Usta oyuncu Genco Erkal, 31 Temmuz Çarşamba günü hayatını kaybetti. Bir süredir kanser tedavisi gördüğü öğrenildi. Öldüğünde 86 yaşındaydı. Son günlerine dek tiyatro yapmaya, üretmeye devam etti.
Ölmeden önce hazırladığı bir videoyla tüm sevdiklerine, seyircilerine veda etti. Nazım Hikmet’in dizeleriyle “Hoşçakalın dostlarım” diyerek… 12 Eylül yıllarında Metris Askeri Cezaevi’nde kadın tutsakların Teodorakis’in bestesiyle buluşturduğu ve “tahliye marşı” haline getirdikleri çok anlamlı sözlerle…
“Hoşcakalın dostlarım benim, hoşçakalın! / Sizi canımda, canımın içinde / Kavgamı kafamda götürüyorum… / Resimdeki kuşlar gibi dizilip üstüne kumsalın / mendil sallamayın bana, istemez…/ Tek hecesiz elveda…”
* * *
Genco Erkal 1938 yılında doğdu. Galatasaray Lisesi ve Robert Koleji’nden sonra İstanbul Üniversitesi Psikoloji bölümünü okudu. Öğrencilik yıllarından itibaren tiyatro ile ilgileniyordu. 1957’de “Genç Oyuncular” topluluğunun kuruluşunda yer aldı. Profesyonel oyunculuğa Kenter Tiyatrosu’nda “Çöl Faresi” oyunuyla başladı. Sonra Ankara Sanat Tiyatrosu’nda “Aslan Asker Şvayk” oyunuyla ünlendi. Ve 1969 yılında Türkiye’de politik tiyatroda öncü rolü oynayan “Dostlar Tiyatrosu”nu kurdu.
Bertolt Brecht’in “epik tiyatro” anlayışının ülkemizdeki en önemli temsilcisi oldu. Gogol’un “Bir delinin hatıra defteri” eserini tiyatroya uyarlayıp ilk kez tek kişilik oyun sergiledi. Bu oyunla ülke çapında tanınır oldu. Ardından tek kişilik oyunların ustası haline geldi. 1984 yılında “At”, 1983 yılında “Faize hücum” filmleri ile Antalya Film Festivali’nden iki kez “en iyi erkek oyuncu” ödülünü aldı.
Toplumsal olaylara duyarlı bir sanatçıydı Genco Erkal. 2008 yılında “Sivas’93” isimli belgesel tiyatro oyunun yazıp yönetti. Sivas Madımak Oteli’nde öldürülen 33 kişinin hikayesini anlatan bu oyun, Avrupa’da da sahne aldı. Nazım Hikmet’in, Can Yücel’in şiirlerinden oluşturduğu tiyatro oyunları yazdı ve ülkenin dört bir yanında oynadı.
Tarihe “kanlı 1 Mayıs” olarak geçen 1977 1 Mayısı’nda da sanatçıların oluşturduğu kortejin en önünde Genco Erkal vardı. 12 Eylül döneminde pasaportuna el koyuldu, yurtdışına çıkış yasağı kondu. “7 yaşındaki kızımın yurtdışındaki ameliyatında yanında bulunamamıştım” diyerek anlatmıştı o günleri.
AKP’li yıllarda ise, 2016 ve 2020’de yaptığı paylaşımlardan dolayı “cumhurbaşkanına hakaret”ten hakkında davalar açıldı; 2 aydan 4 yıla kadar hapis cezası istemiyle iddianame hazırlandı. Yaptığı savunmada twitlerin içeriğini savundu, bunların hakaret değil gerçekler olduğunu belirtti. Tepkiler üzerine 2022’de bu davalardan beraat etti.
Genco Erkal hakkında bu davaları açan AKP hükümetinin Kültür ve Turizm Bakanı, şimdi taziye mesajı yayınlayarak, “üzüntülerini” bildiriyor. Ömrünün son yıllarında onu mahkemelere sürüklediklerini unutturmaları mümkünmüş gibi…
* * *
Genco Erkal, sadece usta bir tiyatro ve sinema oyuncusu değildi. Yazar ve çevirmen olarak da çok önemli esere imza attı. Daha önemlisi, devrimci-demokrat bir sanatçı olarak toplumsal-siyasal gelişmeleri, sanatsal bir anlatımla kitlelere sundu. Tiyatronun halkla buluşması için yoğun çaba sarfetti. Gerici ve faşist saldırılar karşısında ise dik durmayı başardı.
Genco Erkal, eserleri ve duruşuyla yaşayacak… Hoşçakal büyük usta!