Kartal Belediyesi’nde yaşanan TİS süreci, ikisi de “işçi dostu” geçinen patron ile sendika arasındaki işbirliğinin, sınıf düşmanı uzlaşma politikalarının ve CHP’nin sınıf düşmanı yüzünün çok çarpıcı biçimde göründüğü bir süreç olarak yaşandı. “Emekçiden yana” CHP’li patron ile “Devrimci” DİSK’e bağlı Genel-iş sendikası, süreç boyunca işçileri hiçe sayan tutumlarıyla gerçek yüzlerini ortaya serdiler.
İşçiye rağmen imzalanan TİS
Kartal Belediye işçileri, TİS masasında CHP’li patron ile anlaşma sağlayamayınca, 30 Ekim günü greve çıktılar. CHP’nin greve karşı tutumu, “grev kırıcılık” oldu; hem de “dayanışma” gibi süslü, demagojik söylemlerin arkasına saklanarak. Grevin ikinci günü, CHP’li başka ilçelerin ve İBB’nin araçları, Kartal ilçesindeki çöpleri toplamaya başladılar. İşçiler grev kırıcıları ile mücadele etmeye çalıştılar; ancak tüm alanı kontrol etmeyi başaramadılar.
Grevin 3. günü, Genel-iş Genel Merkezi, işçilerin iradesini ve eylemini hiçe sayan bir sözleşmeye imza attı. Kartal işçileri brüt yevmiyelerinin 1900 TL olmasını isterken, sendika brüt 1430 TL’yi kabul etti. Bu sözleşme, işçilerin günlük net ücretlerinin 1000 TL, aylık ücretlerinin ise 30 bin TL olmasını getiriyor. İşçiler bu sözleşmeye büyük tepki gösterdi; uzlaşmacı-işbirlikçi sendika yönetimine olan öfkelerini ifade ettiler.
Bu arada CHP’li belediyeler de harekete geçti, Avcılar, Sarıyer gibi en uzak ilçeler bile, Kartal’daki çöpün toplanması için grev kırıcılar kervanına katıldı. CHP bu grev kırıcılığı bir de “dayanışma” gibi ifadelerle savunmaya çalıştı.
Ancak işçilerin kararlı ve öfkeli tutumu, sendikanın genel merkezi ile Anadolu yakasındaki şubelerin çelişik tavır göstermesine neden oldu. Genel-iş 1, 2, 3, 4 No.lu şubeler, genel merkezin işçi iradesini yok sayan tutumuna karşı, Kartal Belediyesi’nin önünde açıklama yaparak, 4 Kasım’dan itibaren süresiz iş durduracaklarını duyurdular. CHP’li diğer belediyelerdeki işçiler, Kartal’da imzalanan sözleşmenin kendilerine de dayatılacağını görerek tepki göstermiş, Kartal işçilerine destek vermişlerdi. 4 şubenin doğrudan Kartal Belediyesi önünde açıklama yapması ise, işçilerin meydan okumasıydı.
Direniş giderek büyüyüp, Kartal’ı aşan, Ataşehir, Maltepe, Beykoz ve Kadıköy belediye işçilerini de kapsayan hale gelince, 3 Kasım’ı 4 Kasım’a bağlayan gece saat 02’de, apar topar bir anlaşma sağladılar. Belediyenin Ocak ya da Şubat ayında, Kartal Belediye işçileri ile ek protokol imzalayacağı, aylardır ödenmeyen mesai alacaklarının bir kısmının ödeneceği ve işten atılan işçilerin geri alınacağı sözünün verilmesinin ardından, Genel-iş Anadolu yakası şubeleri direnişin bittiğini, işbaşı yapılacağını açıkladı.
CHP’li belediyelerde grev dalgası
İstanbul, İzmir ve Ankara’da CHP’li belediyelerle yapılan TİS görüşmelerinde, işçilere sefalet ücreti dayatılıyor. Üstelik birçok belediyede, işçilerin geçmiş döneme ait alacakları ve mesaileri ya hiç ödenmiyor, ya da sürece yayılarak gecikmeli ödeniyor.
CHP’li belediyelerde TİS görüşmeleri belediye adına SODEMSEN (Sosyal Demokrat Kamu İşverenleri Sendikası) tarafından yürütülüyor. Bu ayrıştırma yöntemiyle işçiler, doğrudan belediye başkanı ile karşı karşıya gelmiyorlar. CHP’li belediye başkanının, hem kendisini seçen kitleye, hem de sefalet ücreti dayattığı işçiye “benim sizinle bir sorunum yok, benim elimde değil” demesi için bir zemin oluşturuluyor. Böylece işçilere ağır koşullar dayatılırken, belediye başkanı kendisini aklayıp, hiçbir sorumluluk üstlenmeden, kenara çekilebiliyor. CHP’li bürokratlar basının önünde “işçi dostu” görünüp emekten yana nutuklar atarken, kendi belediyelerinde işçi sömürüsünü pervasızca sürdürebiliyorlar. Ve CHP ile işbirliği halinde belediyelerde örgütlenen işbirlikçi-uzlaşmacı sendikacılar, işçilerin aidatları ile kasalarını şişirirken, gece yarısı sözleşmeleri ile işçileri satma olanağını kullanıyorlar.
Kartal’da direnişi durdurmayı şimdilik durdurmayı başardılar. Ancak diğer belediyeler kaynamaya, işçilerin öfkesi yükselmeye devam ediyor. Bayrampaşa Belediyesi işçileri, 5 aydır sonuçlanmayan TİS görüşmeleri nedeniyle, 1 Kasım’da greve çıktılar. Kadıköy Belediye işçileri ise 11 Kasım için grev kararını astılar. İzmir’de Buca Belediyesi işçileri için grev günü 12 Kasım olarak belirlendi.
Ekonomik kriz derinleşirken artan yoksullaşma koşullarında, işçilerin yükselen öfkesi yeni patlamalara yol açacaktır.
* * *
Kartal Belediyesi’nden bir işçi ile 4 Kasım’da yaptığımız röportajı yayınlıyoruz.
PDD: TİS taslağı hazırlanırken işçilere önerileri soruldu mu?
İşçi: TİS başlamadan tüm işçilerin talepleri alındı. Şube işçilerin bilgisini aldı ve taslak hazırlandı.
Grev sürecine nasıl geldiniz?
Daha önceki sözleşmelerde yine işçilerin bilgisi dahilinde her şey oluşmuştu. Tam greve başlarken, hatta greve başlamadan önce Genel-İş Genel Merkezi bizden habersiz imzayı atıp gitti. Tabi tüm işçilerin o süreçte morali bozuldu. Şimdi de aynı şey yaşandı. Bütün işçiler iyi bir direniş gösterdiler. Özellikle dış temizlik başta olmak üzere iyi bir direniş gösterildi. Olumluydu, şube de bizle beraber hareket etti ve güzel bir direniş gerçekleştirdik. Yine Genel-İş Genel Merkezi’nin ikinci kez gelip TİS’i imzalaması bizi hayal kırıklığına uğrattı.
Grevle dayanışma nasıl oldu?
Diğer belediyelerdeki işçiler de bize destek oldular. Kadıköy, Maltepe, Ataşehir işçileri, şube başkanları gelip yanımızda durdular. Diğer belediyelerdeki işçilerin duruşu da olumlu bir şekilde bize yansıdı.
Sizin greviniz ve direnişiniz bitti. Diğer işçilere öneriniz ne olur?
Diğer belediyelerdeki işçilerle görüştüğümüzde tedirgin olduklarını gördük. Biz çok iyi bir direniş gösterdik. “Güçlü bir direniş gösterilse de bizden habersiz gelip Genel-İş imzalar” endişesi yaşıyorlar. Onların da süreci iyi gözlemlemeleri gerekiyor.
Teşekkürler