Irkçı faşist saldırganlık, bu defa kendisini mezarlıkta gösterdi. HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Aysel Tuğluk’un annesinin cenazesi, mezarlıkta gerici bir güruhun saldırısına maruz kaldı.
12 Eylül akşamı, Aysel Tuğluk’un annesi Hatun Tuğluk hayatını kaybetti. Hatun Tuğluk’un cenazesi, 13 Eylül günü, Ankara Batıkent’teki cemevine getirildi. Kocaeli Kandıra F Tipi’nde tutuklu bulunan Aysel Tuğluk, cezaevinden özel izinle çıkarak cenaze törenine katıldı. Ardından cenaze İncek Mezarlığı’na götürüldü.
Saldırı bu aşamada başladı. Gerici bir güruh, “burada şehit cenazesi var, buraya terörist cenazesi gömdürmeyiz”, “buraya Alevileri gömdürmeyiz” sözleriyle cenazeye katılanlara saldırıya geçti. Devlet destekli güruh, etraftaki polis yığınağına rağmen pervasızca saldırganlığını sürdürdü. Sırrı Sakık “birkaç saat boyunca linç tehlikesi yaşadık, bir güruh saldırdı ve bütün güvenlik güçleri seyretti” sözleriyle, saldırının arkasındaki açık devlet desteğini teşhir etti.
Mezara dönük tehditlerin artması üzerine, sonrasında da cenazenin rahat bırakılmayacağı, cenazeye dönük alçakça saldırıların gerçekleştirileceği ortaya çıktı.
Bu koşullarda Aysel Tuğluk, annesinin naaşını toprak altında bile koruyamayacağını anlayarak, cenazeyi Dersim’e götürmeye karar verdi. Gömülmüş olan cenaze yeniden çıkartıldı ve Dersim’e taşındı.
Dersim’deki törende konuşan HDP milletvekili Meral Danış Beştaş, “Bize Dersim katliamını, Madımak katliamını tekrar yaşattılar. Acımızı kat kat artıran başka bir olay da oldu. Dün Ankara-İncek’te bu topraklarda yeni bir vahşet yaşadık. Bunu yapanları, buna izin verenleri, göz yumanları lanetliyoruz. ‘Cenazeye saygı’ diye bas bas bağıranlar, bugün cenazelerimize en büyük saygısızlığı yapıyorlar” dedi.
Cenazeye yapılan bu vahşi saldırganlık, kamuoyunda büyük bir infiale neden oldu. Bu vahşet, kitlenin tepkisi ve öfkesi ile karşılandı. Bu koşullarda devletin resmi ağızları, olaya tepki gösteriyormuş gibi görünmeye çalıştılar. Bazı bakanlar kınayan açıklamalar yaptılar. Gerçekte ise, yaşananlar devletten bağımsız değildi.
En başta, devletin bilinçli ve sistemli biçimde sürdürdüğü politikalar, bu saldırının nesnel zeminini hazırlamıştı. İkincisi, somut olarak saldırı başladığında da, polisin seyretmesi, valinin ve emniyet müdürünün HDP’li vekillerin telefonlarına çıkmaması ile, saldırganların önü açılmıştı. Bu ahlaksız ve alçak saldırganlığın sorumluları bu nedenle devletin resmi görevlileridir.