Faşistlerin katlettiği gençlik önderi ATİLLA ACARTÜRK (9 Şubat 1978…)

9 Şubat 1978’de Ankara İktisadi Ticari İlimler Akademisi (AİTİA) öğrencisi Atilla Acartürk, Ankara-Beşevler’de sivil faşistler tarafından öldürüldü.

1953 doğumlu olan Atilla Acartürk,  hem oturduğu Demirlibahçe semtinde, hem de okuduğu akademide faşistlere karşı mücadelede öne çıkan bir militandı. Cesareti, dürüstlüğü, paylaşımcılığı ile onu tanıyan herkesin sevgisini, saygısını kazanmış bir gençlik önderiydi. O dönem “Aktancılar” olarak bilinen (sonra TİKB’yi kuran) grubun içinde yer alıyordu.  Atilla’nın anti-faşist mücadelede öne çıkması, onu egemenlerin boy hedefi haline getirdi ve sivil faşist maşalar tarafından öldürüldü. Atilla gibi yiğit bir devrimciyi ancak pusu kurarak katlettiler.

8 Şubat günü bir grup faşist, Atilla’nın yoluna pusu kuruyor, üzerine çullanarak boş bir araziye çekiyorlar. Atilla, faşizme karşı duyduğu hınçla ve güçlü yapısıyla onların elinden kurtuluyor, o sırada kalbini hedefleyerek sıkılan kurşunlar göğsüne isabet ediyor. Yaralı halde hastaneye kaldırılıyor; ertesi gün 9 Şubat günü yaşamını kaybediyor.

‘70’li yıllarda yükselen halk hareketini bastırmak için devlet, MHP’li sivil faşistleri öne sürmüştü. Dönemin Ülkü Ocakları Başkanı olan Muhsin Yazıcıoğlu, yıllar sonra verdiği bir röportajta hem bu gerçeği itiraf ediyor, hem de Acartürk’ün nasıl hedef  gösterildiğini anlatıyor:

“Bize ara sıra bir yerlerden bilgiler, adresler, fotoğraflar gelirdi.; işte tehlikelidir, komünisttir diye… Biz bunların nereden geldiğini bilmezdik. Mesela bir ara Beşevler’deki Akademi’de Atilla diye sol görüşlü bir öğrencinin adı hızla yayılmaya başladı camiada. Fotoğrafları geliyor, bilgileri geliyor. Sonra vuruldu o öğrenci.” (Radikal, Murat Yetkin, 4 Eylül 2005)

Atilla ve daha pek çok kişi, devletin hedef göstermesiyle sivil faşistler tarafından öldürüldü. O dönem bu katliamları gerçekleştiren MHP’liler, sonrasında “kandırılmış gençler” pozuna büründüler; 12 Eylül ise “sağa da sola da karşı”ymış, her iki tarafa da zulmetmiş gibi bir senaryo uydurdular.

Oysa o dönemin eli kanlı faşistleri, sonrasında ya milletvekili oldu, ya da “saygın işadamı” maskesi altında mafyanın başını çektiler. Atilla’nın katilleri gibi çoğu, az bir cezayla kurtuldu veya hiç yargılanmadı.  Ama halk nazarında faşist katiller olarak her zaman lanetlendiler.

Atilla ise, -katledilen komünist ve devrimciler gibi- hala yüreğimizde, bilincimizde yaşıyor…

Bunlara da bakabilirsiniz

Dersim kıyımından bir kesit

Ben Dersim kıyımını yaşayanlardan biriyim. 1927 doğumluyum, katliam sırasında 11 yaşındaydım. Akla gelebilecek her türlü …

Teslimiyet yenilgiye DİRENİŞ ZAFERE GÖTÜRÜR!

Şair Kemal Özer 1 Mayıs başlıklı şiirinde şöyle diyor: “Her şeyin eridiği bu Mayıs günü …

Erdoğan’ın Irak ziyareti ve yeni arayışlar

Nisan ayının ikinci yarısı Türkiye için çok yönlü diplomatik ziyaretlere sahne oldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 12 …