Maçoğlu’nun adaylık süreci, eleştiri ve önerilerimiz

pdd-arka-logo-1

(Bu yazı 29 Ocak 2024 tarihinde yazılmış ve Kadıköy Halk Dayanışması’nın ilk toplantısına katılan kurumlara iletilmiştir.)

Sosyalist Meclisler Federasyon (SMF) ile Eylül 2023 tarihinden itibaren, yerel seçimler konusunda toplam üç görüşme yaptık. İlki, (Eylül başında) SMF’nin talebi üzerine gerçekleşti. Sonraki görüşmeler (Ekim sonu ve 10 Ocak) bizim talebimizle oldu.

İlk görüşmeden itibaren genel olarak yerel seçimler, özel olarak SMF’nin adayı Fatih Mehmet Maçoğlu konusunda düşüncelerimizi sözlü biçimde ilettik. Maçoğlu’nun adaylığının netleşmesiyle birlikte, bu konudaki görüşlerimizi, eleştiri ve uyarılarımızı yazılı olarak da bildirmeyi uygun bulduk.

 

1-İlk görüşmede Maçoğlu’nun aday olup olmayacağı belirsizdi. SMF, tüzükleri gereği bir kişinin iki kez aday olamayacağını, bu konuyu değerlendirdiklerini söyledi. Biz Maçoğlu’nun Ovacık ve Dersim’de önemli bir deneyim yarattığını, ülke çapında tanındığını, yerel seçimlerde kişilerin de önem kazandığını belirterek, yeniden aday olması gerektiğini söyledik. Sonuçta SMF’nin kimi, nereden aday göstereceği kendi tasarrufuydu; fakat gerek kitlelerin, gerekse devrimci demokrat kurumların bu konudaki düşüncelerini dikkate almalı ve bir an önce karara varmalıydı. Onlar da yakın zamanda toplantı yaparak karara varacaklarını bildirdiler. Fakat bu konunun netleşmesi aylar aldı.

2-Maçoğlu’nun Batı’dan bir yerde aday olacağına dair birçok spekülasyon dolaşıyordu. Bunların başında da Kadıköy geliyordu. Eylül’deki ilk görüşmemizde bu konuyu da gündeme getirdik. Maçoğlu’nun yeniden Dersim’den aday olmasından yana olduğumuzu söyledik. İlla ki İstanbul deniyorsa, Kadıköy’ün doğru bir tercih olmayacağını, işçi ve emekçilerin daha yoğun oturduğu ilçeleri tercih etmek gerektiğini belirttik. Ayrıca bu konunun da bir an evvel netleşmesini, aksi halde spekülasyonların önünün alınamayacağını söyledik. Ne var ki, Maçoğlu’nun adaylığının netleşmesinde yaşanan gecikme, nereden aday olacağının gecikmesini de getirdi. Öyle ki, bu konuşmadan tam dört ay sonra 5 Ocak’ta Maçoğlu’nun Kadıköy’den aday olacağı açıklandı.

3-İlk merkezi toplantı 26 Eylül’de gerçekleşti, en geç bir ay sonra ikinci toplantının olması gerekiyordu. Olmayınca, SMF ile Ekim sonunda ikinci kez biraraya geldik. Bu görüşmeyi biz talep etmiştik. Gerek merkezi toplantının gerekse de Maçoğlu’nun adaylığının gecikmesini doğru bulmadığımızı yineledik. SMF ise ikili görüşmelerle sorunu çözmeye çalıştı. Sadece ikili görüşmelerle değil, ayda bir merkezi toplantı yapıp orada sorunları çözüme bağlamak daha doğruydu. Bu yapılmadı. İkinci merkezi toplantı, gecikmeli olarak 10 Kasım’da yapıldı ama aradan iki ay geçmiş olmasına karşın Maçoğlu’nun aday olup olmayacağı, aday olacaksa nereden ve hangi partiden olacağı hala belirsizdi.

4-İkinci merkezi toplantıda “merkez-yerel” arasındaki kopukluğun giderilmesi ve “yerel çalıştaylar” yapılması karara bağlandı. Keza merkezi düzeyde “yerel yönetim deneyimleri”ni konu alan bir konferans konuşuldu, kimi itirazlar gelince ortada bırakıldı. Sonrasında SMF birçok bölgede “yerel çalıştay”lar yapacağını duyurdu. Biz de bunlardan bir kısmına katılabileceğimizi belirterek bölge isimlerini ve tarihlerini istedik, fakat bunlar da netleşmemişti. Bildiğimiz kadarıyla sadece Defne’de yerel çalıştay düzenlendi. Ona da TKP ve adayı çağrılmamıştı. Alınan kararlar yaşama geçmiyor ya da amaca hizmet edecek şekilde yapılmıyordu. Diğer bölgeler bir yana, İstanbul’da toplantıların yapılmaması, İstanbul’daki seçim çalışmalarının ortaklaştırılmaması en büyük eksiklikti.

5-Eksik ve aksak giden süreçten ve devam eden belirsizliklerden rahatsızdık. Aralık ayının ortalarında SMF ile yeniden görüşme talebinde bulunduk. Üçüncü ve son görüşmemizi ancak 10 Ocak’ta yapabildik. Bu süre içinde SMF, 5 Ocak’ta Maçoğlu’nun Kadıköy’den TKP’nin adayı olacağını açıklamıştı. Gelen tepkiler üzerine TKP, 7 Ocak’ta Maçoğlu’nun adaylığının kesinleşmediğini, “değerlendirdiklerini” belirtmişti. Yani görüşme talebimizle görüştüğümüz zamana kadar geçen yaklaşık 3 haftalık sürede çok ciddi gelişmeler yaşandı. 10 Ocak’taki görüşmede eleştiri ve uyarılarımızı daha net biçimde, şu başlıklar altında ifade ettik.

a-Yerel seçimlere ortak adaylarla girme yönünde iyi bir başlangıç yapıldı, fakat süreç iyi yönetilemedi. Alınan kararlara uygun hareket edilmedi, zamana yayılan, belirsiz, çelişkili tutumlarla güven zedelendi.

b- Maçoğlu’nun aday olup olmayacağı, olacaksa nereden ve hangi partiden olacağı, bu kadar uzamamalıydı. SMF’nin Dersim’e odaklanması, Maçoğlu ve İstanbul’u tavsatması yanlıştı. TKP’nin çelişkili açıklamaları ise, bu sürece tüy dikti; kitlelerin moralini aşağıya çekti.

c-Maçoğlu’nun Kadıköy’den adaylığını doğru bulmadığımızı, Eylül başındaki ilk görüşmeden itibaren her defasında ifade ettik. Kadıköy, sınıfsal olarak orta ve küçük burjuva kesimlerin oturduğu, siyasal olarak da Kemalist-ulusalcı görüşlerin baskın olduğu bir ilçeydi. Dolayısıyla Kadıköy tercihi, hem sınıfsal hem siyasal olarak yanlıştı. Buna rağmen Kadıköy’de neden ısrar edildiği ikili ya da toplu hiçbir görüşmede açıklanmadı.

d-SMF bizden sürecin “özne”si olmamızı istiyordu, fakat öyle davranmıyordu. O güne dek alınan kararlar bizim dışımızda gerçekleşmişti. Oysa “özne” olmak, tüm karar süreçlerinde bulunmayı, her aşamada görüşlerini ifade edebilmeyi, istemediği sonuçlar çıksa da sürece dahil olmayı gerektirirdi. Maçoğlu’nu destekleyen kurumlarla ayrıca toplantılar yapılmalı, Maçoğlu ile ilgili tüm kararlar bu toplantılarda alınmalı ve ortak açıklamalar yapılmalıydı. Böyle olsaydı, SMF ve TKP’nin ayrı ayrı açıklamalar yapmasından kaynaklanan çelişik ve belirsiz ortam oluşmazdı.

e-Son görüşmede, eleştirilerimize rağmen Maçoğlu’nu desteklemeye devam edeceğimizi de belirttik. En azından bundan sonra alınacak kararların ortaklaştırılması, seçim programı başta olmak üzere sürecin nasıl yürütüleceğine dair toplantılar yapılması gerekliliğinin altını çizdik.

Ve 19 Ocak’ta kurumlara gönderdiğimiz yazıda tüm eleştiri ve önerilerimizi ortaya koyduk.

* * *

10 Ocak’taki toplantıda, “süreç nasıl başladı, nasıl gelişti, bundan sonra ne yapılmalı” diye üç başlık halinde görüşlerimizi bu şekilde sıraladık. SMF adına toplantıya katılan arkadaşlar, özeleştirel yaklaştılar, eleştirilerimizi dikkate alacaklarını bildirdiler. Fakat aynı hatalar devam etti. 16 Ocak’ta SMF ve TKP’nin ortak açıklaması yayınlandı. Sonrasında birlikte etkinlik düzenlediler. Yine diğer bileşenler sürece dahil edilmedi, ortaklaştırma konusunda adım atılmadı.

SMF’nin tek başına Maçoğlu’nun adaylığını ilan etmesi de, TKP ve SMF’nin ortak açıklama ile bu adaylıkta ortaklaştıklarını belirtmeleri de, sürecin en yanlış adımı oldu. Maçoğlu’nun “SMF-TKP ittifakının ortak adayı” mı, yoksa “çeşitli devrimci-demokrat kurumların ortak adayı” mı olduğu birbirine karıştı. Eğer katılacak tüm kurumların Maçoğlu’nun seçim ittifakının “öznesi” olması isteniyorsa, adaylık açıklaması da doğrudan bu kurumların ortak imzasıyla yapılmalıydı. Bu haliyle, bizler “SMF-TKP ittifakının destekçisi” konumuna düşürülmüş olduk.

Diğer taraftan, rutin seçim çalışmalarında, adayların kendi programlarını zamana yayarak açıklamalarında bir sakınca olmayabilir. Ancak Kadıköy gibi tartışmalı bir bölgede yürütülecek seçim çalışmasına, çok ciddi bir hazırlıkla ve çok güçlü bir rüzgar estirerek başlamak gerekiyordu. Karşı cepheden ve kitlelerden gelecek tüm sorulara açık, net, ikna edici yanıtlar önceden hazırlanmış olmalıydı. “Neden Kadıköy”, “Kadıköy’e ne vadediyorsunuz”, “Kadıköy’de nasıl bir belediyecilik yapacaksınız” gibi soruların yanıtları önceden hazırlanmalı; aday duyurusu resmileştirildiği anda, bu cevaplar bileşenlerin hepsinin kafasında açık olmalıydı.

Ortak imzayla, güçlü bir programla ve coşkulu bir biçimde başlayacak böyle bir seçim çalışmasının, Kadıköy’de bile güçlü bir rüzgar estirmesi mümkündü. Ancak birbiriyle çelişen parçalı açıklamalar moral bozduğu gibi; aradan geçen haftalar içinde daha hala “Kadıköy için nasıl bir belediyecilik” vaadedildiği de netleşmeyince, moral bozukluğu güvensizlikle birleşerek derinleşti.

* * *

Sürecin başından itibaren, eleştirilerimize rağmen Maçoğlu’nu destekleme ve çalışmalara aktif katılma kararlılığı içinde hareket ettik. Ne var ki SMF’nin tutumu, bu yöndeki istek ve çabalarımıza uygun olmadı.

Bunun sadece bize dönük olmadığını, diğer bileşenleri de kapsadığını düşünüyoruz. Bazı kurumların Maçoğlu’nu desteklemeyeceklerini bildirmesi, sürecin kötü yönetilmesine, kendilerinin dışlanmasına duyulan tepkiden dolayı oldu. Yapılan açıklamalar bunu açıkça ortaya koyuyor.

Biz tepkisel değil ilkesel davranıyoruz. Bugüne dek neyi-neden eleştirdiğimizi ve neler önerdiğimizi sözlü, yazılı ifade ettik, bundan sonra da böyle davranmaya devam edeceğiz.

Son olarak diyoruz ki, bugüne kadar yapılan hatalara artık son verilmelidir. Güçlü bir programla güçlü bir çıkış yapmak için harekete geçilmelidir. Bunu bekliyor ve umut ediyoruz.

29 Ocak 2024

Proleter Devrimci Duruş

Bunlara da bakabilirsiniz

“Yenidoğan çetesi” ve sağlıkta özelleştirme

Sağlıkta özelleştirmenin en korkunç yönlerinden biriyle yüzleştik geçtiğimiz günlerde. Yeni doğan bebeklerin, sadece ve sadece …

Öğretmen mülakatları emek gaspıdır

Milli Eğitim Bakanlığı 25 Ekim’de mülakat sonuçlarını açıkladı. Bir “müjde” olarak ise 20 bin sözleşmeli …

“ZAFER ne zaman gelecek bilmiyorum. Ama geleceğini biliyorum…”      

1800’lü yılların ilk yarısında, dünya, işçi direnişleri ve halk isyanlarıyla alev topu gibiydi. Bu ülkeler …