Bir öğretmen katledildi

İstanbul’un Eyüp ilçesinde bulunan Özel Final Akademi Anadolu Lisesi’nin müdürü İbrahim Oktugan; daha önce tartıştığı ve okuldan uzaklaştırılan bir öğrenci tarafından silahlı saldırı sonucu öldürüldü.

İbrahim Oktugan 74 yaşındaydı, yıllarca kamuda çalışıp emekli olmuştu. Devletin halka, işçilere, emekçilere, emeklilere dayattığı sömürü düzeni yüzünden özel okulda çalışmaya devam ediyordu.

Bir eğitim emekçisinin silahlı saldırı sonucu öldürülmesi, devletin ve sermayenin yarattığı güvencesizliği, asgari ücret düzenini, sömürüyü gözler önüne serdi. Emekli olduktan sonra geçinemediği için çalışmaya devam etmek zorunda kalan bir öğretmen, özel okul patronlarının kar hırsının sonucunda öldürüldü. Devlet ve sermaye bu cinayetin ortak failleridir.

Onu vuran kişinin, 17 yaşında Iraklı bir mülteci olması, sorunun bir başka yönüdür. AKP yönetiminin özellikle son on yılda uyguladığı göçmen-sığınmacı politikası, giderek büyüyen bir güvenlik sorunu halini almıştır. Bir taraftan parayla vatandaşlık satılarak ülke içindeki gerici-şeriatçı Arap nüfusu artırılmakta; diğer taraftan Afganistan, Suriye, Irak gibi savaş bölgelerinden cihatçı çeteler kontrolsüz ve pervasız biçimde ülkeye sokulmaktadır. İstanbul’un sahilinde ya da Bolu’nun dağ kamplarında askeri eğitim görüntüleri giderek artmaktadır. Oktugan öğretmenin ölümünde, AKP yönetiminin ABD’nin çıkarları doğrultusunda Ortadoğu savaşının içine dalmasının, dinci-gerici çetelere kol-kanat germesinin de önemli bir payı vardır.

İşlenen cinayetin ardından eğitim sendikalarından tepkiler gecikmedi. Eğitim-Sen, Eğitim-İş, Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası, Eğitim Bir-Sen ve Türk Eğitim-Sen’in çağrısıyla bir araya gelen eğitim emekçileri Oktugan’ın katledildiği okulun önünde basın açıklaması yaptılar. Eylemde “Artık Yeter! Öğretmenlere Yönelik Şiddete ve Öğretmenlerin Katledilmesine Hayır” yazılı ortak pankart açıldı. Öğretmenlere dayatılan korku ve güvencesizlik, şiddet, yanlış eğitim politikaları, özel okul patronlarının kar hırsı teşhir edildi.

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin; kamudaki 4 büyük eğitim sendikası ile bir toplantı gerçekleştirdi. Yapılan toplantının ardından yandaş sendikalar Eğitim Bir-Sen ve Türk Eğitim-Sen başkanları ile kameralar karşısına geçen Yusuf Tekin; “öğretmenleri kimseye ezdirmeyeceği, bugüne kadar gerekli tedbirleri aldıkları ve almaya devam edecekleri, bütün eğitim camiasının bir aile olduğu” gibi beylik ve eğitim emekçileri nezdinde bir anlamı olmayan laflarını sıraladı. Eğitim-Sen ve Eğitim-İş ise, bakanın tek derdinin toplum nezdinde kendisi için bir meşruiyet yaratmak olması, eğitimin tarikatlara peşkeş çekilmesi, yeni eğitim müfredatının gerici ve dayatmacı olması gibi sebeplerle basın açıklamasına katılmadılar.

Kamudaki eğitim sendikaları, 10 Mayıs Cuma günü iş bırakma kararı aldı. Özel sektör için özel okul patronlarının, iş bırakma eylemine katılacak öğretmenlere yönelik baskılarına karşı da çağrılar yapıldı. Türk Eğitim-Sen ve Eğitim Bir-Sen dışındaki eğitim sendikalarına üye olan eğitim emekçileri iş bırakılan 10 Mayıs günü alanlarda olacaklar. Ankara’da TBMM önüne, diğer şehirlerde Milli Eğitim Müdürlükleri önlerine yürüyüşler düzenlenecek ve öğretmenlerin güvenceli, insan onuruna yakışır bir şekilde yaşama talepleri yinelenecek.

Bunlara da bakabilirsiniz

Yumuşama, normalleşme, çözüm derken… Yine kayyum saldırısı

Bahçeli’nin 1 Ekim’de yeni yasama yılının açılışında, DEM Parti milletvekilleriyle tokalaşması ile başladı her şey… …

Hapishanelerdeki hak ihlalleri

Ekim ve Kasım aylarında hapishanelerdeki hak ihlalleri sürüyor. Bir yandan yeni tutuklamalarla hapishanedeki siyasi tutsakların …

Genel-iş ve işbirlikçi sendikaların durumu: KAZANMANIN YOLU

Genel-iş sendikasının örgütlü olduğu CHP’li belediyelerde İstanbul başta olmak üzere peşpeşe grevler yaşandı. Fakat Genel-iş …