Saraçhane’de 4. gün: “Konsere değil eyleme geldik!”

Saraçhane’de sayı her geçen gün katlanarak artıyor. CHP, dün için sayıyı 550 bin kişi olarak açıklamıştı; bugün için ise 1 milyon rakamı şaşırtıcı olmaz. Sadece meydan değil, meydana açılan caddeler ve ara sokaklar bile dolu. Gerçekten güçlü ve öfkeli bir kitle var burada.

Bugün aynı zamanda Çağlayan’da duruşmaların başlamış olması, kitleyi daha da sabırsız ve öfkeli hale getiriyor. Alanda internet kullanmak mümkün olmadığı için, CHP’nin bir açıklama yapması, durumu anlatması bekleniyor; ancak CHP kitleyi oyalama çabasında. Önce uzun bir süre, İmamoğlu’nun sesinden konuşmalar yapılıyor. Eski miting konuşmalarından derlenmiş bir kolaj.

Ardından iki üniversite öğrencisi peşpeşe konuşma yaptılar. Konuşmalar militan, coşkulu konuşmalardı. İstanbul’daki üniversite öğrencilerinin bir platform kurduğunu öğrendik bu konuşmalardan. Ve ortak hareket etme kararı aldıklarını. “Pazartesi gününden itibaren İstanbul’daki bütün üniversitelerde boykot yapacağız” cümlesi alanda çok büyük bir coşkuyla karşılandı. Ve öğrenciler, kitleyi de “Genel grev genel direniş”e çağırdılar. Öğrencilerin eylem gücü, her zaman kitleyi olumlu motive eder; şimdi de öyle oldu. Kitle, “genel grev, genel direniş” çağrısından çok etkilendi.

Ardından sanatçılar çıkıyor sahneye. Belli ki o gün birçok sanatçı çağrılmış ve her biri birer parça söylesin istenmiş. Böylece zaman doldurulacak. Önce Melike Demirağ çıkıyor kürsüye. Kitlede belli bir hoşnutsuzluk yaratıyor bu durum. Ardından Moğollar gelip “Bir şey yapmalı” ile coşturuyor kitleyi. Sonra Erdal Erzincan… Ağır bir ağıt biçimindeki türküsünü söylemeye başlayınca, kitle patlıyor: “Konsere değil, eyleme geldik!” Yüzbinlerce kişi bir ağızdan bu sloganı atıyor. Yüzbinlerce kişi, CHP’nin kitleyi oyalama taktiğine tepki gösteriyor.

Aslında bu türden eylem alanlarında Moğollar gibi ya da her gün tekrar tekrar çalınan İlkay Akkaya’nın “Kurtuluş yok tek başına” parçası gibi, doğrudan eyleme dönük marşları olur; bu şarkılar hem kitle hem de eylem üzerinde olumlu bir etki yaratır. Ancak mitingin “halk türküleri konseri”ne çevrilmesi, bu eylemci kitleye karşı çok büyük bir saygısızlıktı, öyle de algılandı.

Yüzbinlerce insan birden Erdal Erzincan’ın türküsünü yuhlamaya (aslında CHP yönetimini yuhlamaya) başlayınca, yüzbinlerce insan birden “Konsere değil, eyleme geldik” diye slogan atınca, CHP’liler duruma müdahale etmek zorunda kaldılar. Önce “elbette burada kitlenin istediği olur, kitle ne isterse biz de onu yapacağız, burada kararları kitle alır” gibi sözlerle kitleyi sakinleştirmeye çalıştılar. Sonra “kitle ne isterse o olur”dan yola çıkarak “şimdi ne yapmak istiyorsunuz, slogan mı atacaksınız, İmamoğlu’nun konuşmalarını mı dinlemek istiyorsunuz” diye sordular; kitlenin tepkilerine göre “peki o zaman şimdi sizin sloganlarınıza bırakıyoruz” diyerek kontrolü iyice kaybettiler.

Özgür Özel’i bekleme süreci devam ederken, Muharrem İnce’yi çıkardılar kürsüye. Önce Bozdoğan Kemeri’ni zorlayan gruba “provokatör” demeye kalkıştı Muharrem İnce; kitlenin tepkisi üzerine toparladı ve konuyu değiştirdi. Sonra “Kılıçdaroğlu ile ben cumhurbaşkanlığı yarışını kaybetmiş kişiler olarak, İmamoğu’nu destekleyeceğiz” diyerek, kitlenin coşkusunu, desteğini arkasına almaya çalıştı.

Çağlayan’dan haber gelmediği için kitlede giderek büyüyen hoşnutsuzluk, Özgür Özel’in kürsüye çıkmasının ardından duruldu. O ana kadar Çağlayan’dan haber almak isteğini ifade eden sloganlara karşılık, ifade verme sürecini özetledi; Boğaziçi Üniversitesi’nde yaşanan saldırıya ilişkin “milletvekillerimiz orada” dedi.

Özgür Özel, Saraçhane kürsüsü üzerinde her gün biraz daha militanlaşan bir üslup kullanmayı öğrenmiş görünüyor. Söyledikleriyle kitleyi kontrol etmeyi, şimdilik başarıyor. Mesela birkaç saat önce türkülere sloganlarla tepki veren kitleyi, Zülfü Livaneli dinlemeye ikna etti.

Özgür Özel’in ardından kürsüye çıkan Mansur Yavaş ise, tam bir fiyaskoydu. Genel olarak CHP kitlesi tarafından bile sevilmeyen, sağcı yüzünü her fırsatta ortaya koyan Mansur Yavaş, Özgür Özel’in kitle üzerinde yarattığı olumlu etkiyi de boşa düşürdü. Özellikle Kürt halkına dönük saldırgan ifadeleri, kitleden tepki topladı.

Bunlara da bakabilirsiniz

Şişli Belediye işçileri tutuklamalara, kayyuma karşı ve alacakları için eylem yaptı

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan ve diğer belediye çalışanlarının tutuklanmasının …

Kayyum atanan Şişli Belediyesi önünde miting

Saraçhane mitinglerinin bitmesinin ardından, CHP her hafta sonu bir ilde, her Çarşamba İstanbul’un bir ilçesinde …

İstanbul’da tutsak öğrencilerle dayanışma konseri

19 Mart’tan sonra başlayan eylemlerde öne çıkan öğrenci gençliğin eylemleri sürüyor. Öğrenciler boykot çağrıları yapıyor; …