Alevi kurumlarına saldırılar protesto edildi

Alevi kurumlarına yönelik gerçekleştirilen saldırılar, birçok ilde düzenlenen eylemlerle protesto edildi.

Ankara’da 30 Temmuz günü Cemevlerine ve Alevi kurumlarına dönük eşzamanlı saldırılar gerçekleştirildi. Muharrem Orucu’nun ilk günü olan 30 Temmuz’da, Mamak’ta Şah-ı Merdan Cemevi, Türkmen Alevi Bektaşi Derneği, Tuzluçayır Demokratik Alevi Derneği, Ana Fatma Cemevi, Gökçebel Köy Derneği, Batıkent Serçeşme Cemevi saldırıya uğradı. Mamak’taki Cemevi’ne dönük saldırı, burada kitlesel bir ibadet yapıldığı sırada gerçekleşti.

Saldırılar, hemen ertesi günü birçok ilde düzenlenen eylemlerle protesto edildi. Pek çok kurum bu protestolara katıldı.

İçişleri Bakanı, bütün bu saldırıları tek bir kişinin gerçekleştirdiğini ve saldırganın aynı gün yakalandığını duyurdu. Ancak bu açıklama inandırıcı değildi. Genel olarak bu tür saldırılara karşı tepki yükseldiğinde, hemen ardından bir kişi hedef gösterilir; üstelik o da ya “meczup”tur, ya da “kişisel” nedenleri vardır, veya benzer bir saçma gerekçeye sahiptir! Zaten kısa zaman sonra da serbest bırakılır.

Gerçekte ise, bu tür saldırılar devletin doğrudan desteği olmadan gerçekleşmez. Devlet ya provokatif söylemleriyle, ya da doğrudan yönlendirmesiyle, en hafifinden “cezasızlık politikası”yla bu saldırıların önünü açmaktadır. Geçmişte yaşanan Maraş Katliamı da, Madımak Katliamı da, farklı tarihlerde birçok yerde yaşanan “kapılara çarpı işareti koyma” saldırıları da bu politikanın ürünüdür. AKP’nin gerici, şeriatçı bir toplum yaratma, farklılıkları yokederek radikal İslamcı yaşam tarzını dayatma anlayışının ürünüdür. Ve bu saldırıları durdurabilmenin tek yolu, bu politikalara karşı direnmektir.

Bunlara da bakabilirsiniz

“Yenidoğan çetesi” ve sağlıkta özelleştirme

Sağlıkta özelleştirmenin en korkunç yönlerinden biriyle yüzleştik geçtiğimiz günlerde. Yeni doğan bebeklerin, sadece ve sadece …

Öğretmen mülakatları emek gaspıdır

Milli Eğitim Bakanlığı 25 Ekim’de mülakat sonuçlarını açıkladı. Bir “müjde” olarak ise 20 bin sözleşmeli …

“ZAFER ne zaman gelecek bilmiyorum. Ama geleceğini biliyorum…”      

1800’lü yılların ilk yarısında, dünya, işçi direnişleri ve halk isyanlarıyla alev topu gibiydi. Bu ülkeler …