Gözaltında ve hapishanede işkence

19 Mart’tan bugüne 2 bine yakın kişi gözaltına alındı. İstanbul’da 268, Türkiye genelinde 301 kişi tutuklandı.

Polisin gaz bombalı, tomalı, plastik mermili saldırılarına karşı direnenler, hem alınırken hem de emniyette işkence gördüler. 2911 sayılı “toplantı gösteri yürüyüş yasasına muhalefet” iddiasıyla hakim karşısına çıkartılanlar, tutuklamaya gerek olmadığı halde, hükümetin talimatıyla tutuklama, ev hapsi ve adli kontrol kararları ile karşılaştılar. Amaç, tutuklama tehdidiyle kitle hareketini bastırmaktı.

Ağırlıklı olarak öğrenci gençlik bu saldırıların hedefi oldu. Çok sayıda üniversiteden öğrenciler tutuklandı. Birçok partinin yöneticileri ve üyeleri, keza akademisyenler gözaltına alınıp tutuklananlar arasındaydı. Öğrencilerin boykotuna destek vermek için iş bırakan Eğitim-Sen yöneticileri 15 gün ev hapsi cezası aldı. Ayrıca İstanbul’da DİSK Enerji Sen Genel Merkezi’ne baskın düzenlendi.

28 Mart’ta İstanbul’da aralarında Etha Muhabiri Elif Bayburt ve Evrensel muhabiri Nisa Sude Demirel’in de bulunduğu 20 kişi gözaltına alındı. Muhabirler serbest bırakılırken 5 kişi tutuklandı, 6 kişiye de ev hapsi cezası verildi.

Gözaltına alınanlara yoğun işkence yapıldığı, kadınlara tacizde bulunulduğu, avukatlar ve milletvekilleri tarafından açıklandı. Yayınlanan fotoğraflarda ve kamera görüntülerinde polisin yakın mesafeden ve hedefli olarak yoğun bir şekilde plastik mermi ve gaz bombası kullandığı görüldü; alınanlarda plastik mermi morluklarının yanı sıra kemik kırıkları da vardı.

Gözaltındakileri savunmak için emniyet müdürlüğü ve adliyelere giden avukatlar da polis saldırılarına uğradı. Cevahir önünde yapılmak istenen öğrenci eylemini takip eden avukatlar abluka içindeki öğrencilere ulaşmak isteyince saldırıya uğradı. İstanbul ÇHD Şube Başkanı Ezgi Önalan, sakallı bir öğrenciye ‘maske taktığı için’ tutuklama kararı çıkarılmak istendiği, ancak görüntülerde maske değil de sakal olduğu anlaşılınca hakimin bu kez suç uydurarak tutuklattığını anlattı. Ayrıca herhangi bir delil olmadan, sadece talimatla tutuklamaların yapıldığını belirtti. Dosyaya erişimlerinin engellendiği ve savunma hakkının gasp edildiğini belirten avukatlar, tutuklamaların hiçbir hukuki gerekçesinin olmadığına değindiler.

Sezgin Tanrıkulu İstanbul Emniyeti’nde bir kadın öğrenciye polisin yaptığı tacizi bildirdi. Kadın öğrenci gözaltına alındığı anda ve sonrasında yaşanan olayları tutanaklara geçirtti. Kocaeli’nde gözaltına alınanlara polisin su dahi vermediğini, “gidin tuvaletten için” dediğini, hakaretler ve küfürler ettiğini açıkladı. Gözaltına alınanların birçoğu darp raporu dahi alamazken, birçok gencin de “fişlenme” korkusuyla bunu yapmaktan korktuğunu söyledi.

Tutuklananlara hapishanelerde ayrı bir işkence uygulanıyor. Bayram dolayısıyla kantinlerin kapalı olmasını gerekçe gösteren devlet, alışveriş yapılmasına izin vermiyor; hatta ilaç ihtiyacı olanların ilaçlarını vermiyor.

Ayrıca kıyafetleri içeriye alınmadığı için gözaltına alındıkları kıyafetlerle beklemek zorunda kalıyorlar. İstanbul, İzmir, Ankara ve tutuklamaların olduğu diğer illerde hapishanelere ziyaret gerçekleştiren barolar ve CHP milletvekilleri, başta hijyen olmak üzere birçok ihtiyaçlarının karşılanmadığını söylediler, gözaltı sırasında ve emniyette uygulanan işkence izlerinin hala durduğuna dikkat çektiler.

İçeride ise, tutuklanan gençlerin çetelerle ve farklı suçtan tutuklularla biraraya konduğunu, bu nedenle zorluklar yaşadığı, çetelerin “artık hayatınız bitti” diyerek öğrencileri korkutmaya, tehdit etmeye çalıştığı öğrenildi.

 

 

Bunlara da bakabilirsiniz

Öğrenciler tartışıyor: Nasıl ilerleyeceğiz?

İstanbul Öğrenci Meclisi’nin İstanbul’daki tüm üniversitelere yaptığı çağrı ile toplanan öğrenciler, 6 Nisan’da forum düzenlediler. …

Direnişin gücüyle 1 MAYIS’TA TAKSİM’E!

Gezi Direnişi’nden 12 yıl sonra yeni bir halk hareketi ile karşı karşıyayız. İlk haftası ağırlıklı …

Özgür Özel’den emperyalistlere güvence!

İmamoğlu’nun ardından başlayan direniş, bir halk hareketine dönüşünce, emperyalist ülkeler başta olmak üzere tüm dünyanın …