MA ve JinNews çalışanı 9 gazeteci tutuklandı

Mezopotamya Ajansı ve JinNews çalışanı 11 gazeteci 25 Ekim günü ev baskın­larıyla gözaltına alınmıştı; 29 Ekim günü 9’u tutuklandı.

Ankara merkezli 9 ilde, 25 Ekim günü MA Yazı işleri Müdürü Diren Yurtsever, MA muhabirleri Deniz Nazlım, Selman Güzelyüz, Zemo Ağgöz, Berivan Altan, Hakan Yalçın, Emrullah Acar ve Ceylan Şahinli, JinNews muhabirleri Habibe Eren ve Öznur Değer’in de aralarında olduğu 11 gazeteci gözaltına alındı. Gözaltına alınma gerekçeleri, gazetecilerin “halkı kin ve düşmanlığa sevk edici içerikte haber yaptıkla­rı” ve “PKK’nin basın komitesi altında faaliyet yürüttükleri” iddiasıydı.

Mehmet Günhan adli kontrol şartıyla, Zemo Ağgöz ise ev hapsiyle serbest bıra­kılırken, 9 gazeteci tutuklandı.

* * *

Gazeteciler gözaltındayken, Erdoğan’nın 28 Ekim günü düzenleyeceği “Türkiye’nin Yüzyılı” adlı propaganda gösterisine “muhalif gazeteciler”in de çağ­rıldığı haberleri basında yer aldı. Ve bu çağrı ile, artık basın üzerindeki baskıların hafifleyeceği yanılsaması yaratılmaya çalışıldı. Hatta çağrılan gazetecilerden bazıla­rı, bu toplantıya katılacaklarını açıkladılar.

Oysa bir taraftan basına sansür yasasının meclisten geçirildiği; bir taraftan hala birçok gazetecinin “akredite edilmediği” yani Erdoğan’ın toplantılarına katılma yasa­ğının sürdüğü; üstelik 11 gazetecinin, yaptığı haberlerden dolayı gözaltında olduğu; TELE 1 televizyonunun 3 gün “ekran karartma” cezasına maruz bırakıldığı; gazeteci Zeyno Kuray’ın 28 Ekim günü Çağlayan Adliyesi’nde tutuklu yakınlarının eylemini haber yapmak ister­ken polis saldırısıyla gözaltına alındığı; son dönemde yapılan eylemlerde gazetecilerin de polis saldırısına uğradığı bir süreçte, bazı gazetecilerin “akredite yasağı”nın kaldırılmış olması, basının özgürleşmesi anlamına gelmiyordu. Bu çağrıyla Erdoğan’ın hedefi muhalif gazetecilerden bazılarını yanına çekmeye çalışmak, bu gazetecileri de kendi propaganda toplantısının payandası haline getirmek, daha “demokrat” görünmektir. Gerçek durum ise, basına sansür yasasıdır, gözaltındaki gazetecilerdir…

AKP’nin bu niyeti açıkça belli olduğu için, Fatih Portakal ve Gürkan Hacır dışında, çağrılan tüm basın kurumları ve gazeteciler toplantıya katılmayacaklarını açıkladılar.

Basının özgürleşmesinin yolu, birkaç gazetecinin daha sarayın toplantılarına katılma “hakkı” elde etmesi değil, gerçekten haber alma hakkı için mücadele edil­mesidir.

Bunlara da bakabilirsiniz

“Yenidoğan çetesi” ve sağlıkta özelleştirme

Sağlıkta özelleştirmenin en korkunç yönlerinden biriyle yüzleştik geçtiğimiz günlerde. Yeni doğan bebeklerin, sadece ve sadece …

Öğretmen mülakatları emek gaspıdır

Milli Eğitim Bakanlığı 25 Ekim’de mülakat sonuçlarını açıkladı. Bir “müjde” olarak ise 20 bin sözleşmeli …

“ZAFER ne zaman gelecek bilmiyorum. Ama geleceğini biliyorum…”      

1800’lü yılların ilk yarısında, dünya, işçi direnişleri ve halk isyanlarıyla alev topu gibiydi. Bu ülkeler …