Yeni eylem dalgasının yükseldiği “Proje Okullar” üzerine…

Milli Eğitim Bakanlığı, “Proje Okul” adı verilen okullardaki yaklaşık 20 bin öğretmeni görevden alınca, liseler de yeni eylem alanına dönüşmüş, İstanbul’un en köklü okulları başta olmak üzere, ülkenin dört bir yanında liseliler eylem yapmıştı. Son olarak 18 Nisan günü Eğitim-Sen, İstanbul’da Cağaloğlu Anadolu Lisesi önünde eylem yaparak, Proje Okullara yapılan atamaları ve bu okullardaki öğretmenlerin “norm fazlası” yapılarak görevden alınmasını protesto etti.

 

Proje Okul nedir?

2014 yılında mevcut Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşarı iken onun özel çalışmasıyla yürürlüğe giren “Proje Okulu” kavramı; ulusal veya uluslararası proje yürüten okul ve kurumları tanımlamak için kullanılıyor. 2014 yılında 44 okul ile başlayan ve dönemin Milli Eğitim Bakanı tarafından “Üçü, beşi geçmeyecek” şeklinde tariflenen uygulama, bugün 2318 kuruma ulaşmış durumda. Türkiye genelindeki 366 fen lisesinin 363’ü proje okul kapsamında bulunuyor. İsmi bilinen, köklü okul olarak kabul edilen birçok okul da yine proje okul kapsamında.

Proje okullarda görev alan öğretmenlerin atamaları ve çalışma şartları diğer kamu okullarındaki öğretmenler gibi ilerlemiyor. MEB bu okullar için “Öğretmen atama ve yönetici görevlendirme yönetmeliği”ni esas alıyor. Devlet okullarında öğretmen atamaları, görev yaptıkları süre ve bölgeye göre değişen hizmet puanı esasına göre yapılırken; proje okullarında öğretmen ataması ve yönetici görevlendirmesi Öğretmenlik Meslek Kanunu’nda belirtildiği haliyle, doğrudan Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yapılıyor. Proje okullarında görev yapan öğretmenlerin çalışma süresi ise 4+4 yıl olmak üzere en fazla 8 yıl ile sınırlandırılıyor. Aynı proje okulunda 4 yıl görev yapan bir öğretmenin çalışma süresi sadece bakan onayı ile 4 yıl daha uzatılabiliyor.

Bu haliyle proje okullarındaki öğretmen atama ve yönetici görevlendirme süreci şeffaflıktan ve liyakatten uzak, keyfiyete dayalı bir şekilde işliyor. Hiçbir somut kritere dayanmayan bu süreç; AKP’nin eğitim alanına önceki “projeleri” gibi muhalif öğretmenlere saldırı ve yandaş sendika üyesi olmayan öğretmeni tasfiye etme çalışması anlamına geliyor.

Hükümetin son dönemde yoğunlaşan saldırılarının son halkası olan ve özellikle Türkiye’nin köklü liselerindeki muhalif öğretmenleri hedef alan, dönem ortasında acele ile açıklanan norm fazlası öğretmen atamaları Türkiye genelinde ciddi bir tepki ile karşılaştı.

CHP belediyelerine soruşturma ile başlayan, üniversite öğrencilerini harekete geçiren ve son olarak köklü liseleri hedef alan saldırı dalgası, elini attığı her alanda yeni bir mücadele cephesi ile karşılaştı. Kamuda örgütlü eğitim sendikaları eylemler düzenlediler, düzenlemeye devam ediyorlar. Lise öğrencileri öğretmenleri için eylemler yapıyor, derslere girmiyor, okulu boykot ediyorlar. Mücadele toplumun her kesimine yayılıyor.

Son dönemde her saldırısında bir tepki ve mücadele ile karşılaşan AKP hükümeti ise geçtiğimiz günlerde norm fazlası öğretmen atamalarının durdurulduğunu açıkladı. Ancak atamaların durdurulması geçici bir kazanımdır, bir çözüm değildir. Öncelikle “Proje Okul” uygulaması derhal son bulmalıdır. Proje okullarındaki atamaların liyakate ve mesleki birikime dayalı olarak tekrar yapılması gerekmektedir. Emekçilerin en etkili gücü örgütlü mücadeledir ve toplumsal mücadelenin bu denli yükseldiği bir aşamada öğretmenler de örgütlü mücadelesini sürdürmelidir.

Özel sektör eğitim emekçisi

Bunlara da bakabilirsiniz

Bursa-Mudanya’da 1 Mayıs

Mudanya’da 1 Mayıs, yurdun pek çok yerinde olduğu gibi yağmur altında geçti. Buna rağmen yaklaşık …

Adana Yağmur Altında Kutladı 1 Mayıs’ı

  Adana’da 1 Mayıs yoğun olarak yağan yağmurun altında başladı. İşçi ve emekçiler, toplanma yeri …

Artvin’de 1 Mayıs! Daha kitlesel ve coşkulu…

1 Mayıs’a bu yıl her zamankinden daha farklı hazırlanıyorduk. Genelde 19 Mart darbesi ile başlayan …