Fernas madencileri barikatları aşa aşa yürüdü

Manisa-Soma’da, AKP Milletvekili Ferhat Nasırlıoğlu’na ait Fernas Madencilik’te çalışan maden işçileri, ağır çalışma koşullarına karşı ve sendikal hakları için mücadele etmek üzere Bağımsız Maden-İş sendikasına üye oldular. Sendikaya üye oldukları için 7 işçinin işten atılması üzerine 26 Ağustos’ta üretimi durdurarak direnişe geçtiler. “Sendika hakkının tanınması, iş güvenliği önlemlerinin alınması ve en düşük madenci ücretinin 45 bin TL’ye çıkartılması” talebiyle başlayan direniş büyüyerek sürüyor. Son olarak Ankara’da meclise yürüdüler.

Fernas işçileri kesintisiz biçimde akan yeraltı suyunun içinde, ellerinde kablolarla çalışıyor. Gaz kaçağı ve elektrik çarpması riski çok yoğun olmasına rağmen, herhangi bir önlem alınmıyor. Kullandıkları makineden çıkan ağır kimyasallar, göze değdiği anda kör olmasına sebep oluyor. Yönetmeliğe göre kimyasal yapılan alanda kimsenin durmaması gerekiyor; ancak bu kural dikkate alınmıyor. Üstelik madencilere, kullandıkları kimyasala uygun koruyucu ekipman, gözlük, tulum, maske de verilmiyor.

İşçiler bu alanda çalışmakla kalmıyor, yemek ve dinlenme molalarını da aynı ortamda kullanıyorlar. Yine suyun içinde, yine kimyasalların arasında yemeklerini yiyorlar. Yüksekte çalışmaları gerektiğinde, merdiven kullanamıyorlar. Elektrik akımına kapılma ya da düşme tehlikesi altında, hiçbir önlem alınmadan, halat bile kullanmadan çalışmaya zorlanıyorlar.

Bağımsız Maden-İş sendikası, sadece işçilerin değil, bölge halkının da bu durumdan doğrudan etkilendiğini belirtiyor. Madenin içinde kimyasal karışan yeraltı suları, toprağa ve halkın kullandığı içme sularına karışıyor; bu konuda da şirket tek bir önlem almıyor.

Bu koşullarda sendikada örgütlendikleri için bir de işten atıldılar. Buna tepki göstermek için iş durduran 70 işçi, jandarma saldırısı ile gözaltına alındılar. Madenciler, serbest bırakıldıktan sonra da maden önünde direnişlerine devam etti.

Ardından bir grup Fernas Maden işçisi, Ferhat Nasırlıoğlu’nun Bodrum’daki Cape Bodrum Oteli önünde basın açıklaması yaptı. Sonra da otel karşısında direniş çadırı açtılar.

Bu süreçte Bağımsız Maden-İş sendikası, direnişi Ankara’ya taşımaya karar verdi. İşçiler 16 Eylül günü Ankara’da Çalışma Bakanlığı önünde açıklama yaptı. Geceyi Meclis önünde nöbet tutarak geçirmek isteyen işçiler, polis tarafından engellendiler. Bunun üzerine işçiler, Yüksel Caddesi’nde Madenci Anıtı önüne yürüdüler ve basın açıklamasını burada yaptılar. Bu süreçte, Bodrum’da otel karşısındaki direniş çadırı da devam etti.

Daha sonra Ankara’da şirketin önünde eylem yapmak istediler. Polisin saldırısı sonucunda 22 işçi darp edilerek ve ters kelepçe ile gözaltına alındı. Bu sırada bir işçi, gözaltıları protesto ederek elektrik direğine tırmandı. İşçi bir süre sonra direkten indirildi ve o da gözaltına alındı.

25 Eylül günü, Soma’dan Ankara’ya çıplak ayakla yürümeye başladılar. 1 Ekim’de Eskişehir’e varan işçiler, kendilerini karşılayan kitleyle beraber yürüdü. 2 Ekim’de Polatlı’da işçilerin önü polis tarafından kesildi. Oturma eylemi yapan işçiler sloganlar atarak barikatın kaldırılmasını istediler. Polisler “Ankara’da süresiz kalacağız” açıklaması yaptıkları için madencilerin Ankara’ya girişine izin vermeyeceğini söyledi. Barikatın kurulduğu sırada, Ankara Kurtuluş Parkı’nda işçilere destek açıklaması yapıldı. İşçilerin kararlı duruşu sonucu barikatlar açıldı ve işçiler Meclis’e otobüslerle geçti ve milletvekilleriyle beraber açıklama yaptı. İşçiler, maden sahibi patron ile görüşene kadar Ankara’da direnişe devam etme kararı aldı.

10 Ekim’de Ankara’daki Kurtuluş Parkı’ndan taleplerini haykırmak için Meclis’e yürümek isteyen işçilerin önü bir kez daha polis barikatıyla kesildi. Polis ablukasında bekleyen işçilerden 7 temsilci Ferhat Nasırlıoğlu ile görüşmek için Meclis’e giderken, diğer işçiler parka döndü.

Fernas Holding, 1982 yılında, askeri cunta tüm saldırganlığı ile sınıf mücadelesini bastırmaya çalışırken kuruldu. Ama asıl büyümesini, AKP döneminde gerçekleştirdi. Toplamda 7 ayrı sektörde (otomotiv, inşaat, enerji, turizm, taahhüt, maden ve gıda) faaliyet gösteren, devletle doğrudan iş yapan, ihale zengini bir holdinge dönüştü. Şirketin 2011-2022 arasında 11 yılda devletten aldığı 20 ihalenin toplam değeri 7 milyar TL. Özellikle Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü ile Karayolları Genel Müdürlüğü’nden bolca ihale almış bu dönem içinde. Enerji Bakanlığı’nın, yasaya aykırı biçimde ihale açarak, Eti Maden’e ait bor madenlerini çıkarma işini Fernas’a vermesi, mecliste gensoru önergesi ile sorulmuş. Eylül 2023’te Denizli-Aydın Otoyol Projesi de Fernas’a peşkeş çekilen ihalelerden birisi. Giresun’dan Urfa’ya, Denizli’den Konya’ya pek çok bölgede, Fernas’a yol, içme suyu tesisi, doğalgaz boru hattı vb. ihaleler sunulmuş.

Devlet ballı ihalelerle zenginleştirdiği Fernas Holding’i, işçiler karşısında koruma altına alıyor. Direnen işçilere, jandarmasıyla, polisiyle saldırıyor.

Direnen işçilerin gücü, devletin polisinden de jandarmasından da daha büyüktür. Bugüne kadar pek çok işçi direnişi, devletin pervasız saldırılarına, şirketlerin her tür insanlıkdışı davranışına rağmen, direnerek kazanmayı başardı, Fernas işçileri de başaracaktır.

Bunlara da bakabilirsiniz

Öğretmen mülakatları emek gaspıdır

Milli Eğitim Bakanlığı 25 Ekim’de mülakat sonuçlarını açıkladı. Bir “müjde” olarak ise 20 bin sözleşmeli …

“ZAFER ne zaman gelecek bilmiyorum. Ama geleceğini biliyorum…”      

1800’lü yılların ilk yarısında, dünya, işçi direnişleri ve halk isyanlarıyla alev topu gibiydi. Bu ülkeler …

Ser verip sır vermeyen yiğit: İSMAİL GÖKHAN EDGE

İsmail Gökhan Edge, Diyarbakır işkencehanelerinde sır vermedi, ser verdi. O, 1953 yılında Eskişehir’de doğdu. İzmir …