İstanbul Büyükşehir Belediyesi iştiraklerinden Beltur’da çalışan Disk/Dev Turizm-İş üyesi 3 işçi 17 Haziran tarihinde işten çıkarılmıştı. İşçilere; işten çıkarılma sebebi olarak amirlerine hakaret ve performans düşüklüğü gibi bahaneler sunuldu. 3 öncü işçinin asıl işten çıkarılma sebebi, patron-sarı sendika işbirliğidir.
Beltur’da yetkili sendika Türk-İş’e bağlı sarı sendika TOLEYİS. İşçilerin kendi aralarında kurdukları whatsapp grubunda; işçilerin aidatlarıyla zenginlik içinde yaşayan ve işçiyi görmezden gelen TOLEYİS yöneticilerini eleştirdikleri için, CHP’li belediye 3 işçiyi işten çıkardı.
İşten çıkarıldıkları tarihten itibaren sendikaları Dev Turizm-İş ile birlikte Beltur tesislerinin önünü eylem alanına çeviren ve basın açıklamaları ile yaşadıklarını anlatan işçiler; işe iade edilene kadar mücadelelerine devam edeceklerini belirterek yaşadıkları süreçleri aktardı: “İşten atılmamıza sebep olarak gösterilen whatsapp grubundaki yazışmalarımız TOLEYİS yöneticilerini eleştirmektedir. TOLEYİS yöneticilerinin Beltur’da da yönetici olduğunu bilmiyorduk. Yetkili sendikaya karşı sesler çok yükselmeye başladığı için, sendikanın şikayetiyle işten çıkarıldık. Hakkımızı alana kadar mücadelemize devam edeceğiz.”
Direnişlerinin 7. gününde Bozdoğan Kemeri’ne çıkarak “İşimizi Geri İstiyoruz” yazılı pankart açan ve talepleri karşılanana kadar kemerden inmeyeceklerini söyleyen işçilere polis, direnen işçilerin hayatını tehlikeye atacak şekilde müdahale etmişti. Eylem devam ederken, Dev Turizm-İş İBB yöneticilerine “TOLEYİS teşvikiyle alınan bu karar geri alınsın, hukuksuzca işten atılan işçiler işe iade edilsin” çağrısında bulunmuştu.
7 Temmuz günü ise 3 işçi ve Dev Turizm-İş temsilcileri eylemlerini Saraçhane’ye kaydırarak kendilerini parmaklıklara zincirledi. Eyleme polis demir kesme makasıyla müdahale etti. 3 işçi ve 4 sendika temsilcisi gözaltına alındı. İfade işlemlerinin ardından işçiler ve sendika temsilcileri serbest bırakıldı. Gözaltından sonra yapılan açıklamada “Beltur yöneticilerine buradan sesleniyoruz, bu haksızlıkta imzası bulunanlar mutlaka hesap verecekler ve arkadaşlarımız işe iade edilene kadar mücadelemize devam edeceğiz. Beklemediğiniz anda beklemediğiniz yerde karşınıza çıkmaya devam edeceğiz. İşçiler açken patronlara huzur yok bu da böyle biline” denildi.
İşçiler 17 Temmuz günü Gazhane’de bulunan Beltur şubesi önünde oturma eylemi yaptılar.
26 Temmuz günü ise eylem yeri Mecidiyeköy Beltur oldu. İşçiler Beltur içinde oturma eylemi başlattılar. Polis tehdidi ve Beltur yönetiminin tesisi kapatmasına rağmen, işçiler eylemlerini sürdüreceklerinin açıkladılar.
Belediyede örtülü taşeron sistemi
Beltur’da yaşanan sorun, bir yanıyla da belediyelerdeki taşeron sisteminin şekil değiştirerek devam etmesinden kaynaklanmaktadır. Belediyenin kadrolu işçilerle yapması gereken işler, iştirak şirketlere devredilmekte; işçiler burada daha yoğun sömürüye, daha ağır çalışma koşullarına ve daha güvencesiz bir çalışmaya mecbur bırakılmaktadır.
Belediye iktisadi iştirakleri olarak 1980’lerin ortasında kurulmaya başlayan belediye şirketleri hızla yaygınlık kazandı. 1982 Anayasası’nda belediyelerin şirket kurmasına engel teşkil eden bir madde bulunmuyordu.
Kuruluş aşamasında bu şirketlerin denetiminin tümüyle kamusal mekanizmaların dışında kalışı, o dönemde ciddi yolsuzluk ve usulsüzlük iddialarını gündeme getirmişti. Daha sonra belediye şirketlerinin denetimi Sayıştay’a verildi ancak bu şirketlerin hala herhangi bir denetime uğramadığı biliniyor.
Mesela İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin 30 şirketi bulunuyor. Belediyenin toplam bütçesi 60 milyar TL’ye yaklaşırken bunun 40 milyar TL’den fazlası belediye şirketlerinden kaynaklanıyor. Yani İstanbul’da gerçekleşebilecek projeler için Hazine yardımı, İller Bankası kredileri gibi merkezi yönetimden gelecek finansmandan fazlası belediye şirketlerinden sağlanıyor.
Peki bu şirketler bu kadar geliri nasıl elde ediyor?
İşçileri sömürerek.
Kamu kuruluşlarında taşeron kaldırıldı ancak belediyelerdeki taşeron işçiler 2018’de yürürlüğe giren KHK ile belediye bünyesindeki şirketlere geçirildi. Taşeron sistemi bitmedi; belediye şirketleri aracılığıyla kalıcı hale getirildi. Günümüzde belediyelerin norm kadrosundaki işçi sayısı 34 bin civarındayken belediye şirket işçilerinin sayısı 700 bini buluyor.
Kadrolu işçiler günden güne azalırken belediye şirketlerindeki işçilerin sayısı artış gösteriyor.
Aynı hizmeti yapmalarına rağmen kadrolu işçilerin özlük hakları, toplu iş sözleşmeleri daha nitelikli oluyor. Belediye şirketleri kamu değil özel tüzel kişiliğe sahip olduğu için kadrolu işçi ve şirket işçileri arasında ciddi ücret ve hak farkları bulunuyor. Norm kadrolu işçilerin ücreti şirket işçilerinden ortalama yüzde 30-40 fazla oluyor. Bazı birimlerde yüzde 80’e çıktığı bile görülüyor aradaki farkın. Belediye şirket işçileri çok daha kolay işten çıkartılabiliyor.
Şirket işçilerine belediyeler eliyle kölelik koşulları dayatılıyor.