Sevim Belli eserleriyle yaşayacak…

Türkiye’de yayınlanan birçok ML eserin çevirisini yapan, TKP’nin eski üyelerinden Sevim Belli’yi 24 Şubat 2025 tarihinde kaybettik.  Cenazesi kadınların omuzlarında taşındı, tabutu kırmızı bayraklar ve karanfillerle süslendi.  Feriköy Mezarlığı’na defnedilirken “Sevim Abla! Seni Unutmayacak, mücadele mirasını yaşatacağız” pankartı açıldı; “Faşizme karşı omuz omuza”, “Kurtuluş yok tek başına” sloganlarıyla yüründü. Cenaze törenine katılanlar, onun mücadeleci kimliğini ve sarsılmaz inancını anlattılar.

Sevim Belli 1925 yılında İstanbul’da doğdu. “Boşuna mı çiğnedik” adlı anı kitabında, çocukluğunun geçtiği Beylerbeyi’ndeki yalıyı ve ailesini de anlatmıştı. Rizeli armatör Rıza Kalkavan’ın torunu olması, çocukluğunun rahat bir ortamda geçmesini sağlamıştı. Gençlik yıllarında devrimci fikirlerle tanıştı. 1949 yılında İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun oldu, ardından Paris’te uzmanlık eğitimi aldı. Fakat uzun süre doktorluk mesleğini yapmadı; dönemin TKP’sinde faaliyetlere katıldı, birçok görev üstlendi.

İlk olarak “1951 Tevkifatı” olarak geçen TKP operasyonunda gözaltına alındı ve tutuklandı. Mihri Belli’yle cezaevinde iken 1957 yılında evlendiler. Sonrasında daha çok “Mihri Belli’nin eşi” olarak adı geçmeye başladı. Fakat o bu tanıma karşı çıktı. Bir panelde “Mihri Belli’nin eşi” olarak tanıtılınca, “Mihri Belli, Sevim Belli’nin eşidir” dedi. O, eşinin gölgesinde kalan kadınlardan değildi. Evlenmeden önce de sonra da kendi kişiliği ve yaptıklarıyla varoldu ve değer gördü. ML eserlerden yaptığı çevirilerle kuşaklar boyu devrimcilerin yetişmesine katkı sağladı. Ayrıca birçok devrimci kurumda, partide görev aldı. Devrim davasının hem emektarı, hem yöneticisi oldu.

12 Mart döneminde de 3 yıl hapis yattı. İşkenceler gördü, hücrelerde kaldı; fakat düşüncelerinden ödün vermedi. TKP’den MDD çizgisine ve sonrasında yer aldığı partilerin ideolojik-siyasi görüşlerine katılmasak da, Sevim Belli’yi inandığı yolda bir ömür boyu yürüyüşünden dolayı saygıyla anıyoruz.

“İnsanın insanı sömürmeyeceği, hangi renkten, cinsten olursa olsun, hangi ırktan dilden gelirse gelsin, tüm insanlığın doğa ile uyumlu bir biçimde anlamlı ve onurlu bir yaşamı kardeşçe paylaşacakları güzel yarınları kurmak isteyenlerin, yüreklerimizi övünçle dolduran özverili savaşımları boşuna olur mu hiç” diyordu yazdığı anı kitabında.

Sevim Belli de “boşuna” yaşamayanlardandı. “Bu yolu bilinçle çiğnedim, boşuna çiğnemiş olamam” demişti zaten. Eserleri ve hayata kattıklarıyla yaşayacak…

Bunlara da bakabilirsiniz

Ukrayna savaşı bitiyor mu?

Trump’un Zelenski’yi Beyaz Saray’da azarladığı, küçümsediği görüntüler dünya gündemine oturdu. 28 Şubat günü Ukrayna Devlet …

Almanya seçimleri neyi gösteriyor?

Almanya’da 23 Şubat günü yapılan genel seçimlerde, aşırı sağ-faşist partiler ilk iki sıraya yerleşti. Ancak …

İEB iş cinayetlerine karşı eylem yaptı

İşçi Emekçi Birliği, “3 Mart İş Cinayetleri ile Mücadele Günü” nedeniyle Kadıköy’de Süreyya Operası önünde …