nın sıkıyönetim kararı geçersiz ilan edildi. Yoon da sıkıyönetim kararını geri çektiğini açıklamak zorunda kaldı.
Darbeyi kitleler engelledi
Her şey 6 saat içinde olup bitmişti.
Ardından Yoon görevden alındı. Bu defa da halk kutlama için sokaklara döküldü.
Yoon’un yerine Başbakan Han Duck Soo, göreve getirildi. Ancak bir hafta içinde Han da görevden alındı. Yoon’un azil sürecini yönetmesi gerekirken, süreyi uzatıyor, Yoon’u korumaya çalışıyordu. Güney Kore yasalarına göre Anayasa Mahkemesi’nin 3 ay içinde cumhurbaşkanının görevinden azledilmesi ya da yetkilerinin iadesi konusunda karar vermesi gerekiyor. Karar kesinleşinceye kadar, cumhurbaşkanının yetki ve görevleri askıya alınmış sayılıyor. Onun yerine göreve getirilen Han Duck Soo, bu süreci uzatarak, Yoon’a bir fırsat oluşturmaya çalışıyordu. Bu arada Yoon da tutum değiştirdi; önce yaptıklarından geri adım atıp özür dilemişken, sonrasında “sonuna kadar savaşacağım” demeye başladı.
Ancak halk sokaklardaydı ve her gece onbinlerce kişi Seul’de eylem yapıyordu.
Bu süreçte Güney Kore savunma bakanı, emniyet müdürü ve Seul büyükşehir polis teşkilatı başkanı da, sıkıyönetime ortak oldukları için tutuklandılar.
Yoon ise direnmeye devam ediyor. 3 Ocak günü Yoon’u gözaltına almak için evine giden polis, başkanlık korumalarının engellemesiyle karşılaşınca, gözaltını gerçekleştiremeden geri döndü.
Yoon’un tecriti ve yurtdışına çıkış yasağı sürüyor. Ancak 3 aylık süre içinde azli kesinleşmezse, göreve geri dönmesi ihtimali de var. Üstelik Yoon’un yandaşları ABD’den ve Trump’tan yardım istemeye başladılar.
* * *
Güney Kore’de sıkıyönetim ilanı kalktı, ancak iki farklı kliğin arasında yaşanan çatışma ve siyasi kriz bitmedi. Yoon, konutuna çekilmiş bir halde, korumalarının sağladığı güvenlikle muhalefetin tutuklama kararına direniyor. Muhalefetin tutuklama kararının hayata geçmemesi, bir “iktidar boşluğu” yaratıyor.
Bu koşullarda muhalefet bir an önce Yoon ve ekibini tasfiye etmeye çalışırken Yoon’un “geri dönme umudu” da sürüyor.
Sıkıyönetim kararı, kitlelerin direnişi sayesinde püskürtüldü. Güney Kore işçi ve emekçileri, yeni bir diktatörlük döneminin başlamasını durdurmak için tüm güçleriyle direniyorlar. Yönetimdeki bu tıkanmanın kilidini açacak olan da, yine onların bu direnişi olacaktır.