Ekonomik krizin dolarda yarattığı büyük yükselişin ardından başlayan sokak eylemleri, 24 Kasım günü de devam etti. Eylemlerin çoğuna polis saldırdı, ülke genelinde yüzlerce kişi gözaltına alındı.
İstanbul’da Kadıköy’de ve bir çok ilçede protesto gösterileri vardı. Kadıköy Boğa Heykeli önünde toplanma çağrısı yapan İstanbul Emek ve Demokrasi Güçleri’nin eylemi, başlamadan önce polis saldırısına maruz kaldı. Proleter Devrimci Duruş dergisi Yazı İşleri Müdürü Çağdaş Büyükbaş’ın da içinde olduğu onlarca kişi pervasız bir polis saldırısı ile gözaltına alındı. Bu gözaltılar sırasında, sokaktan geçen insanlar da “Hükümet İstifa” sloganıyla eylemcilere destek verdi. Saldırılara rağmen, ara sokaklarda uzun süre eylemciler protestolara ve sloganlara devam ettiler; çevrede oturanlar ise eylemcilere destek verdi. İstanbul’da gözaltına alınanlar, gecenin geç saatlerinde serbest bırakıldılar.
İstanbul’un ilçelerinde de eylemlere polis müdahalesi vardı. Beylikdüzü’nde yapılan eylemde gözaltılar yaşandı. ODTÜ ve Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri de okul içinde ve çevresinde protesto eylemleri yaptılar.
Ankara, Eskişehir, İzmir, Hatay, Samsun, Mersin, Dersim’de devrimci demokratik kurumlar yaşanan ekonomik ve siyasi krizi protesto ettiler.
Bu süreçte AKP’nin ekonomik-siyasi baskılarına duyulan tepki, “muhalefet” olduğu iddiasındaki düzen partilerinin “sokağa çıkmayın” çağrıları ile daha da büyüdü. Her dönem görevleri “yangın söndürücülük” olan bu düzen partileri, bu defa da rollerini oynadılar. Düzenin “bekası”nı korumak, onlar için kitlelerin yaşadığı açlık ve sefaletten daha büyük bir önem taşıyordu. Öfke sokağa taşmışken, bu öfkeyi yine “seçim vaadi” içine hapsedebilmek için, AKP’nin yanında saf tuttular ve “sokağa çıkmayın” çağrısı yaptılar. Elbette işçi ve emekçiler, bu çağrıları ezip geçti ve polisin baskısına, AKP’nin tehditlerine rağmen, sokaklara çıktılar, protestolarını gerçekleştirdiler.