Dünya devrim tarihinin enternasyonalist devrimcilerinden en tanınan isimdir Che Guevera. Onun içindir ki, dünyada en çok bilinen devrimci simgelerden biri olmuştur.
Bu durum, her zaman gerici ve faşistlerin öfkesine neden oldu. Son olarak TBMM Başkanı İsmail Kahraman, Che’ye olan öfkesini bir kez daha kustu. Liseli gençlerin Che tişörtleri giymesini eleştirip, Türk “kahraman”larını tavsiye etti. ‘60’lı yıllardan bu yana “komünizmle mücadele” adı altında ABD’ye uşaklık yapmış İsmail Kahraman gibileri, elbette emperyalizme karşı mücadelenin sembolüne saldıracaklar. Onlar, ABD’nin 6. Filo’sunu protesto etmek isteyen devrimci gençlere çivili sopalarla saldıran, tarihimize “Kanlı Pazar” olarak geçen olayının yaratıcıları, eli kanlı katillerdir. Kendi kirli tarihlerini Che’ye saldırarak kapatamazlar. Ne yaparlarsa yapsınlar, Che’ye duyulan sevgiyi ve hayranlığı da yok edemezler. Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de gençler, Che’nin sembollerini taşıyacak ve onun gibi olmayı düşleyeceklerdir.
Che Guevera’nın 1928’in 14 Haziran’ında Arjantin’de başlayan yaşamı, 9 Ekim 1967’de Bolivya’da katledilene kadar sürekli bir yükseliş içinde geçti. Başeğmemenin, isyanın simgesi oldu.
1948’de tıp fakültesine girdi ve 1953’te bitirdi. Üniversiteyi bitirmeden 1951’de motorsikletle Latin Amerika turuna çıkarak insanların durumunu gördü. Bu gezinti, düzenin ancak devrim yoluyla değiştirileceğine inancını arttırdı.
Guatemala’ya gitti ve burada birçok ülkeleden devrimciyle tanıştı. Guatemala’da solcu hükümete karşı yapılan darbeye direnişle karşılık verildi ve Che direnişlerde yer aldı. Ancak burada yaşanan yalpalamalardan dolayı Meksika’ya kaçmak zorunda kaldı. Emperyalizm konusundaki fikirleri netleşince, tüm benliğini devrimci mücadeleye vermeye karar verdi. Fidel’le tanıştı ve 26 Temmuz Hareketi’ne katıldı.
Örgütün doktoru olarak başlayan görevi, devrim süreci ilerledikçe, elde silah dövüşen bir önder konumuna getirdi. Sierra Maestra dağlarında gerillaların eğitiminden planların çizilmesine kadar, her alanda görev aldı. Devrimin hem komutanı, hem de teorisyeni oldu.
Devrimden sonra ise devletin çeşitli bakanlıklarında görev aldı. Küba’da halk sağlığının gelişmesinde önemli bir rol oynadı. Sanayi Bakanı olarak, Küba’nın kalkınmasına çalıştı. Fakat tüm dünyada artan emperyalist saldırılar karşısında diğer ülkelerin devrimlerine yardımcı olmayı daha fazla önemsedi. O sıralar Vietnam’da ABD işgaline karşı büyük bir direniş veriliyordu. Che Guevera “bir, iki, üç değil, daha fazla Vietnam” diyerek, hedefi ortaya koydu.
Önce Kongo’ya gitti, gerillaları eğitti, onlarla birlikte savaştı. Daha sonra Bolivya’ya geçti. Bolivya Ulusal Hareketi’ni teorik ve askeri yönde eğitti. Burada önemli başarılar da elde etti. Fakat bir muhbirin ihbarı sonucunda gerilla birliğiyle birlikte kuşatıldı ve sağ yakalandı. 9 Ekim 1967’de yargısız infaz edildi.