AKP hükümeti tarafından hazırlanan, “Ailenin Ve Dinamik Nüfus Yapısının Korunması Amacıyla Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı” Ocak ayının sonunda meclisten geçti.
Ve hemen ardından, bu yasanın “annelik hakları”nı ne kadar artırdığı, çalışan kadınların çocuk doğurduktan sonra çalışmasını kolaylaştırdığı gibi söylemler eşliğinde demagojik bir bombardıman başlatıldı. Yasa özünde, çalışan annelerin haklarını korumak bir yana, onların üzerindeki sömürüyü artırıyor. Doğum sonrasında sendikasız, toplu sözleşmesiz ve emekli olma olanağının neredeyse kalmayacağı “esnek çalışma” koşullarına mahkum ediyor. Böylece yüzde 25 ile zaten sınırlı sayıda çalışma hayatında bulunan kadınların sayısını daha da azalmasına hizmet ediyor. Ayrıca “yarı çalışma” süresi boyunca ödenecek ücretin yarısını devlet patronlara veriyor. Sözde çalışan kadını koruyor! Gerçekte ise işçi ve emekçilerin vergileriyle dolan hazineden patronlara akıtıyor. Birçok işyerinde patronların bankaya tam ücret yatırıp, işçiden yarısını geri istediği, aksi halde işten atmakla tehdit ettiği yaygın bir durum.
Bu yasa ile kadınları “doğuma teşvik” ederek “üç çocuk” hedefine ulaşma çabası da var. Fakat kadın işçilere kölece çalışma koşullarına mahkum ederek… Ama saldırı bununla da sınırlı değil. AKP’nin bütün “torba yasaları”nın mantığı burada da kendisini gösteriyor. Ön planda, kamuoyunda olumlu izlenim yaratacak bir konu dururken, arkada çok ağır saldırı maddeleri, farkedilmeden meclisten geçirilmeye çalışılıyor.
“Doğuma teşvik” yasası ile perdelenmeye çalışılan torbada, gerçekte Özel İstihdam Büroları-Köle işçiler ile ilgili yasal düzenlemeler bulunuyor. “Ailenin korunması…” adı verilen 27 maddelik tasarının 15 maddesi, 26 maddelik tasarı gerekçesinin 12 maddesi ÖİB’ler hakkında.