Dergimizin yazarı Gülümser Seyitcemaloğlu gözaltına alındı

arka-yazi

Dergimizin yazarı Gülümser Seyitcemaloğlu, CHP’nin düzenlediği Adalet Kurultayı’nı izlemek üzere gittiği Çanakkale’de gözaltına alındı. GBT kontrolü sırasında Jandarma tarafından gözaltına alınan Seyitcemaloğlu, nöbetçi mahkemede ifadesi alındıktan sonra serbest bırakıldı.

Gözaltı gerekçesi, hukukun ne kadar keyfi ve kural tanımaz bir hale geldiğini, devrimci-muhalif kesimler üzerindeki baskının ne kadar artırıldığını bir kere daha gözler önüne serdi. 2016 yılında İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan davada, dergimizin çalışanları Gülümser Seyitcemaloğlu, Zeynel Sarar ve dergimizin tutuklu yazı işleri müdürü Çağdaş Büyükbaş’ın yargılamaları devam etmektedir. 1 Mayıs’ta, Gezi Ayaklanmasında, Gazi anmalarında, 8 Mart’ta yapılan eylem ve etkinliklere katılmakla “suçlanan” dergimiz çalışanları, duruşmalarda ifadelerini vermiş, savunmalarını yapmış, avukatların savunmaları yapılmıştır. Birçok defa heyet değişikliği yapılan mahkemede, artık karar aşamasına gelinmiştir.

Artık “beraat” kararı vermek dışında bir seçeneği, davayı uzatmak ya da ceza vermek için gerekçesi kalmayan mahkeme ise, dosyayı 23. Ağır Ceza Mahkemesi’ne devretmiştir. 23. Ağır Ceza Mahkemesi ise, sanki dosya yeni başlıyor gibi davranarak, yeniden ifade almak üzere gözaltı kararı çıkarmıştır.

Karar her yönüyle hukuksuzluk örneğidir. En başta, 1 Mayıs, 8 Mart, Gezi Ayaklanması, Gazi anması gibi eylem ve etkinliklere katılmak suç değildir; meşrudur, doğrudur, yasaklama kararlarına rağmen sözkonusu eylemlere binlerce, milyonlarca insanın katılmış olması da bu meşruiyetin ne kadar oturmuş olduğunu göstermektedir. Dergimizin çalışanları ve avukatları da bu durumu açıkça ortaya koymuştur.

İkincisi, “beraat”le sonuçlanması gereken bir davayı, “yeniden açıyor” gibi göstererek gözaltı kararı çıkartılması bir başka hukuksuzluktur.

Amaç, dergimizin üzerindeki baskıyı artırmak ve sürekli hapis ve ceza tehdidini, demoklesin kılıcı gibi başımızın üzerinde tutmaktır. Amaç, devrimci ve muhalif kesimleri etkisizleştirmektir. Amaç, kitlelerin gerçekleri öğrenmesini engellemektir. Amaç, 1 Mayıs gibi, Gezi direnişi gibi, 8 Mart gibi en meşru eylemlere katılımı düşürmek, kitlelerin mücadele kararlılığını zayıflatmaktır.

Başaramayacaklar! Baskılar bizi yıldıramaz!

Bunlara da bakabilirsiniz

“Yenidoğan çetesi” ve sağlıkta özelleştirme

Sağlıkta özelleştirmenin en korkunç yönlerinden biriyle yüzleştik geçtiğimiz günlerde. Yeni doğan bebeklerin, sadece ve sadece …

Öğretmen mülakatları emek gaspıdır

Milli Eğitim Bakanlığı 25 Ekim’de mülakat sonuçlarını açıkladı. Bir “müjde” olarak ise 20 bin sözleşmeli …

“ZAFER ne zaman gelecek bilmiyorum. Ama geleceğini biliyorum…”      

1800’lü yılların ilk yarısında, dünya, işçi direnişleri ve halk isyanlarıyla alev topu gibiydi. Bu ülkeler …