Roboski’ye saldırılar bitmiyor

roboski

Devletin Roboski halkına kini ve saldırısı bitmiyor. 2011 yılında üzerlerine bomba yağdırıp 34 kişiyi katlettiği yetmezmiş gibi, son günlerde saldırı üzerine saldırı düzenliyor.

Önce arka arkaya katırlarını öldürdüler. O katırlar ki, onların ekmek kapısı, en değerli “üretim araçları”ydı. Olağanüstü sabırları ve dayanıklılıklarıyla kaçakçıların en sevdikleri hayvandı. “Sarhoş atlar zamanı” filmine de konu olduğu gibi, kendilerinden önce onları ısıtır, doyururlardı.

Devlet, Roboski’lilere olan hıncını katırlarından çıkarıyordu adeta. Onları “iş aracından yoksun bırakmak”, sınır ticareti yapmalarını engellemek, “açlıkla terbiye etmek” için öldürüyorlardı peş peşe…

Ama saldırı, sadece katırlarla sınırlı kalmadı. Bölgeye yapılan askeri yığınağına halk karşı çıkınca, gaz bombalarıyla saldırdılar üzerlerine. Tekbir getirerek ateş açtılar. Köyün içerisine girip, 3 çocuğu gözaltına aldılar. Onlarca kişi yaralandı. Hastaneye kaldırılan oğlunun yanına gitmeye çalışan bir anne de yolda kaza geçirerek yaralandı. Yaşananları görüntülemek isteyen gazeteciler de bu saldırılardan nasibini aldı.

Ertesi gün sabah saatlerinde sınır bölgesinden dönen askeri birlik, köy içinden geçerken yeniden ateş açtı. Açılan ateş sonucu 4 katır daha katledildi, çok sayıda ev ve araca mermiler isabet etti. Açılan ateş sonucu tarlalarda yangın çıktı.

Devletin Roboski’ye bitmek bilmez saldırısı boşuna değil. 2011 yılındaki katliamdan bu yana Roboski’liler kararlı bir direniş sergilediler. Katliam sonrası gelen kaymakamı yaka-paça kovdular. Devletin “kan parası” olarak verdiği parayı reddettiler. Her yerde haklarını aramayı sürdürdüler. Ve Kürt halkına yeni saldırılar için yapılan askeri sevkiyata karşı çıktılar…

Devletin nezdinde bunlardan büyük “suç” olur mu? O kişileri, çocuklarını, hatta hayvanlarını ödürmek, revadır. Kürdün insanına da hayvanına da düşmandırlar.

Ama yalan ve demagojide sınır tanımazlar. “Katırları niye öldürüyorsunuz” diye soranlara, Vali Ali İhsan Su, “katırlar öldürülmüyor, kendileri intihar ediyor” der pişkince. Tıpkı işkencede katlettikleri için söyledikleri gibi… O katırlar da “siyasi”dir çünkü, “Kürt”tür, “terörist”tir…

Katliamda onlarca yakınını kaybeden, son seçimlerde HDP’den milletvekili seçilen Ferhat Encü, “Devlet Roboskî’ye savaş ilan etmiştir. Bu açık bir katliam girişidir” diye haykırıyor ve herkesi duyarlı olmaya çağırıyor. “Bu olaylar Türkiye’nin başka bir yerinde olsaydı şuan herkes ayakta olurdu, fakat Roboskî için rutinleşmiş, kabullenmiş bir durum” diyerek isyan ediyor. Ve Roboski’nin yeni katliamlarla karşı karşıya olduğunu söyleyerek kaygısını bildiriyor.

Bu haklı bir kaygıdır! Nitekim açıklamdan kısa bir süre sonra kendisinin de Roboski’de bulunduğu bir sırada, devletin yeni bir saldırı girişimi daha olmuştur. Milletvekili olarak dokunulmazlığı olduğu halde, askerler tarafından tartaklanmıştır.

Devletin Roboski’ye saldırılarının bitmeyeceğinin bir diğer kanıtı ise, katliamının baş sorumlularından dönemin Gülyazı Alay Komutanı Abdullah Baysal’ın rütbesinin yükseltilerek Şırnak Tümen Komutanı yapılmasıdır.

Ama Roboski’lerin onurlu duruşu ve direnişini kırabilmiş değiller. Aksine her saldırıda daha da bilenmiş olarak karşılarına dikiliyorlar. Roboski’yi bu direnişte yalnız bırakmamak, insanım diyen herkesin boynunun borcudur.

 

Bunlara da bakabilirsiniz

“Yenidoğan çetesi” ve sağlıkta özelleştirme

Sağlıkta özelleştirmenin en korkunç yönlerinden biriyle yüzleştik geçtiğimiz günlerde. Yeni doğan bebeklerin, sadece ve sadece …

Öğretmen mülakatları emek gaspıdır

Milli Eğitim Bakanlığı 25 Ekim’de mülakat sonuçlarını açıkladı. Bir “müjde” olarak ise 20 bin sözleşmeli …

“ZAFER ne zaman gelecek bilmiyorum. Ama geleceğini biliyorum…”      

1800’lü yılların ilk yarısında, dünya, işçi direnişleri ve halk isyanlarıyla alev topu gibiydi. Bu ülkeler …