2-7 Mart 1919- 3. Enternasyonal Kuruldu
Lenin ve Stalin’in önderlik ettiği 3. Enternasyonal, Moskova’da beş gün süren Kuruluş Kongresi’nin ardından resmen kuruldu. Başını Kautsky’nin çektiği 2. Enternasyonal’in “sosyal-şoven” politikalarına karşı bayrak açarak Marksist partileri biraraya getirdiler. 3. Enternasyonal (Komüntern) birçok ülkede devrimlerin gerçekleşmesine önayak oldu. II. Emperyalist Savaş’ta faşizme karşı mücadelenin başını çekti ve faşizmin dünya ölçeğinde yenilgisinde büyük bir rol oynadı.
9-12 Mart 1992- Boğaziçi İşgali
Zonguldak-Kozlu’daki maden ocaklarında yaşanan grizu patlaması sonucu 463 maden işçisinin gözgöre göre katledilmesi üzerine Genç Komünarlar, Boğaziçi Üniversitesi Rektörlüğü’nü işgal etti. Üç gün süren işgal, bina duvarlarını delerek içeri giren faşist devlet güçleriyle yaşanan 7 saatlik barikat savaşıyla sona erdi. 12 Eylül sonrası ilk politik işgal özelliği taşıyan Boğaziçi İşgali, diri diri gömülen maden işçilerinin haykıran sesi-soluğu oldu.
9 Mart 1952- Kollantay öldü
Sovyetler Birliği’nde kadın sorununda önemli çalışmalar yapmış olan kadın komünist Kollantay, Sevgi Bağları, Marksizm ve Cinsel Devrim gibi kitaplarıyla, yeni toplumun yeni kadınını tanımlamaya çalışmıştı.
10 Mart 1919- Spartakist hareketin önderlerinden Leo Joqiches katledildi.
11 Mart 2014- Berkin Elvan şehit düştü
Gezi Direnişi sırasında kafasına aldığı gaz fişeği ile ağır yaralandı ve aylarca yaşam savaşı verdi. 15 yaşındaki bu fidan, Gezi Direnişinin en genç şehidi oldu.
14 Mart 1883- Karl Marx öldü
Bilimsel sosyalizmin kurucusu, proletaryanın öğretmeni Marx öldü.
13 Mart 1982- 12 Eylül faşist cunta döneminde TKEP üyeleri Seyit Konuk, İbrahim Ethem Coşkun, Necati Vardar idam edildi.
14 Mart 1930- Mayakovski öldü
Mayakovski, devrimin şairi, partili bir sanatçıdır. Sosyalist inşanın her aşaması onun dizelerinde dile gelmiş, sanatsal estetikle birlikte, kitlelerin anlayabileceği sadeliğe bürünmüştür.
16 Mart 1919- Sverdlov öldü
Yakov Mihayloviç Sverdlov, çok iyi bir örgütçü, gerçek bir doğal kitle önderiydi. Mücadeleye atıldığı ilk günden itibaren sağlam bir bolşevik olmuştu. Ekim Devrimi gerçekleşene kadar ülke dışına hiç çıkmamış Bolşevik önderlerden biriydi. Yaklaşık 15 yıl süren mücadele yaşamının yarısından fazlasını sürgünde ve cezaevinde geçirdi. Ve pek çok defa firar etti. Lenin onun için “ölen birisinin yerine bir kişiyi koyabilirsiniz, ama Sverdlov’un boşluğunu doldurmak için en az on kişi görevlendirmek gerekir” demişti.
16 Mart 1988- Halepçe Katliamı
Halepçe’de yaşayan beş binden fazla Kürt, Gerici Saddam diktatörlüğü tarafından, hardal ve fosfor gazından oluşan kimyasal silahlarla vahşice katledildi.
✰ 16 Mart 1978- İ.Ü. Beyazıt Katliamı
Polis destekli MHP’li sivil faşistlerin, üniversiteden çıkan öğrencilerin üzerine bomba atması sonucu 7 devrimci öldü, onlarcası ağır yaralandı. Beyazıt Katliamı’nın işçi sınıfı ve devrimci kamuoyunda yolaçtığı öfke üzerine DİSK, 20 Mart’ta faşizme ihtar eylemi kararı almak zorunda kaldı. Bu eylem, işçi sınıfının düzenlediği politik gösterilerden biri oldu.
20-21 Mart 1937- Dersim direnişi başladı
28 Mart 1940- Auschwitz toplama kampı kuruldu
Toplama kampları Alman faşizminin gerçekleştirdiği vahşetin boyutunu çarpıcı şekilde gösterir. Yahudisinden, komünistine kadar milyonlarca insan, tekeller için bedava işgücü olarak kullanıldı; insanlıktan çıkmış doktorlar için korunmasız kobaylar oldu; gaz odalarında katledildi, fırınlarda yakıldı, saçından dişine kadar her şeylerine el kondu. Auschwitz, bu kampların içinde, yapılan işkenceler ve öldürülen insan sayısı ile en vahşi olanıydı.
30 Mart 1972- Kızıldere Direnişi
Denizlerin idamını önlemek amacıyla üç İngiliz teknisyeni kaçıran THKP/C ve THKO’nun önder kadroları, kuşatıldıkları Kızıldere’de, “dönmeye değil, ölmeye geldik” şiarıyla yiğitçe çarpıştılar. THKP-C önderi Mahir Çayan, Cihan Alptekin, Ahmet Atasoy, Sabahattin Kurt, Ertan Saruhan, Hüdai Arıkan, Sinan Kazım Özüdoğru, Nihat Yılmaz, Ömer Ayna ve Saffet Alp şehit düştü. Aynı zamanda devrimci dayanışmanın en güzel örneğini sundular. Direniş mirasını devrettiler yeni kuşaklara.
31 Mart 1965- ABD’nin Vietnam İşgali
I.Emperyalist Savaş sonrasında Sovyetler Birliği’ni doğusundan sarmak ve bölgedeki devrimci hareketleri yoketmek amacıyla başlayan Vietnam işgali, Vietnam direnişinin büyümesi ve ABD ordusuna kayıplar verdirmeye başlaması üzerine, tüm dünyada büyük anti-emperyalist eylemlerin başlamasına yol açtı ve ’68 hareketini tetikleyen bir rol oynadı.
Mart ayında şehit düşen İhtilalci Komünistler
4 Mart 1992 – Eralp Yazar
İzmir’de kuruluş yıldönümü için düzenlenen bir korsan eylemde çatışarak şehit düştü. İhtilalci komünist hareketin 90’lı yıllardaki atılımında öne çıkan kadrolardan biriydi ve kısa zamanda İsmail Cüneyt müfrezesinde yer almıştı.
8 Mart 2020- Talat Sürer
İşçi yoldaşımız Talat Sürer’i 43 yaşında geçirdiği kalp krizi sonucu yitirdik. Onu kitleler daha çok Taksim 1 Mayıs eylemlerinden tanırdı. Tam bir eylem adamıydı Talat. İşçi önsezisiyle pandemide en çok işçilerin öleceğini de tahmin etmiş ve ölümünden bir gün önce ailesiyle bu doğrultuda konuşmuştu.
13 Mart 1995 – Zeynep Poyraz
30 Mart 1995 – Hakan Çabuk
Gazi’de patlak veren büyük anti-faşist direnişte Zeynep Poyraz, direnişin ikinci günü polisin açtığı ateş sonucunda şehit düştü. Hakan Çabuk ise, kendi bölgesi olan Ümraniye-1 Mayıs mahallesinde Gazi için yapılan eylemde polis kurşunlarıyla katledildi.
24 Mart 1984- Sefaköy direnişi
“Nerede boşluk varsa, oraya koşmakta hiç tereddüt etmeyenlerden”di Mehmet Ali. “Kaçmalarla, göçmelerle tozarken Avrupa yolları”, Adana il komitesine koşar adımlarla gitti. Bir eylem hazırlığı için İstanbul’a çağrıldığında da, bir “görev adamı” olarak tereddütsüz kabul etti.
İsmail Cüneyt’in komutasında Aslan Tel ile birlikte eylemi gerçekleştireceklerdi. Ne var ki, bulundukları ev bir ihbar sonucu basıldı. Mehmet Ali Doğan ve Aslan Tel, İsmail Cüneyt’in önüne siper oldular, onun ateş çemberini yararak çıkmasını sağladılar. Ve iki yoldaş, Sefaköy’deki evi granitten kaleye çevirerek şehit düştüler. Baharda toprağa düşen tohum oldular…
İsmail’in komutasındaki Sefaköy direnişi, üç işkencecinin de ölmesiyle sonuçlanmıştı. Hem de faşist generallerin meydanlarda “ezdik-biçtik” diye nutuk attıkları bir dönemde; 1983 yılının Mart ayında… Bir yıl kadar sonra, bir tesadüf sonucu İsmail’i bulduklarında, aynı gece gözaltında kaybettiler. Kurşuna dizdiler hunharca…
12 Eylül’ün yukarıdan aşağıya hakimiyetini tamamen kurduğu, devrimin yenilgisinin kesinleştiği ve yaprağın dahi kımıldamadığı o günlerde, bir avuç kır çiçeği, “dövüşenler de var bu havalarda” dedi, bir kez daha sarstı ülkeyi. Tıpkı 12 Eylül’ün ilk günlerinde Osman Yaşar Yoldaşcan’ın Bağcılar’daki direnişi gibi…
Sefaköy, faşist cuntaya karşı direnişin bitmediğini, ihtilalci komünistlerin mücadeleyi kesintisiz sürdürdüklerini gösterdi. Şairin dediği gibi “Eğer çivi yapılmış olsaydı bu adamlardan / Daha sağlamı bulunmazdı onlardan.”