ETF Tekstil direnişine polis saldırısı

Alacakları ödenmediği için direnen ETF Tekstil (European T-shirt Factory) işçileri, 25 Ağustos günü yeniden polis saldırısına uğradı.

Tuzla’da bulunan ve 330 işçinin çalıştığı ETF Tekstil’de, 6 Temmuz’dan itibaren “küçülme” bahanesiyle işçi kıyımı başlatılmıştı. Patron, toplam kıdem tazminatlarının yüzde 30’unun verileceğini, ihbar tazminatının ise ödenmeyeceğini söyleyince, işçiler 21 Temmuz günü fabrikanın içinde direnişe geçtiler. Deriteks (Deri, Dokuma ve Tekstil İşçileri Sendikası) üyesi olan işçiler, kıdem ve ihbar tazminatlarının yanısıra ödenmeyen ücret ve ikramiyelerinin de tamamının ödenmesini istiyorlar.

ETF Tekstil patronu ise, işçilerin haklarını vermek yerine 31 Temmuz günü fabrikayı kapatacağını duyurdu, yanısıra polisin yardımıyla direnişi bastırmaya çalıştı. İlk saldırı 10 Ağustos günü gerçekleşti. Patron fabrikanın içindeki malları dışarıya çıkarmaya çalışınca, işçiler kamyonlara müdahale etti. Bunun üzerine patronun çağırdığı çevik polis, işçilere saldırdı, gaz sıkarak ve döverek dağıtmaya çalıştı.

İşçiler bir yandan fabrikanın önünde direnirken, diğer taraftan çeşitli eylemlerle seslerini duyurmaya çalıştılar. Üretim yaptıkları Mavi Jeans ve Colombia markalarının yönetimleri ile de görüşerek baskı yapılmasını istediler.

25 Ağustos günü ise fabrikadaki makinaları ve malları çıkarmak için kamyonlar içeri girince, işçiler yine engel olmaya çalıştılar. Polis işçilere ve sendikacılara saldırdı ve gaz sıktı. Bazı işçiler hastaneye kaldırıldı. Makinaları taşıyan tırlar, ancak polisin yardımıyla dışarıya çıkartılabildi.

İşçiler emeklerinin böylesine pervasızca gaspedilmesine, üstelik bir de polis saldırısına tepki gösteriyorlar. Günlerdir fabrika önünde eylemde olan işçi Sema Lermi, ilk polis saldırısının ardından öfkesini şöyle ifade etmişti: “Patronumuz bizi bir böcek gibi kapıya süpürdü. Bugün de bütün malları dışarı çıkardı bizi ezdirerek. Bizim kanımızı döktüler. Ben çatıya çıktım, atlayacaktım kimse beni korumadı. Bizi topluca işten çıkardılar, haklarımızı vermediler. Sesimizi duymuyorlar, müzakereye yanaşmıyorlar. Resmen paralarımızı aldı, cebine koydu ve bize vermiyor.”

Bunlara da bakabilirsiniz

Dersim kıyımından bir kesit

Ben Dersim kıyımını yaşayanlardan biriyim. 1927 doğumluyum, katliam sırasında 11 yaşındaydım. Akla gelebilecek her türlü …

Teslimiyet yenilgiye DİRENİŞ ZAFERE GÖTÜRÜR!

Şair Kemal Özer 1 Mayıs başlıklı şiirinde şöyle diyor: “Her şeyin eridiği bu Mayıs günü …

Erdoğan’ın Irak ziyareti ve yeni arayışlar

Nisan ayının ikinci yarısı Türkiye için çok yönlü diplomatik ziyaretlere sahne oldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 12 …