İEM bileşenlerinden grev ziyaretleri

İşçi Emekçi Mitingi bileşenleri olarak 12 Ekim günü işçi grev ve direnişlerini ziyaret ettik.

İlk önce İstanbul Kıraç’ta bulunan, direnişinin 243. gününde olan Perfetti van Melle direnişçisini ziyaret ettik. Direniş çadırında direniş üzerine konuşmalar yaptık. İşten atılan işyeri temsilcisi Ayhan Yaylalı, ağır çalışma koşullarına ve düşük ücretlere karşı Tek Gıda-iş sendikasında örgütlendikleri için işten atıldığını ve direnişe geçtiğini söyledi. Kendisiyle beraber başka işten atılan işçilerin de olduğunu fakat onların tazminatlarını alarak gittiklerini söyleyen Ayhan, ilk günlerde her gün direnişte olduğunu, gelinen aşamada genelde hafta sonları direniş çadırını kurduğunu belirti. Sendika yetkisini aldıklarını ve patronun yetkiye itiraz ettiğini mahkemenin devam ettiğini söyledikten sonra sendikanın işyerine gireceğine ve kendisinin de işe geri döneceğine inancının tam olduğunu ifade etti. Perfetti, Vivident ve Mentos markasıyla sakız, şeker üretim yapıyor.

Ardından As Plastik işçilerinin grev çadırını ziyaret ettik. Petrol-iş sendikasında örgütlenen işçiler, patron TİS görüşmesine oturmadığı için greve gittiler. Grevlerinin 24. gününde olan işçiler, grev yerinde bir yaşam da kurmuşlar. Grev çadırını tahta parçalarıyla “gecekondu”ya çevirmişler adeta. Kendi aramızda “direniş-kondu” dediğimiz çadırın dış cephesine sloganlar ve grevin geldiği gün yazılmış. Çadırda yaptığımız konuşmada işçiler, patronla hiçbir görüşme yapılmadığını, süreç içerisinde bazı işçilerin patronun verdiği ücret teklifini kabul ederek sendikadan istifa ederek işe geri döndüklerini, bu kadar fire vereceklerini ön gördüklerini, bu yüzden morallerinin bozulmadığını söylediler. Ayrıca dışardan işçi getirerek üretim yapmaya çalışıldığını, getirdiği işçileri servislerle arka kapıdan fabrikaya soktuklarını, avukatların girişimiyle müfettişler geldiğini makinaların mühürlendiğini, patronların mahkemeye itirazı üzerine 3-4 saat içinde mühürlerin kaldırıldığını söyleyen işçiler avukatın yeniden girişimde bulunacağını belirttiler. Üretimin sendikadan istifa ederek işe geri dönen işçiler üzerinden çok sınırlı bir şekilde yapılmaya çalışıldığını belirttiler. Çekilen halaylardan sonra grev yerinden ayrıldık.

Buradan Polonez işçilerinin direnişine geçtik. Polonez işçilerinin direniş alanı bambaşka bir yer. Çok geniş bir alan polis bariyerleriyle çevrilmiş. Yine polis bariyerlerinden koridor oluşturulmuş, koridorun içinden direnişçi işçilerin yanına gidiliyor. Adeta hapishaneye giriyorsunuz hissi uyandırıyor. Polonez işçileri de fabrikanın önünde kendilerine bir yaşam alanı oluşturmuşlar. Tek Gıda-iş sendikasında örgütlü olan Polonez işçileri direnişlerinin 85. gününde olmalarına rağmen ilk günün coşkusundan bir şey kaybetmemişler, ilk günkü gibi coşkulu ve karalılar. İşçiler patronla herhangi bir görüşme yapılmadığını, patronun görüşmeye yanaşmadığını söylediler. Çok karalı olduklarını belirten işçiler, ayın 15’inde 20 ilde eş güdümlü Polonez ürünlerini boykot çağrısı yapacaklarını, ayrıca önümüzdeki günlerde Ankara yürüyüşü planladıklarını belirttiler. Çekilen halaylardan sonra ayrıldık. İşçiler bizi “güle güle dostlar yine bekleriz” sloganıyla uğurladılar. Bizde “hoşça kalın dostlar yine geliriz” sloganıyla karşılık verdik.

Her üç direniş yerine, pankartımızı açarak beli bir mesafeden yürüyüşle gittik. İşçi Emekçi Mitingi bileşenleri adına yapılan konuşmalarda direnişçilerin yanında olunduğu belirtildi, 20 Ekimde yapacağımız işçi emekçi mitingine davet ettik.

Bunlara da bakabilirsiniz

Öğretmen mülakatları emek gaspıdır

Milli Eğitim Bakanlığı 25 Ekim’de mülakat sonuçlarını açıkladı. Bir “müjde” olarak ise 20 bin sözleşmeli …

“ZAFER ne zaman gelecek bilmiyorum. Ama geleceğini biliyorum…”      

1800’lü yılların ilk yarısında, dünya, işçi direnişleri ve halk isyanlarıyla alev topu gibiydi. Bu ülkeler …

Ser verip sır vermeyen yiğit: İSMAİL GÖKHAN EDGE

İsmail Gökhan Edge, Diyarbakır işkencehanelerinde sır vermedi, ser verdi. O, 1953 yılında Eskişehir’de doğdu. İzmir …