PDD – Proleter Devrimci Duruş Devrimler Tarihin Lokomotifidir
Cumartesi Anneleri’nin Çağlayan Adliyesi önünde yapmak istedikleri açıklamaya polis saldırdı; çok sayıda kişiyi gözaltına aldı.
Cumartesi Anneleri’nin her hafta Galatasaray Lisesi önünde yaptıkları eylemin 700. haftasında (25 Ağustos 2018’de) polis biber gazı ve copla saldırmış, 46 kişiyi darpederek gözaltına almıştı. Sonrasında 46 kişi hakkında dava açıldı. İstanbul Adliyesi 27. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın 21 Eylül günü gerçekleşen 5. duruşması için gelen kitle de polisin saldırısına maruz kaldı.
Kağıthane Kaymakamlığı’nın bir günlük yasak kararını gerekçe gösteren polis, açıklamaya izin vermedi. Açıklama için toplananlar, polisin engeli üzerine açıklama yapmayacaklarını ve duruşma saatine kadar adliye önünde bekleyeceklerini duyurdular. Bunun üzerine polis saldırdı ve 14 kişiyi tartaklayarak, darp ederek, ters kelepçe takıp yerlerde sürükleyerek gözaltına aldı. Alınanlar arasında dava avukatlarından Efkan Bolaç ve Meriç Eyüpoğlu, DİSK Basın-İş Genel Başkanı Faruk Eren, Cumartesi Annesi Newroz Tosun, İHD İstanbul Şube yöneticileri Gülseren Yoleri ve Leman Yurtsever, SOL Parti Meclis üyesi Alper Taş da vardı.
Gözaltılar sonrasında başlayan duruşmada, hakim avukatların suç duyurusunu reddetti. Üstelik davanın sanık ve avukatları gözaltında olduğu için duruşmaya katılamamasına rağmen, dışarıdaki saldırıyı gerçekleştiren polisler duruşma salonundaydı, üstelik kapıyı da kilitlemişlerdi. Hakim, polislerin salonda olmasına yönelik uyarıları da dikkate almadı. Dahası, hakim “taşkınlık” olması halinde duruşmanın kapalı olacağını belirterek, duruşmaya katılanları uyardı. Dışarıdaki polis saldırısı yetmemiş; duruşmaya katılanları “zaptetmek” için hakim de devreye girmiş oldu. Saldırıyı gündeme getirenler ise, hakim tarafından “salonu boşaltmak”la yeniden tehdit edildi. Duruşma 3 Şubat tarihine ertelendi. Gözaltına alınanlar ise akşam saatlerinde serbest bırakıldı.
Devlet tarafından kaybedilen yakınlarını arayan Cumartesi İnsanları, devletin sistematik saldırısına uğramaya devam ediyorlar. Saldıran polisiyle, yargılayan mahkemesiyle, “yasak” kararı çıkaran kaymakamlığıyla bir bütün olarak devlet, kendi suçunu örtbas etmek, hak talebinde bulunanları yıldırmak için, pervasızca saldırılarına devam ediyor. Ancak bu saldırılar, direnişi yoketmeye yetmiyor.
