Dayanışma zamanı

Depremin dehşeti yaşandı bir kere daha. 7,4 ile sallandık bu defa. Maraş ve Antakya başta olmak üzere Adıyaman, Diyarbakır, Adana dahil 10 kentte ağır biçimde hissedildi sarsıntı.

Gece saat 4.17’de geldi ölüm. İnsanlar yataklarında, en derin uykularında yakalandı sarsıntıya. Çok büyük bir acı dağladı yürekleri…

Sert kış koşullarında, yoğun kar yağışı altında, enkaz içinde yakınlarını arıyor insanlar… Kuma dönmüş yıkıntılar arasında yol açmaya, altta kalanlara ulaşmaya çalışıyorlar. Bazı yetkililer, araç-gereç bile olmadığını, en büyük ihtiyacı iş makinaları, vinçler olduğunu söylüyorlar. Enkaz altından sesler duyduklarını, ancak gerekli araçlar olmadığı için kurtarma çalışmalarının yeterince hızlı ve etkili yapılamadığını belirtiyorlar. İnsani dayanışmadan daha güçlü bir şey yok elimizde; elleriyle, küreklerle, kovalarla çabalıyorlar, hayatta kalanlara ulaşabilmek için.

Ölüm sayısı 200’ü geçti. Ama biliyoruz ki, enkaz altından çıkartılan cenazeler sayılıyor, henüz enkaz altında olanlar bu sayıya dahil değil. Üstelik arama-kurtarma çalışmaları geciktikçe, ölümler hızla artacak. Bu nedenle acil olarak bölgeye yardım gönderilmeli, devletin tüm kaynakları harekete geçirilmelidir.

Bir yanda çok büyük bir acı, diğer yanda ise öfke var insanlarda. Deprem bir doğal afettir, yıkım ve ölüm ise, kapitalizmin kar hırsının sonucudur; bunu açıkça biliyor herkes. Depreme dayanıklı, sağlıklı konut inşası yerine, malzemeden çalan, kar peşinde koşan kapitalizm sorumludur; deprem için zorunlu olan dönüşümü gerçekleştirmeyen devlet sorumludur bütün yıkımlardan ve ölümlerden.

Yeni binalar yıkılıyor mesela, çok katlı siteler yerle bir oluyor. Kamu binaları yıkılıyor mesela, Hatay’da, İskenderun’da hastaneler, Hatay havalimanı, Adıyaman’da belediye binası… Hastaneler, okullar, havalimanları deprem sırasında da sonrasında da en önemli kurumlardır, ancak önce bunlar yıkılıyor. Devletin ne kadar umursamaz olduğunun, insan hayatına değer vermediğinin göstergesidir bu durum.

Elimizdeki tek silahımız, birbirimizle dayanışmamızdır. Hızla dayanışma ağlarını kurup deprem bölgelerine ulaşmak, depremzedelere yardım ve destek sunmak gerekiyor. Tüm olanaklarımızı seferber etmeli, bu zor günlerde halkımızı yalnız bırakmamalıyız.

Kahrolsun Kapitalizm!

Deprem değil kapitalizm öldürüyor!

Dayanışma Yaşatır!

Bunlara da bakabilirsiniz

Öğretmen mülakatları emek gaspıdır

Milli Eğitim Bakanlığı 25 Ekim’de mülakat sonuçlarını açıkladı. Bir “müjde” olarak ise 20 bin sözleşmeli …

“ZAFER ne zaman gelecek bilmiyorum. Ama geleceğini biliyorum…”      

1800’lü yılların ilk yarısında, dünya, işçi direnişleri ve halk isyanlarıyla alev topu gibiydi. Bu ülkeler …

Ser verip sır vermeyen yiğit: İSMAİL GÖKHAN EDGE

İsmail Gökhan Edge, Diyarbakır işkencehanelerinde sır vermedi, ser verdi. O, 1953 yılında Eskişehir’de doğdu. İzmir …