Metal’de -yasağa rağmen- grevler sürüyor


Birleşik Metal-İş Sendikası (BMİS) 5 işletmede TİS görüşmelerine 9 Ağustos’ta başlamıştı. Bunlardan 1’i hariç 4’ü MESS’e (Metal Sanayicileri Sendikası) bağlıydı.

BMİS, ücret zammı olarak ilk 6 ay için ortalama yüzde 125 ücret zammı talep ediyordu. MESS ise önce yüzde 30, sonra yüzde 40 teklif etti. Ayrıca bir kez daha 3 yıllık sözleşme dayattı. Bunun üzerine BMİS 5 işletmeye bağlı 9 fabrikada grev kararı aldı. Bu da yaklaşık 2 bin işçinin greve çıkması anlamına geliyordu.

Hithachi’nin Kartal, Tuzla, Dilovası ve Dudullu’daki fabrikalarında 4 Aralık’ta greve çıkıldı. GE Grid Solutions ve Schneider Elektrik’e bağlı 3 fabrikada ise 13 Aralık’ta grev başladı.

14 Aralık günü ise, “milli güvenliği bozucu nitelikte” olduğu gerekçesiyle grevlerin “ertelendiğine” dair, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın imzaladığı karar resmi gazetede yayınlandı. MESS’e bağlı işyerlerinde sürmekte olan grevlerin yanı sıra 19 Aralık’ta greve çıkmaya hazırlanan Arıtaş Kriyojenik işçilerinin grevi de bunlara dahil edildi. Sadece MESS’e bağlı olmayan Green Transfo fabrikasındaki grev yasaklanmadı.

BMİS Yönetim Kurulu, bu grev yasağını tanımayacağını açıkladı. BMİS Genel Başkanı Özkan Atar ise, aynı işi yapan bir fabrikada grev yasaklanırken diğerinde yasaklanmamasına dikkat çekti ve yapılan işlemin “milli güvenlik”le ilgisi olmadığını, “sermaye örgütünün korunmasından başka bir anlam” ifade etmediğini belirtti. “Anayasa’dan doğan haklara sahip çıkarak grevlerimizi sürdüreceğiz” dedi.

Daha öncesi yıllarda da metal işkolunda grev erteleme (gerçekte yasaklama) kararları verilmişti. Ama Metal işçileri, yasaklara rağmen grevlerine devam etmişlerdi. Bu kez de grevlerinin yasaklanacağını bilerek greve çıktılar. Çünkü haklarını ancak fiili grevle alacaklarını biliyorlardı.

AKP’nin işbaşına geldiği 2002 yılından bu yana 21 grev yasaklandı. Toplamda 200 bin civarında işçinin grev hakkı gaspedildi. Öyle ki, metal işkolunda daha önceki “erteleme” kararlarını, BMİS Anayasa Mahkemesi’ne taşımış ve mahkeme “Anayasa’nın 51. Maddesinde güvence altına alınan sendika hakkının ihlal edildiğine karar vermiş”ti. Ayrıca 50 bin TL manevi tazminat ödenmesine hükmetmişti.

AKP bir kez daha Anayasa’yı ve Anayasa Mahkemesi’nin kararlarını tanımadığını ortaya koydu. Yasadışı olan grevler değil, “grev erteleme” kararlarıydı ve bu, bizzat kendi mahkemeleri tarafından teyit edilmişti.

Cumhurbaşkanı’nın yasaklama kararının ardından grevdeki işçiler, “Baskılar bizi yıldıramaz” diye sloganlar atarak grevlerine devam edeceklerini duyurdular. Grevdeki fabrikaların etrafının “çevik kuvvet” polisleri tarafından sarılmasına da tepki gösterdiler. En fazla grev çadırlarını sökeceklerini, hiç kimsenin kendilerini zorla çalıştırmaya güçlerinin yetmeyeceğini bildirdiler.

AKP Hükümeti, bir kez daha sermaye sınıfından yana olduğunu ortaya koydu. Erdoğan daha önce de, patronlara yaptığı konuşmada; “OHAL’i sizin için yaptık, bakın hiç grev oluyor mu” demişti. Kendi dönemlerinde patronların kar rekorları kırdıklarını belirterek, TÜSİAD’ın kimi zaman “demokratikleşme” yönündeki eleştirilerinin sahteliğini ortaya sermişti.

Grev yasağı kararı alındığında grevde olan işçiler yasağa uymayacaklarını belirtirken, başka fabrikalar da greve katılmaya devam ediyor. 19 Aralık’ta Schneider Elektrik’in Kocaeli-Çayırova ve Manisa’da bulunan fabrikaları ile Gebze’deki Grid Solutions fabrikasında greve çıkıldı. Keza 25 Aralık’ta Kocaeli-Çayırova’da bulunan Green Tarnsfo Energy fabrikasında greve çıkılacağı açıklandı.

BMİS yaptığı açıklamada MESS’in tekliflerinin kabul edilemez olduğunu bir kez daha yineledi. “3 yıllık TİS teklifinin tartışma konusu bile yapmayacaklarını” belirtti. Ayrıca kazanılmış hakları geriye çeken teklifleri reddettiklerini söylediler. “İkramiyeler fiili çalışmaya bağlı olsun diyorlar. Yani işçi rapor aldığında ikramiye almasın istiyorlar. Denkleştirme ve telafi çalışması yapılsın diyorlar. Yani işçi bir gün 6 saat, başka bir gün 10 saat çalışsın istiyorlar. İşçilerin günlük yaşamı sadece işverene, işe bağlı olsun, fazla mesai ücreti de alınmasın istiyorlar. Deneme süresinin 4 aya çıkarılmasını teklif ediyorlar. Böylece toplu sözleşmeden bir işçi 4 ay yararlanmasın, kolayca işten çıkarılsın istiyorlar. İşverenin bu tekliflerinin hiçbirini ne kabul ederiz, ne tartışırız.”

Şimdilik BMİS ve DİSK yaptıkları açıklamalarda kararlı görünüyor. Elbette bu, olumlu bir gelişmedir. Fakat asıl belirleyici olanın metal işçilerinin kararlı duruşu ve tabandaki örgütlü gücü olduğunu biliyoruz. Aksi halde sendika yönetimlerinin, bu tür söylemlerine rağmen, bir süre sonra patronlarla uzlaşıp ve işçileri yüzüstü bıraktıklarına çok kez tanık olduk.

Greve çıkan metal işçileri, “yasağa rağmen her sabah grev ateşini yakıyoruz, bu ateş yandığı sürece grev devam edecek” diyor. Alım gücündeki hızlı düşüşle birlikte aldıkları ücretin ev kirasını ancak karşıladığını, “insanca yaşamak ve çocuklarımızın geleceği için” direndiklerini söylüyorlar.

İşçilerin bu kararlılığı, grevlerin devamı konusunda sendikayı da zorlayan en önemli unsurdur. Ancak daha önceki yıllarda olduğu gibi, BMİS talepleri geriye çekerek MESS ile uzlaşmaya gidebilir, TİS imzalayabilirler. Bunu önlemenin tek yolu, işçilerin grev komiteleri oluşturup talepleri kabul edilene kadar grevi sürdürebilmeleridir. Bugüne kadar olduğu gibi, bundan sonra da işçi sınıfı kendi örgütlü gücü oranında söz ve karar sahibi olacak ve kazanım elde edebilecektir.

 

 

Bunlara da bakabilirsiniz

Kararlılığın ve cesaretin adı: İSMAİL CÜNEYT

Yoldaşları arasındaki adı “Stalin Mehmet”ti. Sınıf düşmanlarına karşı öylesine derin bir kin taşıyordu ki, ona …

19 Aralık katliamının yıldönümünde afişleme yapıldı

19 Aralık cezaevleri katliamının yıldönümünde, merkezi yerlere ve emekçi semtlere afişleme yapıldı.

12 Eylül dönemi avukatlarımızdan Hüsnü Öndül’ü kaybettik

12 Eylül yıllarının zor günlerinde direnen komünist ve devrimcilerin davalarını savunan yürekli avukatlardan Hüsnü Öndül, …