Yunan çiftçiler eylemde

yunan-ciftciler

Yunanlı çiftçiler, hükümetin emeklilik reformu ve tarım politikalarını protesto etmek için, Şubat ayı içinde pek çok eylem gerçekleştirdiler. Bulundukları bölgelerde protestolar düzenlemek, Türkiye ile olan İpsala ve Pazarkule sınır kapılarını ve Markopoulo bölgesinde havaalanına giden yolu kapatmak, traktörlerle yolları kesmek gibi eylemlerin ardından, çiftçiler eylemlerini büyütme kararı aldı.

Günlerce süren eylemlerin ardından 12 Şubat günü, iki günlük bir eylem süreci için başkent Atina’ya geldiler. Atina’ya traktörlerle gelen çiftçilerin önü yol boyunca çeşitli noktalarda kesildi. Polisler çiftçilerin Atina’ya ulaşmasını engellemeye ve kitleyi dağıtmaya çalıştılar. Çiftçiler ise polis araçlarını tahrip ettiler, yol boyunca trafiği kitlediler ve Atina’ya ulaştılar. Syntagma Meydanı’nda büyük bir protesto gösterisi düzenlediler. Kent merkezinde bulunan Tarım Bakanlığı’nın önünde toplanan yaklaşık bin kişi, bakanlık binasını taşladı. Polis bibergazıyla saldırdı.

Çiftçilerin direnişi, toplumun diğer kesimlerinden de destek aldı. Devlet Memurları Sendikası, Klathmonos Meydanı’nda toplanarak yürüyüş düzenledi. Doktorlar, avukatlar ve özel sektörde çalışanlar da bu gösterilere katıldı.

13 Şubat günü ise Tarımsal Kalkınma ve Gıda Bakanlığı önünde toplandılar. Saldıran polisin attığı gaz bombalarına, çiftçiler domates ve sis bombası atarak ve sopalarla direnerek karşılık verdiler. Çiftçiler, ürettikleri ürünleri de bakanlık önüne döktüler.

 

Çipras hükümeti, sermayenin temsilcisi

Syriza’nın seçimleri kazanması ve Çipras’ın başbakan olması, dünya genelinde reformist ve liberal kesimler tarafından alkışlarla karşılanmıştı. Çünkü Syriza “parlamenter yoldan devrim” vadediyordu.

Ancak Syriza efsanesi başlamadan söndü. En temel konularda seçim vaatlerini bir kenara bırakan Çipras, halkın değil sermayenin temsilcisi olduğunu çok hızlı biçimde ortaya koydu. Avrupa Birliği’nin saldırı paketlerini, üzerinde iyileştirme bile yapmadan kitlelere dayatmaya başladı. Tam da AB’nin istediği gibi “kemer sıkma” kararlarını uygulamaya koydu.

Mesela kitlelerin yaşamlarında ve ekonomik durumlarında kısmi iyileştirme anlamına gelecek vaatlerin (emekli maaşlarının iyileştirilmesi, sosyal yardımların artırılması, özelleştirmelerin durdurulması, vergilerin azaltılması vb) hiçbirini yerine getirmediği gibi, her geçen gün işler daha da kötüye gitti.

AB’den alacağı 86 milyon euroluk “kurtarma paketi” karşılığında, Yunan hükümeti kitlelerin refah düzeyini daha da düşürecek adımlar atıyor.

Bugün çiftçilerin eylemine gerekçe olan uygulama da emeklilik kesintileriyle ilgili. Emeklilik kanunundaki yeni düzenlemeyle çiftçileri sosyal sigorta katkıları 3 kat arttı. Dahası çiftçilerin ödemekte olduğu gelir vergileri de yükseltildi.

Syriza’nın seçildiği günden bugüne icraatları, kitlelerin sorunlarının düzeniçi vaatlerle çözülemeyeceğini bir kere daha kanıtlamış oldu.

Syriza’nın bu kadar hızlı bir hayal kırıklığına dönüşmesi, Yunan halkının tepkisini büyütüyor. Temmuz 2005 tarihinde gerçekleşen referandumdan bu yana, hükümet politikalarına karşı eylemler de giderek artıyor.

Yunan halkı için de, yaşam koşullarını iyileştirmenin tek yolu, daha fazla sokağa çıkmak, militan ve kararlı bir mücadele hattı izlemek…

Bunlara da bakabilirsiniz

“Yenidoğan çetesi” ve sağlıkta özelleştirme

Sağlıkta özelleştirmenin en korkunç yönlerinden biriyle yüzleştik geçtiğimiz günlerde. Yeni doğan bebeklerin, sadece ve sadece …

Öğretmen mülakatları emek gaspıdır

Milli Eğitim Bakanlığı 25 Ekim’de mülakat sonuçlarını açıkladı. Bir “müjde” olarak ise 20 bin sözleşmeli …

“ZAFER ne zaman gelecek bilmiyorum. Ama geleceğini biliyorum…”      

1800’lü yılların ilk yarısında, dünya, işçi direnişleri ve halk isyanlarıyla alev topu gibiydi. Bu ülkeler …