KESK Ankara’da “Geçinemiyoruz” mitingi yaptı

KESK, 30 Kasım’da Ankara’da “Geçinemiyoruz” mitingi düzenledi. Mitinge birçok ilden gelen otuz bini aşkın kişi katıldı. Mitingde özellikle emeklilerin kitleselliği ve coşkusu dikkat çekti. Emekliler attıkları sloganlarla taleplerini dile getirdiler. KESK’e bağlı sendikalarda ise geçtiğimiz yıllara oranla kitlesellikte bir düşük yaşandığı göze çarptı. Mardin, Batman, Şırnak, Amed, Siirt, Hakkari’den gelen emekçilerde ise kayyumlara olan tepki, pankartlarda ve sloganlarda dikkat çekti. “Kayyumlar gidecek biz kalacağız” ve devletin Kürt illerinde atılmasını yasaklamak istediği “Jin, jiyan, azadi” sloganları sıklıkla atıldı.

Mitinge ayrıca TMMOB, DİSK’e bağlı Emek-Sen’de katıldı. Proleter Devrimci Duruş, BDSP, Kaldıraç, EHP, EMEP, Devrimci Hareket, ESP, SYKP, Halkevleri, SEP, DİP,  Köz, TİP mitingde flamaları ve pankartlarıyla yer aldılar.

Miting, tüm kortejlerin alana girmesinin ardından saygı duruşuyla başladı. KESK Eş Genel Başkanları’nın okuduğu metinde işçilerin ve emekçilerin yaşadıkları sorunlara değinildi ve talepler dile getirildi. Sıklıkla “Yaşasın sınıf dayanışması”, “Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz”, “Yaşasın halkların kardeşliği”, “Kayyumlar gidecek biz kalacağız”, “Savaşa değil emekçiye bütçe”, “Direne direne kazanacağız”, “Hak verilmez alınır zafer sokakta kazanılır” sloganları atıldı.

Miting öncesi yaşananlar ise ayrı bir sorun olarak dikkat çekti. Mitingden bir gün önce, devletin miting alana almayacağı “yasak listesi” gönderildi katılımcılara. Buna göre alana sırt çantası, sprey, parfüm, fotoğraf makinesi, powerbank, çakmak gibi malzemeler, miting alanına giremeyecekti. Bu dayatmanın kabul edilmiş olması sendikaların geri adımının boyutunu gösterdi. Ayrıca dört tane arama noktasından geçildi. Özellikle devrimcilerin beklediği noktalara müdahale etmeye çalışan polisler, dergileri de içeriye sokmadı.

Bu olumsuzluklara rağmen katılımın KESK’in beklentisinin de üstünde olması gelecek günler için olumlu bir hava oluşturdu. Özellikle işçi ve emekçilerin yaşadığı ekonomik, siyasi krizin geldiği boyut, önümüzdeki günlerde öfkenin daha da büyüyeceğini gösteriyor.