Fransa 1 Mayısı’nda sınıfa karşı sınıf savaşı

Yaşamın ve doğanın tahribatına dur demenin, emeğin geleceğine sahip çıkmanın günü oldu 1 Mayıs. Bir kez daha sömürücülere korku saldı. Emperyalist kapitalistlerin politikalarına kitlelerin gittikçe daha fazla tepki yükselttiği ve bir anlamda hesap sorma günüydü 1 Mayıs…

Tam 140 yıldır enternasyonalist bir mücadele günü olarak kutlanır, ya da kutlamak için burjuvaziyle dişe diş, göğüs göğüse çarpışılır. Sadece emperyalizme, kapitalizme karşı değil, aynı zamanda her türden reformistlere, oportünistlere karşı da sürdürülen, sürdürülmesi gereken bir kavga günüdür 1 Mayıs…

Bu yılki 1 Mayıs’ta Paris sokakları da böyle bir güne şahit oldu. İşçiler, emekçiler, oturumu olan-olmayan binlerce göçmenler, anti-kapitalist gençler yek vücuttu. Fransa’da yaşayan Amerikalılar bile Trump ve politikalarına karşı olduklarını açtıkları pankart ve sloganlarıyla dile getiriyorlardı.

Son yıllarda Avrupa’nın birçok ülkesinde faşist partiler yabancılara karşı  ırkçı söylemler ve saldırılarla yükselişe geçmişti. Buna karşın yerlisi-yabancısı anti-fasist güçler, daha örgütlü ve birlik içinde eylemlilikler organize etmeye başlamıştı. Yürüyüş sırasında görülmeyen anti-faşist gençler, birden bire beşer-onar gruplarla çıkıverdiler ve zenginlik abidesi kurumları tahrip ettiler. Polisin gazlı saldırısı ve gözaltılara karşı daha organize hareket ederek polisi de yanılttılar. Adeta “ÖRGÜTLÜYÜZ DAHA GÜÇLÜYÜZ” diyorlardı devlete ve kitleye…

Sendikalar, özellikle sola yakın olanlar, (CGT FO SOLIDER gibi) Macron ve hükümetinin sürdürdüğü ekonomi ve savaş politikalarını protesto ederken, kortejler kitlesellikleriyle coşkularıyla geçmiş yıllara nazaran daha güçlüydüler.

Bu seneki toplanma alanı olan Place De Italy Meydanı, büyük bir alan olmasına rağmen toplanmak için uygun değildi, ama yürüyüş güzargahı daha uzundu.

Aslında biz Türkiyeli ve Kürdistanlılar bakımından da bu 1 Mayıs, özgün olmalıydı. Çünkü AKP- MHP yönetiminin emperyalistlerle işbirliği içinde 22 yıldır  terör, baskı ve zora dayalı politikaları halkta hoşnutsuzlukları ve tepkileri büyütmüştü.16 Mart direnişi bu birikmiş öfkeyi ortaya çıkardı. Toplumun her kesimi, özellikle üniversite gençliğinin polis barikatlarını aşarak ortaya koydukları direnç, morallerin yükselmesine vesile oldu. Ülke dışında yaşayan Türkiyeliler de bulundukları yerlerde sokaklara ve meydanlara çıkarak Erdoğan yönetimine karşı gösteriler yaptılar. Bu eylemler birçok yeni gelişme imkanlarını da bağrında taşıyordu. 1 Mayıs’a toplumsal muhalefet ve ilişkilerin güçlendirilmesi, birleşik mücadele alanlarının yaratılması perspektifiyle yaklaştık.

Nisan ayının başından itibaren diğer kurumlara çağrıda bulunduk. Çalışmalarımızı dünyada ve ülkemizde yaşanılan süreç ve çözümleri üzerinden sürdürürken, yürüyüş, panel gibi toplantılara da katıldık. Son hafta biraraya geldiğimiz kurumlarla birçok kararlar aldık.

Bu seneki toplanma alanının ortasında büyük bir havuz vardı, park olan yerin ise etrafı çitlerle çevrilmişti. Bu durum kitlenin toplu biçimde bir arada buluşmasını ortadan kaldırıyordu. Stantlar dar kaldırımlara bir ip gibi dizilmiş şekilde kuruldu. Komitenin kitleyi toparlaması ve okunan ortak metnin hedefine ulaşması zor oldu. Tüm bu olumsuzlukların yanında, yürüyüş güzergahının daha uzun olması en iyi yönüydü. Devlet önemli giriş-çıkışları, birçok yolu kapatmıştı, hatta ara sokaklarda park edilmiş araçları dahi çekme tehdidinde bulunmuştu. Ayrıca havanın mevsim normallerinden yüksek olması, 1 Mayıs gününün hafta içine denk gelmesi, sonraki günün çalışma günü olması katılımın az olma ihtimalini güçlendiriyordu. Bu endişelere karşın, kitlesel bir katılım gerçekleşti.

Yürüyüş saat 14.00’te başlayacaktı. Biz Türkiyeli kurumlar her zamanki gibi erken saatlerde alana geldik. Pankartlarımızı, flamalarımızı stantlara uygun bir şekilde yerleştirdik. Miting saatinde sakin olan alan, birden bire ikiyüz bin kişilik kitleyle doldu taştı ve tüm canlılığıyla 1 Mayıs gösterisi başladı.

Akşam saatlerine gelmesine rağmen alanda halen kortejler yürümek için bekliyordu. Kortejin başı Nations Meydanı’na varmıştı. Bazı yoldaşlarımız beklemekten yorulmuş olduklarından önceden yürüme kararı aldık. Zaten Türkiyeli kurumlar olarak birlikte yürüme olanağı kalmamıştı. Yürüyüş o kadar canlı ve özgür bir ruh hali içinde geçti ki, kitleler geç saatlere ve tüm yorgunluklarına rağmen varış alanını terk etmediler. Kesilmeyen sloganlar, politik şarkılar, özgün danslar, atılan havai fişekler ve renkli sis meşaleler ile ortalık şenlendi. Yaşlısından gencine, işçisinden emeklisine, oturumu olandan-olmayana, renk, dil ırk farkı gözetmeksizin herkes kapitalizme ve faşizme isyanını haykırdı. İnsanlığa reva görülen yaşam koşullarına, savaşlara, sömürüye karşı öfkesini ortaya koydu yüzbinler.

  • VIve le 1 MAY! YASASIN 1 MAYIS!
  • KAHROLSUN EMPERYALİZM ve İŞBİRLİKÇİLERİ!
  • YASASIN PROLETERYA ENTERNASYONALİZMİ!
  • YASASIN DEVRİM VE SOSYALİZM!

Fransa PDD

Bunlara da bakabilirsiniz

1 Mayıs’ı ve Taksim’i kazandık! DİRENİŞİ ÖRGÜTLEME, BÜYÜTME ZAMANI!

1 Mayıs’ı geride bıraktık. Ama yankıları sürmeye devam ediyor. Komünist Enternasyonal’in 1889 yılında “işçi sınıfının …

2025 1 Mayısı: Reformizmin su yüzüne vurması

1 Mayıslar uzun süredir ülkemizde bir saflaşma süreci olarak cereyan ediyor. Bir başka ifadeyle varolan …

9 Mayıs 1945- Berlin’e kızıl bayrak çekildi

9 Mayıs 1945, İkinci Emperyalist Paylaşım Savaşı’nın resmen bittiği gündür. Birinci emperyalist savaştan yenik çıkan …