Suriye’de Alevi katliamı ve direniş

Suriye’de Lazkiye ve Tartus kentlerinde HTŞ’lilerin Alevi bölgelere saldırdığı ve katliam gerçekleştirdiği yönünde haberler geliyor. İngiltere merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR), Lazkiye’nin kıyı bölgesinde yüzlerce Alevi’nin katledildiğini duyurdu. İçlerinde kadınlar ve çocuklar da var.

HTŞ’nin iktidarı ele geçirdiği 8 Aralık 2024 tarihinden itibaren, ülkede yaşayan Alevi nüfus bir katliam korkusu altında yaşıyordu. Cihatçı çetelerin Alevilere olan büyük düşmanlığı biliniyor. Hatta cihatçı çeteler, kendileriyle aynı mezhepten olmayan Sünnilere karşı da düşmanlık besliyorlar. Taliban’ın Afganistan’daki katliamlarının yanısıra, IŞİD’in Suriye ve Irak’taki ilerleyişi sırasında girdiği bütün köylerde büyük kıyım gerçekleştirdiği, kadınları köleleştirdiği, erkeklerin kafasını kestiği, kameraların önünde canlı canlı yakarak kayıt aldığı sayısız örnek basında yer almıştı.

Şimdi HTŞ de gerçek yüzünü gösteriyor. Takım elbise giyip kravat takmakla zihniyet değişmiyor. ABD’nin Colani’yi ve HTŞ’yi makyajlayarak “kabul edilebilir” seviyeye çekme çabası, her yerinden patlıyor. Suriye’de iktidarı ele geçirdikten sadece 3 ay sonra Lazkiye ve Tartus’ta başlattıkları Alevi katliamları, gerici-cihatçı çetelerin gerçek yüzünü ortaya seriyor.

HTŞ yaptığı açıklamada, “devrik Esad yanlısı güçlerle çatıştığını”, onların silahlı direnişini kırmaya çalıştığını söyleyerek, katliamı meşrulaştırmaya çalışıyor; diğer taraftan Suriye’nin resmi haber ajansı SANA’ya konuşan bir bakanlık yetkilisi, “bölgede bireysel ihlallerin yaşandığını” itiraf ediyor. Onların bu kadarını itiraf ediyor olması, katliamın büyüklüğünü göstermeye yeter. BBC’nin haber doğrulama servisi de, Lazkiye’de bir cesedin arabaya bağlanarak sürüklendiğini doğrulamış durumda.

 

Katliama dönüşen saldırılar

Aslında gerici cihatçı çete HTŞ’nin iktidarı ele geçirdiği günden itibaren Aleviler üzerindeki baskı ve saldırıları artırdığı biliniyordu. Bu süreçte çok sayıda insanın öldürüldüğü, gözaltına alınmasının ardından bir daha haber alınamadığı, evlerine-mülklerine el konulduğu gibi haberler basında sıkça yer alıyordu. Uluslararası imajını parlatmakla meşgul olan HTŞ, resmi olarak bu saldırıları kabul etmiyordu elbette. Zaten saldırıları gerçekleştirenlerin resmi ya da sivil olmasının bir önemi yoktu; yeni yönetim, kimi zaman resmi kolluk güçleriyle, kimi zaman sivil giyimli haliyle bu saldırıları düzenliyordu.

Bütün bu birikim 6 Mart günü patladı. HTŞ yönetimini eleştiren bir kişiyi gözaltına almak üzere Lazkiye’de Beyt Ana köyüne gelen kolluk güçleri, köy halkının direnişi ile karşılaştı. Ardından Şam’dan gelen birlikler köyde operasyon başlattı. Herkes artık bu operasyonların ölüm anlamına geldiğini biliyordu. Esad döneminde Suriye ordusunda görev yapan, HTŞ’nin “silahlarınızı teslim edin” çağrısını kabul etmeyen gruplar, bu operasyonları yürüten HTŞ güçleri ile çatışmaya başladı. Direniş büyüyünce, HTŞ, çevre kentlerden bölgeye asker çağırdı. Direniş güçleri, askerlerin geleceği yolda önlerini keserek çatışmaya başladı. Bunun ardından bölgeye çok sayıda cihatçı birlikler sevkedildi. Lazkiye ve Tartus’ta elektrik ve içme suyu kesildi, HTŞ doğrudan imha operasyonu başlattı.

Perşembe gününden beri süren çatışmalarda, SOHR’un tespitlerine göre bugüne kadar HTŞ’ye bağlı 125, eski Esad askerlerinden 148 kişi öldü. Çatışmalar sırasında HTŞ tarafından doğrudan hedef gözetilerek katledilen sivil Alevilerin sayısı ise 745; bunların önemli bir bölümü kadın ve çocuk. Cesetlerin sokaklara saçıldığı, kimsenin dışarı çıkıp cenazesini alamadığı söyleniyor. Birçok ailenin yokolduğu belirtiliyor.

* * *

Cihatçı çeteler bir Alevi katliamı yürütüyor. 2014’te Irak’ta, Şengal’de, Kobane’de yaşanan katliam, şimdi Lazkiye’de, Tartus’ta gerçekleştiriliyor. O zaman adı IŞİD’di, şimdi HTŞ oldu; ama amaç değişmedi. Arkalarındaki Amerikan emperyalizminin desteği de. HTŞ çeteleri, doğrudan ABD’den, Türkiye’den, İsrail’den destek alarak yürütüyor bu katliamı. Katliamı İstanbul’da protesto etmek isteyenler için, bazı ilçelerde eylem yasağı başlatılması bile, Türkiye’nin cihatçı çetelere olan desteğini, Alevi katliamına verdiği onayı kanıtlıyor.

Bu katliam derhal durdurulmalıdır.

Cihatçı çetelere karşı direnmek meşrudur, doğrudur, zorunludur.

Bunlara da bakabilirsiniz

30. yılında Gazi Direnişi’ne yeniden bakmak

Gazi Direnişi 30. yılında… Aradan geçen 30 yıl, ona daha nesnel bakmak ve doğru dersler …

Emekçi kadının sahiplendiği kavga yenilmez!

Kölelik, feodalizm, kapitalizm… Bütün sınıflı toplumlar kadını, yani toplumun yarısını yok saydı. Çünkü egemenler, kendi …

8 Mart sınıfsaldır, devrimcidir!

8 Mart, Dünya “Emekçi Kadınlar” Günü’dür. Fakat son yıllarda “Kadınlar Günü” olarak kutlanmaya başlandı ve …