Kayyum Rektör Melih Bulu, başta öğrenciler ve akademisyenler olmak üzere, yaratılan büyük direniş sayesinde, Boğaziçi Üniversitesi’nden gönderildi.
Melih Bulu, Cumhurbaşkanı kararnamesiyle Boğaziçi Üniversitesi’ne rektör olarak atandığından itibaren büyük protesto gösterileri ile karşılanmıştı. Bulu, bu protestolara karşı “6 ayda biter bu gösteriler” açıklaması yapmıştı; ancak 6 ayda kendisi bitti; görevden alındı; geldiği gibi gitti!
Yine bir geceyarısı kararnamesiyle görevden alındı. Üstelik öylesine tuhaf bir havadaydı ki, internette yazılan görevden alındığına ilişkin haberlerle alay etti; ancak haber doğruydu. Üstelik görevden alınırken kendisine haber verme gereği dahi duymamışlardı; Bulu haberi Resmi Gazete’den öğrendi. Yaşanan direniş, onu böylesine değersizleştirmişti.
Bu 6 ay, büyük direnişlerle geçti. Öğrenciler sayısız eylem yaptılar. Okuldan topluca çıkarak Beşiktaş’a kadar kitlesel biçimde ve seyredenlerin alkışlı desteği eşliğinde yürüdükleri eylem, en öne çıkanıydı. Ama bunun dışında da pek çok eylemleri oldu, polis saldırısına uğradılar, gözaltına alındılar, evleri basıldı, bursları kesildi, okuldan uzaklaştırma cezaları verildi, bazıları işkenceli gözaltıların ardından aylar boyunca tutuklu kaldı. Bu eylemler sırasında Boğaziçi Üniversitesi’nin kapısına takılan kelepçe, kayyuma karşı direnişin simgesi olarak Boğaziçi Üniversitesi tarihine geçti.
Akademisyenler de okulun içindeki kararlı ve ısrarlı protesto eylemleriyle kayyumu kabul etmediklerini gösterdiler. 6 ay boyunca, her gün, karda-yağmurda cüppelerini giyerek rektörlük binasına sırtlarını döndüler. Üzerlerinde kurulan bütün baskıya rağmen, bu eylemi her gün kararlılıkla sürdürüldü.
Tüm bu eylemlerin ardından, 15 Temmuz günü, Erdoğan kayyumu görevden almak zorunda kaldı. Bazı kesimlerde bu görevden almaya ilişkin olarak “gelen gideni aratır” değerlendirmeleri yapılıyor. Oysa ilk bakılması gereken, kayyumun görevden alınmış olmasıdır. Bu, çok önemli bir kazanımdır. Sadece Boğaziçi Üniversitesi bileşenleri için değil, genel bir kazanımdır. Bu zafer, hakkıyla kutlandıktan sonra, “yeni gelecek olan”ın kim olacağı, ne yapacağı, yaptıklarıyla nasıl mücadele edileceği konuşulur. Bu, sonraki konudur.
Boğaziçililer, kayyuma karşı kazandıkları zaferi, 16 Temmuz günü Kadıköy’de yaptıkları eylemle kutladı. Direnişte yer alanlar sırayla konuşmalar yaptılar ve Melih Bulu’nun görevden alınmasının yetmeyeceğini, tüm kayyumlar gidene kadar mücadelenin sürdürüleceğini vurguladılar. Yeni gelecek bir kayyum rektöre karşı da direnişlerinin devam edeceğini söyleyen bileşenler, rektörlük seçimlerinin yapılmasını talep ettiler.
Eyleme, öğrenci dayanışmalarının yanı sıra, Proleter Devrimci Duruş, Kaldıraç, YDG, DGB, SGDF de katıldı.
21 Ağustos 2021 tarihinde Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle BÜ’ye yeni rektör olarak Naci İnci’yi atadı. Naci İnci, Melih Bulu’nun rektörlüğü döneminde, yardımcılığını üstlenmişti. Bulu’nun görevden alınmasından sonra da vekaleten rektörlük koltuğuna oturmuştu.
Naci İnci’nin rektörlüğü vekaleten üstendiği dönemde ilk icraati akademisyen Can Candan’ı görevden almak olunca, akademisyenlerin protestoları devam etti. İnci’nin rektörlüğe atanmasından sonra da eylemler sürüyor. Boğaziçililer “içeriden veya dışarıdan” herhangi bir atama istemediklerini söylüyorlar ve Boğaziçi bileşenlerinin katıldığı bir rektörlük seçimi istiyorlar.