Fransa’daki IŞİD katliamını lanetliyoruz!

paris-te-katliam

Radikal islamcı IŞİD çeteleri, bu defa Fransa’da kitlesel katliam gerçekleştirdi. Doğrudan sıradan halkın hedef alındığı kör bir terördü gerçekleştirilen.

13 Kasım gecesi, Paris’te, insanların yoğun olarak bulunduğu alışveriş merkezi, cafe, metro gibi 7 farklı alanda, aynı anda, silahlı ve bombalı terör saldırısı başlatıldı. Saldırılarda, ilk anda 127 kişi hayatını kaybetti, yüzlerce kişi yaralandı.

IŞİD geçtiğimiz yıl da bir karikatürü bahane ederek, Charlie Hebdo dergisine saldırı gerçekleştirmişti. Bir taraftan güçlü laik kimliği ile dini argümanlara mesafeli, bir taraftan müslüman nüfusun giderek radikalleştiği, bir taraftan da Fransız halkın içinde göçmen düşmanı ırkçı söylemlerin hız kazandırıldığı Fransa, uzun zamandır IŞİD tehdidi altındaydı zaten. Şimdi Fransa cumhurbaşkanı Hollande, bu saldırıyı bahane ederek savaş çığırtkanlığı yapıyor. Katledilenlerin acısı bu kadar tazeyken, Fransız emperyalizmi, bunu nasıl kendi politikalarına alet edeceklerinin hesabını yapıyor.

Oysa en başta, IŞİD örgütlenmesinin Fransa’da nasıl bu kadar güçlendiğini sormak gerekiyor. Tıpkı Türkiye’de olduğu gibi, IŞİD, devletin gözünden uzak ve gizli bir örgütlenme yürütmüyor. İnternet sitelerinden, yasal zeminde oluşturulmuş kurumsal yapılar üzerinden (Adıyaman’daki çayocağı görünümlü eğitim kurumu gibi mesela) yapıyorlar bu örgütlenmeyi. Bu nedenle, “istihbarat zafiyeti” türü söylemler, gerçeği yansıtmıyor.

Tam da bu durumu dikkate alarak, katliamda ölenlerin daha kanı kurumadan yükseltilen savaş çığırtkanlığı, geçtiğimiz ay hız kazanan Suriye savaşına dahil olma isteği dışında bir anlam taşımıyor.

Bu nedenle, IŞİD katliamını da, bunu bahane ederek yükseltilen savaş çığırtkanlığını da protesto etmek, her ikisine karşı mücadele etmek gerekiyor.

 

Bunlara da bakabilirsiniz

Öğretmen mülakatları emek gaspıdır

Milli Eğitim Bakanlığı 25 Ekim’de mülakat sonuçlarını açıkladı. Bir “müjde” olarak ise 20 bin sözleşmeli …

“ZAFER ne zaman gelecek bilmiyorum. Ama geleceğini biliyorum…”      

1800’lü yılların ilk yarısında, dünya, işçi direnişleri ve halk isyanlarıyla alev topu gibiydi. Bu ülkeler …

Ser verip sır vermeyen yiğit: İSMAİL GÖKHAN EDGE

İsmail Gökhan Edge, Diyarbakır işkencehanelerinde sır vermedi, ser verdi. O, 1953 yılında Eskişehir’de doğdu. İzmir …