DSB olarak Askaynak Tekniği direnişçilerini ziyaret ettik

Birleşik Metal-İş sendikasında kısa sürede örgütlenen ve TİS masasına oturan Amerikan sermayeli Lincoln Electric (AsKaynak Tekniği) işçileri, taleplerinin kabul edilmemesi üzerine 31 Ocak’ta greve çıktı. Grevlerini büyük bir coşku ve kararlılıkla sürdüren işçileri, 16 Şubat günü, grevin 17. gününde Proleter Devrimci Duruş okurları ve Devrimci Sendikal Birlik olarak ziyaret ettik.

Çayırova’daki Organize Sanayi Bölgesi’nde, fabrika önünde yaklaştığımızda Devrimci Sendikal Birlik imzalı “As Kaynak işçisi yalnız değildir! Yaşasın grev yaşasın zafer” pankartını açarak “As Kaynak işçisi yalnız değildir”, “Yaşasın sınıf dayanışması”, “İşçilerin birliği sermayeyi yenecek” sloganlarıyla yürüdük. Sloganlara grevdeki işçiler de coşkuyla eşlik ettiler. Grev yerine vardığımızda DSB adına yapılan konuşmada “Patronlar bizi sömürüyorlar ama hakkımızı vermiyorlar, bize insanca yaşam hakkı tanımıyorlar. Ama biz şunu biliyoruz ki hayat hakkımız mücadele gücümüz kadardır. Hayat hakkımızı korumak, insanca yaşama hakkımızı korumak için mücadele etmekten başka bir yolumuz yoktur. Mücadele edeceğiz, direneceğiz, bizi sömüren patronlardan hakkımızı alana kadar. Mücadelenizde başarılar” denildi.

Ardından işçilerin grev çadırına geçildi ve sohbetler edildi. İşçilerin kararlılığı ve coşkusu, ilk kez greve çıkmış olmanın heyecanı yüzlerine ve konuşmalarına yansıyordu. Özellikle hafta içi grev alanının çok kalabalık olduğu anlattılar. Askaynak fabrikasının direnişteki işçilerinin yanısıra, işçi aileleri, OSB içindeki başka fabrikaların işçileri ve yakın zamana kadar direnişi sürdüren Green Transfo işçileri de sürekli grev alanına gelerek dayanışma gösteriyorlarmış. İşçiler, fabrika içinde sayısı çok az olan kadın işçilerin de direnişe katılmasının, gündüz nöbetlerinde yer almasının ve aktif biçimde direnmesinin çok önemli olduğunu, bunun herkese güç verdiğini söylediler.

İşçiler, fabrikada çok ağır koşullarda çalıştıklarını, buna rağmen 17 yıllık işçinin bile asgari ücrete yakın ücret aldığını anlatıyorlar. Son olarak yine sefalet zammı gündeme gelince, işçiler birkaç gün içinde Birleşik Metal İş sendikasında, üstelik sendikanın haberi bile olmadan örgütlenmişler. Üretimde çalışan 300 işçiden sadece 5’i sendikaya üye olmamış; ancak üye olmayanlar da grev kırıcılık yapmamış, evlerine gitmişler. 31 Ocak günü greve çıkarken fabrikayı, makineleri temizlediklerini; üretimi tamamen durdururken, fabrikayı çok temiz ve düzgün bıraktıklarını söylüyorlar.

Fabrikada sadece 7 kadın işçi var. Onlar da diğer işçilerle aynı koşullarda, aynı ağır şartlarda çalışıyorlar. “Biz emeğimizi harcıyoruz ve karşılığını istiyoruz” diyerek, bu mücadeleyi birlikte yürüttüklerini, birlikte kazanacaklarını anlatıyorlar. Kadın işçilerin direnişte yer almasına, kendi aileleri de destek veriyormuş; bu durum onları daha güçlü kılıyor.

Grev süreci, fabrikada müdürlerin yaptığı yolsuzlukları da ortaya çıkarmış. Öyle ki, ABD’deki fabrika merkezi, bu devasa yolsuzlukları araştırmak üzere bir heyet göndermiş. “Patron istediğimiz zammı verseydi, bu yolsuzlukların kimse farkına varmayacaktı. Ancak direniş başlayıp, ABD’deki merkez bizim taleplerimizi, çalışma koşullarımızı öğrenince bir sorun olduğunu anlayarak denetime başladı. Direniş, patronların hırsızlıklarını ortaya çıkarmış oldu” diyen işçiler, bu heyetin kendileriyle görüşmediğini, sadece yolsuzluklara odaklandığını anlatıyorlar.

ABD sermayeli Lincoln Electric fabrikasının dünyadaki ucuz ve sömürü cenneti olan ülkelere fabrikalar açtığına değinen işçiler, kar rekorları kırmalarına rağmen işçilere haklarını vermediklerini belirtiyorlar. Patronların yeri geldiğinde “biz bir aileyiz” dediğini, ancak direniş sürerken fabrikanın tuvaletini kullanamadıklarını, sendikanın bu konudaki girişimlerini patronların kesin olarak reddettiğini söylüyorlar. İşçiler, “yarın anlaşma sağlanır, direniş biter, cebimize parayı koyduğumuz anda biz yaşadığımız bütün sıkıntıları unuturuz. Ama bu tuvalet konusu gibi şeyleri unutmak mümkün değil. Demek ki aile değilmişiz. Demek ki temel insani bir ihtiyacımız konusunda bile patronlar böyle davranabiliyormuşuz. Biz bunları unutmayacağız” diyorlar.

İşçiler “bu grev sayesinde neyin ne olduğunu öğrendik” diyorlar. 17 günlük direniş, bu süreçte yaşanan dayanışma onlara çok şey katmış, bilinçleri değişmeye başlamış; sınıf mücadelesinin ne anlama geldiği, patronların karının nasıl oluştuğu gibi pek çok konuyu sorgular hale gelmişler.

Bizim ziyaretimiz sürerken, işçilerin aileleri de geldi. Evde hazırladıkları börekleri, poğaçaları her gün direniş alanına getiriyor, hep birlikte yiyorlarmış. Onların bu sahiplenişinin ne kadar değerli olduğu da konuşulanlar arasındaydı.

Grev ziyaretimiz coşkuyla atılan sloganların ardından, direnişlerinde başarılar dileğimizle sonlandırıldı.

Bunlara da bakabilirsiniz

Van’a kayyum atanması protesto edildi

Van Büyükşehir Belediyesi’ne kayyum atanmasını protesto etmek için eylemler yapılıyor. Van halkı, kendi seçtiği belediye …

İstanbul merkezli operasyonda onlarca kişi gözaltına alındı

Bugün sabah saatlerinde İstanbul merkezli operasyon kapsamında onlarca eve baskın düzenlendi. Baskınlarda, aralarında HDK, DBP, …

BİRTEK-SEN Genel Başkanı Mehmet Türkmen serbest bırakılsın!

Birtek-Sen Genel Başkanı Mehmet Türkmen, “işçileri suç işlemeye tahrik ettiği” iddiasıyla, yani mücadeleci sendikacılık yaptığı …