TEDİ Depo işçilerinin direnişi sürüyor

tedi-direnis1

 

DİSK Limter-iş sendikasında örgütlendikleri için işten atılan Tedi depo işçileri, sendikalı olarak işe geri dönmek için 2 Ağustos tarihinden bugüne, direnişe devam ediyorlar. İşten atılan işçilerin 3’ü Topkapı’da 29’u Tuzla yan sanayide olmak üzere, pazar günü dışında her gün akşam 6’ya kadar direniş yerindeler. Pazar günleri Tuzla’daki direniş noktasında, “nöbetçi” olarak 2-3 işçi kalıyor.

 

Direnen işçilere patronun ve polisin baskıları da artarak devam ediyor. Direnişlerinin 10’cu gününde Tedi işçilerinin çadırına polis tarafından saldırı gerçekleşti. OHAL gerekçe gösterilerek fabrikanın önünde bulunan işçilerin çadırı söküldü. Çadırın sökülmesine tepki gösteren işçilerle polis arasında kısa süreli bir çatışma yaşandı. İşçiler fabrikanın karşısına yeni bir direniş çadırı kurdular. Devlet de fabrika kapısının önünde TOMA ve çevik polis ekibi bekletmeye başladı.

 

26 Ağustos günü fabrikanın özel güvenlikçileri işçilere saldırdı. Patron atılan işçilerin yerine taşeron işçi çalıştırarak işini sürdürmeye çalışıyor. Akşam iş çıkışı taşeron işçilere seslenmeye çalışan sendika genel başkanı Kamber Saygılı’ya özel güvenlikçilerin saldırması üzerine, işçiler ile özel güvenlikçiler arasında çatışma yaşandı. Saldırıyı gerçekleştirenler özel güvenlikçi olmasına rağmen, polis işçilerden 4 kişiyi gözaltına aldı. Gözaltına alınan  işçiler akşam geç saatlerde bırakıldılar.

 

Saldırı duyulur duyulmaz işçi yakınları, devrimci, demokratlar Tedi işçileriyle dayanışmaya direniş yerine gittiler. Burada bir protesto gösterisi gerçekleştirildi. Limter-iş Başkanı Saygılı ve dayanışma için orada bulunan çeşitli kurumlar birer konuşma yaptılar. PDD olarak Tedi Depo işçileriyle dayanışmak için biz de oradaydık. Geçmiş olsun dileğinde bulunarak, saldırı ve direniş hakkında konuştuk, haklı direnişlerinin yanında olduğumuzu bir kez daha belirtik.

 

Diğer taraftan Tedi işçileriyle dayanışma ziyaretleri de oluyor. Bunların içinde en anlamlı ziyaretlerden biri 25 Ağustos günü Birleşik Metal-iş sendikasına üye Mata ve Cesun işçilerinin kitlesel ziyareti oldu. Mata ve Cesun işçileri vardiya çıkışı evlerine değil, Tedi işçilerinin yanına gittiler.

 

Direniş ikinci ayına girerken, işçiler Topkapı’daki genel merkez önünde basın açıklaması yapmak istediler. İşçilere güvenlik görevlileri kapıları kapatarak engel olmaya çalıştı. İşçilerin yolu trafiğe  kesmeleri üzerine güvenlik görevlileri kapıları açmak zorunda kaldılar. İşçiler burada yaptıkları basın açıklamasından sonra “şimdi gidiyoruz daha güçlü gelecegiz” diyerek genel merkez önünden ayrıldılar.

 

Depo önündeki direniş çadırlarının yanı sıra, işçiler Tedi mağazalarının önünde eylemler yapmakta, direnişte olan diğer işçilerle dayanışma ziyaretleri  örgütlemekte, İstanbul’da yapılan eylemlere katılmaktalar. Keza, işçiler mağazanın boykot edilmesi çağrısını da yaptılar.

 

Direnişlerinin 50. gününde Kadıköy Moda’daki mağazanın önündeydiler. İşçiler mağazanın içerisine girerek “sendikalaştıkları için hukuksuz bir şekilde işten atıldıklarını, işe geri dönmek için direnişte olduklarını” çalışanlara ve müşterilere anlattılar. Müşterileri Tedi’yi boykot etmeye çağırdılar. Bazı müşteriler alkışlarla işçilere destek sundu. Polis iki işçiyi göz altına almaya çalıştı. İşçiler, arkadaşlarının gözaltına alınmasına izin vermedi. Oluşan bu tepki üzerine polisler gözaltı yapmaktan vazgeçti.

 

Tedi işçileri daha önce kaymakamın girişimiyle patronla iki kez görüşme yapmışlardı. Fakat yapılan görüşmede patron işçilerin bir kısmını geri alacağını söylemişti. İşçiler çalışma bakanıyla da bir görüşme yaptılar. Buradan da bir sonuç çıkmadı. Tedi işçisi, sendikalı olarak işe dönene kadar direnişlerini sürdüreceklerini belirtiyorlar.

 

Bunlara da bakabilirsiniz

“Yenidoğan çetesi” ve sağlıkta özelleştirme

Sağlıkta özelleştirmenin en korkunç yönlerinden biriyle yüzleştik geçtiğimiz günlerde. Yeni doğan bebeklerin, sadece ve sadece …

Öğretmen mülakatları emek gaspıdır

Milli Eğitim Bakanlığı 25 Ekim’de mülakat sonuçlarını açıkladı. Bir “müjde” olarak ise 20 bin sözleşmeli …

“ZAFER ne zaman gelecek bilmiyorum. Ama geleceğini biliyorum…”      

1800’lü yılların ilk yarısında, dünya, işçi direnişleri ve halk isyanlarıyla alev topu gibiydi. Bu ülkeler …