Nisan ayında çıkan DSB bülteninden alınmıştır.
Özelleşme saldırısına eklenen son halka olan Tedaş, sermaye hükümeti tarafından Sabancı-EON ortaklığına devredildi. Devlet işletmelerinin içi boşaltılarak, vasıfsızlaştırılarak, özelleşmenin önü açıldı. Halka “daha iyi hizmet” adıyla getirilen özelleştirme, “kötünün iyisine mahkum et” politikasıyla halka dayatıldı. İşçi ve emekçilerin örgütsüzlüğünden faydalanan egemenler, Tedaş’ı holdinglere peşkeş çekti. Böylece işçilerin devlet işletmelerinde varolan sınırlı hak ve özgürlükleri de gasp edilmiş oldu.
Toros Bölgesi’nde özelleştirme başlar başlamaz 150’den fazla işçi işten atıldı. İş kazası geçiren işçilerin, bırakalım hastane masraflarının karşılanmasını, apar topar çıkışı verildi. Özelleştirme, işçi ve emekçilere yönelik kar hırsıyla kuduran sermayedarların iştahını kabartmaya devam ediyor. Seçim sonrası ise elektriğe zam, işten çıkarmalar bunun başlangıcı oldu.
Fakat sermayenin bu saldırıları, emek saflarından direnişle karşılanıyor. Antep, Antakya ve İskenderun’da Tedaş işçileri, maşların düzensiz ve eksik yatırılmasına, işten çıkarmalara karşı protesto gösterileri düzenledi. Buna Antakya-Kumlu halkının elektrikten mahrum olması da eklendi. Ve Kumlu halkı nitelikli, kesintisiz elektrik kullanım hakkı talep etti.
* * *
Antep Toroslar Elektrik Dağıtım A.Ş. (TEDAŞ) acil müdahale ekibi işçileri, zamanında alamadıkları ücretlerine zam yapılmasını isteyerek AKP il binası önünde eylem yaptı.
Akşam saatlerinde AKP il binası önünde toplanan yüzü aşkın işçi, oturma eylem gerçekleştirdi. Yetkililerle konuşmak istediklerini söyleyen işçiler, zor şartlar altında çalıştıklarını ve 1200 lira olan aylık ücretlerini de zamanında alamadıklarını söyledi. Alkışlarla TEDAŞ yönetimi ve AKP’yi protesto eden grup adına konuşan Engin Keleş, işçilerin borçları yüzünden eve gidemediklerini belirtti. “Zor şartlar altında ölüm tehlikesiyle çalışıyoruz. Yıllardır zam yapılmıyor ve geçinemiyoruz. Aylıklarımızı da gecikmeli alabiliyoruz. Geçimimizi sağlayabilmemiz ve borçlarımızı ödeyebilmemiz için paramızın zamanında ödenmesini ve zam yapılmasını istiyoruz” dedi.
Öte yandan bazı işçiler TEDAŞ’ta çalışmalarına rağmen 20 liralık borçları yüzünden elektriklerinin kesik olduğunu söyledi.
Eylemdeki TEDAŞ işçilerine, diğer çalışma alanı ve bölgelerdeki işçilerden de destek geldi. İlçelerden yardım isteyen Tedaş yönetiminin çabaları sonuçsuz kaldı. Diğer taşeron işçiler de yürüyüşlerle arkadaşlarına destek oldu. İşten atılmakla, haklarında işlem yapılmasıyla tehdit edilen işçiler, kararlı duruşlarını sürdürdüler ve greve katıldılar. Dağıtım merkezi işgal edildi. Sabancı Holding ve Tedaş yetkilileri uyarılarak, bütün şehrin elektriksiz kalacağı söylendi. İşçilerin uyarısından sonra, bukalemun gibi renk değiştiren sömürücüler, iki ay süre istediklerini, işçileri kadroya alacaklarını, Adana’da sistemi oturtmaya çalıştıklarını söylediler. Bu oyalama taktiği ve aldatmaca ise çabuk tuzla buz oldu. Çünkü Adana işçileri, ay sonu gelmesine rağmen maaşlarını hala almadı.
Hatay’a bağlı ilçelerde TEDAŞ’a bağlı taşeron şirket bünyesindeki 200 işçi işten atıldı. İşten atılan işçiler, İskenderun TEDAŞ önünde eylem yaptı. Belediye bünyesinde çalışan taşeron işçilerin yanı sıra, İskenderun Taşeron İşçileri Derneği ve bazı partiler, kitle örgütleri de eyleme destek verdi.
İşçiler yaptıkları basın açıklamasında, en temel hakları olan çalışma haklarından mahrum kaldıklarını, özelleşmeyle elektriğin halka daha pahalı geleceğini, işçilerin daha kötü koşullarda çalışacağına değinerek, açacakları çadıra İskenderun halkını davet ettiler.
İşçilere, işten atıldıklarına dair bir belge verilmediği, sadece sözlü olarak ‘işe gelmeyin’ denildiği söylendi. İşçiler, iş akitlerinin fesh edilip edilmediğini bilmiyor. İşe çıkacak işçilerin listesi arasında kendi isimlerini bulamıyorlar.
Antakya Tedaş da 150’den fazla işçiyi işten çıkardı. İşçiler bir basın açıklaması düzenleyerek, işlerini her zaman kesintisiz, akstamadan yaptıklarını, buna rağmen maaşlarını geç aldıklarını, bu da yetmezmiş gibi şimdi de işten atıldıklarını söylediler. Bunun sorumlusunun patronların kar hırsı olduğunu belirttiler.
Özelleşme saldırına tepkiler bununla da sınırlı değil. Kumlu’da Tedaş binasının kapatılması, sürekli elektirik kesintileri ve işten çıkarılan işçiler için Kumlu halkı bir protesto gösterisi düzenledi. Açıklamada elektirik kesintileri yüzünden çiftçilerin mahsullerinin çürüdüğü, sanayide iş yapılamadığı ve kesintiler için Reyhanlı’dan Tedaşçıların çağrıldığına değinilerek, özelleşmenin halka zarar ve mağduriyet olarak geri döndüğü söylendi. “Atılan işçiler işe geri alınsın”, “Kumlu Tedaş geri açılsın”, “Nitelikli, sağlıklı, elektrik kullanım hakkı istiyoruz” diyerek, bütün duyarlı kesimleri bu talepleri sahiplenmeye çağırdılar.
Tedaş’ta işte çalışırken hastalanan ve Tedaş tarafından işten çıkarılan Mustafa Çalım da bu gösteride yerini aldı. Mustafa Çalım, kötü koşullarda çalışarak iş hastalığına yakalanan binlerce Tedaş işçisinden sadece birisi. Hastalandıktan sonra işten çıkarılan ve şirket tarafından hiçbir ihtiyacı karşılanmayan Çalım’a işçi arkadaşları sahip çıktı. Mustafa Çalım şirkete dava açtı ve kendisinin malulen emekli edilmesini talep ediyor.
* * *
Proleter devrimciler olarak, sürecin takipçisiyiz. Sınıfa yönelecek her saldırının karşısında en önde direneceğiz! İşçiler birlikte mücadele ettikçe, kendi güçlerini keşfediyorlar, sömürücülerin ise ne kadar aciz olduğunu anlıyorlar. İşçi sınıfının örgütlü birliğinin önünde hiçbir güç duramaz!
Devrimci Sendikal Birlik, Tedaş işçileriyle beraber saldırıları en önde göğüsledi. DSB varolduğu sürece sermaye düzeni ve onun uşakları bilsinler ki, işçileri bir nesne gibi kaldırıp atamayacaklar. DSB, Tedaş işçileri ve Türkiye işçi sınıfının taleplerini kazanmak için var gücüyle çalışacaktır. İşçiler DSB’lerde birleşelim, örgütlü yenilmez bir güç olalım!
Antakya DSB
Taleplerimizi elde edene kadar mücadelemiz sürecek!
TEDAŞ binası önünde gerçekleşen eylemde grup adına basın açıklaması yapan Elektrik Mühendisleri Koordinatörü Ali Ekber Öksüz şunları söyledi:
“Bizler Toroslar TEDAŞ bünyesinde çalışan Arıza Onarım Bakım işçileriyiz. Yaklaşık 6 yıldır kesintisiz bir biçimde çalıştığımız işimizden 1 Nisan 2014 itibarı ile, hiçbir gerekçe gösterilmeden çıkarıldık. Patronlara işten atılma gerekçelerimizi sorduğumuzda, “bu bir şirket politikasıdır, biraz bekleyin ilerleyen zamanda peyderpey alabiliriz” yanıtını aldık. Biz de buradan soruyoruz; bizleri çoluk-çocuğumuzla sokağa atmak neyin politikasıdır? Madem bizleri peyderpey işe geri alacaksınız, neden işten çıkardınız? Mevcut işçi sayısı ile bile, geceli-gündüzlü çalıştığımız halde elektrik arıza ve onarımlarına yetişemezken, şimdi işçilerin yarısına yakınını işten çıkartarak bu işleri nasıl yapacaksınız? Son derece tehlikeli olan elektrik işini ihtiyacın çok altındaki işçi sayısıyla yapmak, şu an çalışmakta olan işçilerin hayatıyla oynamaktır.”
Mühendis Ali Ekber Öksüz, sözlerini şöyle tamamladı:
“Hatay halkına sesleniyoruz! Bizim keyfi bir şekilde işten çıkartılmamız, size daha fazla arıza, daha fazla elektrik kesintisi ve hizmette gecikme olarak geri dönecektir. Mevcut sayıyla bile işler yetişmezken, bizleri işten çıkartarak Hatay’ın güvenli ve kesintisiz hizmetini aksatmaya, çalışan arkadaşlarımızın can güvenliğini tehlikeye atmaya ve bizleri çoluk çocuğumuzla sokakta bırakmaya yönelik bu uygulamanın tek bir cevabı vardır: Patronların doymak bilmeyen kar hırsı! Daha fazla kar için, daha fazla işi daha az işçiye yaptırmaktır! Bütün bu uygulamaların sorumlusu, üst işveren Toroslar EDAŞ ve EnerjiSA-EON şirketidir.
Bizler işten atılan 73 işçi olarak buradan taleplerimizi yüksek sesle dile getiriyoruz: İşimizi geri istiyoruz! Haksız ve keyfi işten çıkarma kararı derhal geri alınsın! Taleplerimiz yerine getirilinceye kadar hukuki ve fiili meşru mücadelemizi sürdüreceğiz!”