19 Mart’ın 2. ayında üniversiteliler yeniden meydanlarda

Eylemlerin başlamasının üzerinden 2 ay geçti. 19 Mayıs günü için, üniversiteliler tutuklu sıra arkadaşları için iki farklı noktaya çağrı yaptılar. Bu iki farklı nokta, siyasi ayrımların açık bir ifadesi olarak gençliğin birleşik temelde antifaşist örgütlenmesini acil bir görev olarak dayatıyor. (Ayrıca tutuklu öğrenciler protestosunu 19 Mayıs bayramı ile birleştirmek isteyen bir grup da Saraçhane’ye çağrı yaptı.)

İstanbul Üniversiteler Koordinasyonu’nun yaptığı çağrı saat 15.00’de Taşkışla’da bulunan İTÜ Mimarlık Fakültesi önündeydi. Basın açıklamasının ardından planlanan konser için Maçka parkına yüründü. Okunan basın açıklamasında, 19 Mart’tan bu yana hukuksuz şekilde tutuklanan sıra arkadaşları için burada olduklarını ifade ettiler. “Gençlik Bayramı diyorlar, peki nerede bu gençler? Demokratik haklarını kullandıkları için cezaevindeler. Gençlik Bayramı diyorlar, peki nerede bu gençler? MESEM Programıyla atölyelerde iş cinayetlerine kurban gidiyorlar” diyerek bütün sıra arkadaşları serbest bırakılana dek mücadeleye devam edeceklerini ifade ettiler. Çocuk işçiliği ve iş cinayetlerini kabul etmeyeceklerini ilan ederek, yapılan “ulusal” demagojinin ikiyüzlülüğünü teşhir ettiler.

Protestoda, 19 Mart eylemleri sırasında “Diktatör Erdoğan” pankartı taşıması gerekçe gösterilerek tutuklanan, kalp ve böbrek rahatsızlıklarına rağmen tahliye edilmeyen Esila Ayık’ın mektubu okundu.

Okunan mektubun ardından hep bir ağızdan atılan “Öğrenci Tutsaklar Onurumuzdur” sloganı, tutuklama saldırısı ile gençlik kitlelerini demokratik hak ve özgürlükler mücadelesinden vazgeçiremeyeceklerinin göstergesi niteliğinde. “Parasız, Bilimsel, Demokratik Eğitim” sloganı da öğrenci gençliğin en temel sloganı olarak karşımızda duruyor. Üniversitelilere göre, toplumcu bir eğitim anlayışını hakim kılmaya ihtiyaç var.

Devrimci öğrenciler ise saat 18.00’da Bakırköy Özgürlük Meydanı’na çağrı yapmışlardı. Maçka’daki öğrencilerin de birçoğu Bakırköy’e geçtiler. Okunan basın açıklamasında “Bugün AKP bir tutuklama terörüyle halkı ve gençliği susturmak istiyor. Kuyu tipi hapishaneler kuruyor, bunlara karşı direnenleri ise yalnızlaştırmak istiyor. Hala onlarca arkadaşımız tutuklu. Fakat ne yapılırsa yapılsın nafile. Arkadaşlarımızı, özgürlüğümüzü ve bizim olan her şeyi alacağız” diyerek tutuklanan sıra arkadaşlarını geri alacaklarını ve özgürlük mücadelesini üniversitelerden ve sokaklardan tüm memlekete yayacaklarını ifade ediyorlar. İbrahim Kaypakkaya’nın ve Mahir Çayan’ın posterleri üniversiteli gençliğin ortak mirası olarak elden ele yükseltildi. Bandista grubu da şarkılarıyla alanda bulundu.

“Kuyu Tipleri Kapatılsın” ve “Zindanlar Yıkılsın, Tutsaklara Özgürlük” sloganlarının ardından tutsak öğrencilerin mektupları okundu. Yaklaşık 2 aydır Edirne Kapalı Cezaevinde tutuklu bulunan Trakya Üniversitesi öğrencileri Azra, Zeynep ve Özgür’ün mektubunda şu ifadeler yer aldı:

“Herkese sevgi dolu selamlar. Tutuklanmamıza şaşırmadık. Çünkü nerede ses çıkaran, mücadele eden birileri varsa onlardan korktuklarını biliyorduk. Bir korkunun sonucunda tutuklandık. Biz Trakya Üniversitesi’ndeki hak gasplarına karşı mücadele ediyorduk. Yemekhane zammına da ses çıkardık, bir denetim uygulaması olan kampüs 4.0’a karşı da. CİTÖK’ün kurulması için imza da topladık, kadınlar katledildiğinde kampüsü eylem alanına da çevirdik. Şimdi biraz dinlenmemizi istemişler, biz de icabet etmiş olduk. Ancak çok daha güçlü çıkacağımızı söylemek isteriz. Dışarıdaki mücadeleyi çok merak ediyor, orada olmayı çok istiyoruz. Biz de içeride mücadele ediyoruz.”

Koç Üniversitesi’nin getirdiği “Gezinin Çocukları Mücadeleye Büyüdü” pankartı bu mücadelenin ulusalcı değil, devrimci bir geleneğe sahip olduğunun ifadesiydi. Yıldız Teknik Üniversitesi’nin getirdiği “Özgürlük Yıldızlı Geceler Kadar Bizim” pankartı da, Nazım Hikmet’in Benerci Kendini Niçin Öldürdü şiirindeki “Delikanlım! İyi bak yıldızlara, onları belki bir daha göremezsin…” mısraını anımsatıyor.

Bakırköy Meydanı, Kavgamızın Şairi Adnan Yücel’in o ünlü dizeleriyle yankılandı. “Bitmedi Daha Sürüyor O Kavga Ve Sürecek Yeryüzü Aşkın yüzü Oluncaya Dek!”

Bunlara da bakabilirsiniz

Bir yanda “barış” demagojileri, bir yanda artan saldırganlık; MÜCADELEYİ BÜYÜTMEK DIŞINDA ÇARE YOK!

Erdoğan yönetimi, giderek eriyen kitle desteğine karşın ayakta kalabilmek için her yöntemi kullanıyor. Önceki yıllarda …

Yükselen gençlik hareketi üzerine

İstanbul Üniversitesi öğrencilerinin İBB Başkanı İmamoğlu’nun diplomasının iptalini protesto için 19 Mart günü Beyazıt Kampüsü’nde …

Türkiye’de sendikal hakların kara tablosu

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, 19 Nisan 2025 tarihinde, Memur-Sen’in düzenlediği bir toplantıda, …