28 Şubat 2015- Yaşar Kemal yaşamını yitirdi

yasar-kemal

Edebiyatın büyük ustası Yaşar Kemal, geçen yıl 28 Şubat’ta aramızdan ayrıldı. Yaklaşık bir ay hastanede yoğun bakımda kaldıktan sonra, “çoklu organ yetmezliği” nedeniyle yaşamını yitirdi.

Asıl adı Kemal Sadık Gökçeli olan Yaşar Kemal, 1923 yılında Van Gölü’ne yakın Muradiye ilçesine bağlı Ernis köyünde doğdu. Türkmen köyünde tek Kürt ailenin çocuğu olarak doğup büyüdü. Evde sadece Kürtçe, köyde ise Türkçe konuştuklarını söylerdi. Onun için usta öykücü Sait Faik, Yaşar Kemal’i “Türk’ten çok Kürt, Kürt’ten çok Türk” olarak tanımlamıştı.

Daha sonra ailesiyle birlikte Adana’ya göç ettiler. Buradaki halkın yaşamından oldukça etkilendi ve romanlarında, öykülerinde onları anlattı. Eğitimini ortaokul son sınıfında bırakmak zorunda kaldı. Irgatlık, işçilik, arzuhalcilik gibi işler yaptı. İlk şiir ve öykülerini 1940’lı yıllarda yayınladı. 1952’de ilk öykü kitabı olan “Sarı Sıcak”ta yer alan “Bebek” adlı öyküsü, önce Fransızca ve İngilizce’ye çevrildi, sonra İtalyanca, Rusça ve diğer dillere…

Dünyaca ünlü “İnce Memed” romanı ise, 1955’te yayınlandı. Eserlerinde destansı bir dil kullanan Yaşar Kemal, bu romanında ağalık sistemine ve sömürüye karşı mücadeleyi anlattı. Bir eşkiyanın ağaya başkaldısını konu alan İnce Memed,  yurtdışında 140’ı aşkın baskı yaptı. Yaklaşık 40 dile çevrildi. Daha sonraki yıllarda bir söyleşisinde, bu romanı eşkiya olan ve dağda vurulan amcasının oğlundan esinlenerek yazdığını söyleyecekti. Ayrıca çocukluğunun eşkiyalar içinde geçtiğini, dayısının da “büyük bir eşkiya” olduğunu belirtecekti.

Cumhuriyet gazetesinde yazmaya başladığında “Yaşar Kemal” adını kullandı ve o günden sonra ismi Yaşar Kemal olarak kaldı. İnce Memed dışında Yer Demir Gök Bakır, Fırat Suyu Kan Akıyor Baksana, Ağrı Dağı Efsanesi, Bir Ada Hikayesi gibi çok bilinen romanları vardır. Ve Nobel’e aday gösterilen ilk Türkiyeli yazar olmuştur.

Yaşar Kemal, sadece büyük bir edebiyat ustası değildi. Kürt sorunundan tutsakların durumuna kadar birçok önemli konuda tavır alan sayılı aydınlardan biridir. Kürt halkı üzerindeki baskı ve şiddete, asimilasyon politikalarına karşı çıktı. Bu doğrultuda birçok etkinliğe, toplantıya katıldı. 1996 yılındaki ölüm orucunda, Zülfü Livaneli ve Can Dündar ile birlikte “arabulucu”luk görevini üstlendi. Tutsaklarla görüştü, devlete “bu çocukları öldürmeyin” çağrısı yaptı. Fakat devlet, o zaman da verdiği sözleri tutmamış ve tam 12 devrimci tutsak şehit düşmüştü.

Devlete karşı olan bu tutumundan dolayı hakkında birçok kez davalar açıldı, yargılandı, hatta tutuklandı. En son 1995’te bini aşkın yazar ve sanatçı ile birlikte, yayıncısı olduğu “Türkiye’de Düşünce Özgürlüğü” adlı kitabı nedeniyle 20 ay hapis cezası istemiyle yargılandı. “Zulmün artsın” başlıklı makalesinden dolayı yargılandı, hapis ve para cezasına çarptırıldı. Tüm bu yargılamalara rağmen inandığı şeyleri savunmaktan ve yazmaktan geri durmadı.

Halk tarafından çok sevilen ve sayılan bir yazar ve aydındı. Eserlerinde halkın acılarını, sevinçlerini, sorunlarını işledi. Doğaya olan tutkusu ve betimlemeleriyle ünlüydü.

Yaşar Kemal eserleri ve duruşuyla hep yaşayacak…

Bunlara da bakabilirsiniz

“Yenidoğan çetesi” ve sağlıkta özelleştirme

Sağlıkta özelleştirmenin en korkunç yönlerinden biriyle yüzleştik geçtiğimiz günlerde. Yeni doğan bebeklerin, sadece ve sadece …

Öğretmen mülakatları emek gaspıdır

Milli Eğitim Bakanlığı 25 Ekim’de mülakat sonuçlarını açıkladı. Bir “müjde” olarak ise 20 bin sözleşmeli …

“ZAFER ne zaman gelecek bilmiyorum. Ama geleceğini biliyorum…”      

1800’lü yılların ilk yarısında, dünya, işçi direnişleri ve halk isyanlarıyla alev topu gibiydi. Bu ülkeler …