Adana-Yüreğir merkez ilçesinin Seyhan Mahallesi’nde bulunan Marbit tekstil fabrikasının işçileri, depremi kendisi için fırsata çeviren patronların, tazminatlarını bile vermeden işten çıkarmasını protesto ediyorlar.
İlkin 12 Mart günü saat 14.00’de, fabrika önünde açıklama yaparak, direnişlerini süreklileştireceklerini, yükselteceklerini ve patrondan hesap sorarak emeklerine sahip çıkacaklarını açıklamışlardı. Açıklamaya aralarında Fatih Öktülmüş Kültür Sanat Evi’nin de bulunduğu çok sayıda kitle örgütü, parti ve sendikalar da destek verdi.
Ardından işçiler 15 Mart cuma günü, öğle vakti Bölge Çalışma Müdürlüğü önünde basın açıklaması yapıp Bölge Çalışma Müdürlüğü’ne dilekçeler verdiler. Bu açıklamada aynı zamanda kendi diktikleri gömlekleri satan LCWaikiki patronlarını protesto etmek için LCWaikiki önünde olacaklarını ilan ettiler.
19 Mart Pazar günü de sözlerinde durarak LCWaikiki önünde oldular.
Marbit patronu deprem olduğunda önce iki hafta ücretli izne çıkardığını söyleyerek işçileri işten atmanın yolunu düzledi. İzin bitiminde işçilere izin ücretini vermediği gibi komik miktarlarda tazminat önererek işten çıkardı. Sekiz-on yıldır çalışan işçilere sekiz bin TL tazminat vereceğini söyledi. İşçiler buna karşı çıkınca, fabrikayı kapatacağını ifade ederek 300 işçiyi işten çıkardı. Aynı patron daha önce de şirketin adını Salih Tekstil olarak değiştirip aynı şeyi yapmıştı. Her defasında hakkında hiçbir işlem yapılmayan Marbit patronu, işçilere “Gidin nereye şikayet ederseniz edin burası zarar ediyor der kapatırım” diyerek rahatlıkla tehdit edebiliyordu.
Tazminatları da dahil yıllık izinleri ve fazla mesaileriyle birlikte patronun işçilere binlerce lira borcu olduğunu söyleyen işçiler haklarını almak için sonuna kadar kadar direneceklerini ifade ettiler.
Kadın işçilerden biri basın açıklamasında; “Benim 8 yıllık emeğim var, bana 8 bin lira öneriyor. Her yıl için benim sadece bir brüt maaş kıdem tazminatım var. 100 bin lira para almam gerekiyor ama önerdiği sadece 8 bin lira. Bunu asla kabul etmeyeceğim” dedi. Öte yandan BİRTEK-SEN Genel Başkanı Mehmet Türkmen ile görüşen işçilere, Mehmet Türkmen her zaman işçilerin yanında olacaklarını söyledi ve
“İşçilerin haklarının gasbedilmesine karşı sadece hukuki mücadele yeterli olmaz. İlk olarak işçiler kendi birlik ve beraberliklerini oluşturmalı. İşçiler örgütsüz olduğu için patron yılların birikimi olan kıdem, ihbar tazminatlarına el koymak istiyor. İşçiler buna izin vermemeli. Kamuoyu oluşturmalı, açıklama yapmalı” diyerek önerilerde bulundu. Fabrika önünde yapılan basın açıklamasına gelerek konuşma yapan Türkmen, patronların kural tanımaz pervasızlıklarına izin vermemek gerektiğini söyledi.
Sendikanın avukatlarından Turgay Bek, 19 Mart’ta LCWaikiki önünde yapılan basın açıklamasında işçiler adına konuşurken şunları söyledi:
“Biz geçtiğimiz hafta Çalışma Bölge Müdürlüğü önünde de bir açıklama yaptık OHAL döneminde işten çıkartma yasakları olmasına rağmen Marbit işçileri işten çıkartıldı ve tazminat hakları gasp edildi. Bugün burada toplanma nedenimiz kısaca şu arkadaşlar; LC Waikiki mağazaları için gömlek üreten bu işçi arkadaşlarımızdır. Bugün LC Waikiki’nin elde etmiş oldukları yüksek karın altında Marbit işçilerinin alın teri yatıyor. Biz burada LC Waikiki’nin de sorumluluğu olduğunu düşünüyoruz. Bu hukuksuz çalışmanın üzerine inşa edilmiş bir servetin önünde duruyoruz. Şayet Marbit patronları işçilerin haklarını ödememekte ısrar ederse tüm Adanalıları ve Türkiye halkını LC Waikiki ürünlerini boykot etmeye çağırıyoruz.”
“İşçiler açken patronlara huzur yok “ sloganını atan işçiler, direnişlerini LCWaiki’nin başka mağazaları önünde sürdüreceklerini belirterek basın açıklamasına son verdiler.
Etiketlerişçi direnişi mar bit tekstil direnişi mar bit tekstil işçileri
Bunlara da bakabilirsiniz
“Yenidoğan çetesi” ve sağlıkta özelleştirme
Sağlıkta özelleştirmenin en korkunç yönlerinden biriyle yüzleştik geçtiğimiz günlerde. Yeni doğan bebeklerin, sadece ve sadece …
Öğretmen mülakatları emek gaspıdır
Milli Eğitim Bakanlığı 25 Ekim’de mülakat sonuçlarını açıkladı. Bir “müjde” olarak ise 20 bin sözleşmeli …
“ZAFER ne zaman gelecek bilmiyorum. Ama geleceğini biliyorum…”
1800’lü yılların ilk yarısında, dünya, işçi direnişleri ve halk isyanlarıyla alev topu gibiydi. Bu ülkeler …