MESS ile yapılan ve 130 bin metal işçisini ilgilendiren toplu sözleşme görüşmelerinin tıkanması üzerine, metal sektöründen örgütlü bulunan sendikalardan Türk Metal-İş, grev kararı aldı.
MESS ile Türk Metal-İş arasında anlaşmazlık konularından birisi zam teklifi. Metal patronlarının zam teklifi yıllık bazda yüzde 50.45. Sendika ise, ilk altı ay için yüzde 29,57, ikinci altı ay için yüzde 36, yıllık bazda ise yüzde 76 oranında zam istiyor. Bunun dışında MESS patronlarının dayattığı, metal işçilerinin kazanılmış haklarını gaspetmeye dönük maddeler de var toplu sözleşme masasında. Bunların başında 3 yıllık sözleşme imzalanması geliyor. Yanısıra ikramiyelerde kısıtlamalar, esnek ve güvencesiz çalışma dayatması, “deneme süresi” adı altında güvencesiz çalışmanın meşrulaştırılması da sözkonusu. Türk Metal-İş, bu taleplerin de zam talebi kadar önemli ve vazgeçilmez olduğunu belirtiyor.
Sözleşme sürecinin tıkanmasının ardından, sendika 2 Ocak günü İzmit’te bir miting gerçekleştirdi. Binlerce kişinin katıldığı miting, metal işçisinin öfkesini göstermesi bakımından önemliydi. Binlerce işçinin haykırdığı coşkulu ve öfkeli sloganlar, hem metal patronları hem de sendikalar açısından bir uyarı anlamını taşıyordu.
Metal işkolunda örgütlü DİSK’e bağlı Birleşik Metal-İş Sendikası (BMİS) ise, 14 ve 18 Ocak’ta toplam 10 işyerinde grev kararı alındığını açıkladı. BMİS, daha önce olduğu gibi bu yıl da grevlerin “güvenlik” gerekçesiyle ertelenebileceğini, fakat bu keyfi kararları tanımayacaklarını duyurdu. Türk Metal-İş’in de aynı kararlılığı göstermesini istedi.
2015 yılında yaşanan “metal fırtınası”nın etkileri hafızalarda canlılığını koruyor. 2015 Mayıs ayına damgasını vuran “metal fırtınası”nda, işçiler sadece patronlara karşı değil, işbirlikçi-faşist Türk Metal’e karşı ayağa kalkmıştı. BMİS’in uzlaşmacı tutumuna karşı da tepkilerini ortaya koydular. Günlerce süren fiili grev ve işgal eylemleriyle taleplerini büyük oranda kabul ettirdiler. Bu nedenle başta Türk Metal olmak üzere sendikalar işçilerin tepkisini almamaya çabalıyor ve daha temkinli davranıyorlar. Grev kararı almaları, mitingler düzenleyip öfkeli konuşmalar yapmaları, metal patronlarına meydan okumaları vb. bununla bağlantılıdır. Fakat önemli olan aldıkları kararların arkasında durabilmeleri. Bu da ancak metal işçisinin sendikalar üzerinde kuracağı baskıyla mümkün olabilecek.
Metal işçisi bir taraftan ağır ekonomik krizin, enflasyonun, zamların etkisini doğrudan hissediyor. Buna ek olarak metal sektörünün artan sömürü koşulları ve esnek-güvencesiz çalışma dayatmaları canlarını yakıyor. Son aylarda tüm dünyada otomotiv sektörünü doğrudan etkileyen “çip krizi” yüzünden metal sektöründe işçi kıyımları ve çalışma şartlarının ağırlaşması tehlikesi yaşanıyor.
Bütün bunlar, metal işçisinin TİS’lerinde yaşanan tıkanmayı daha önemli hale getiriyor. İşçiler ilk tepkilerini İzmit mitinginde ifade ettiler.
Bu TİS sürecinde, patronların ağır sömürü koşullarını dayatmaları da, sendika ağalarının işçileri kolayca satması da mümkün olmayacak gibi görünüyor. “Metal fırtınası”nın gücü, tüm işçi sınıfına yol göstermeye devam ediyor.