2018 metal işçileri grup toplu iş sözleşmesi uzun pazarlıklardan sonra, grev aşamasına gelmiş ve anında grev yasaklanmıştı. İşçilerin grev yasağına karşı gösterdikleri kararlı mücadeleden korkan sermaye ve hükümet yetkilileri, işçilerin taleplerini büyük oranda kabul ederek anlaşmaya vardılar.
Metal İşverenleri Sendikası MESS’in neredeyse sıfır zamma denk gelen yüzde 3’le başlayan zam oranı, önce yüzde16’ya, fiili grev eşiğinde ise yüzde 24.63’e çıktı. TİS süresi de yeniden 2 yıla indirilerek anlaşma sağlandı. Kazanan işçiler oldu.
Grev yasağı sert kayaya çarptı
Hatırlanacağı gibi MESS bir önceki sözleşmede, 3 yıllık TİS, ücret ve sosyal haklarda düşük ücret zammı dayatmıştı. Bunu da işçi sendikaları büyük oranda kabullendirmişti. 2015 yılında 3 yıllık TİS’i imzaladılar. Bu, sosyal haklarda ve kıdem zammında 1 yıllık kayıp anlamına geliyordu.
MESS bu dönem de benzer dayatmalarla TİS’e başladı. İşçi sendikalarının yüzde 30-38 zam istemini, 2 yıllık TİS sistemine geri dönülmesini, sosyal haklarda ve kıdem zammı konusundaki önerilerini kabul edilmez buldu. Oturumların sonlarına doğru ücretlerde yüzde 16’ya çıktıysa da, 3 yıllık TİS ve diğer dayatmalarında ısrar etti. Bunun üzerine işçi sendikaları 2 Şubat’ta greve çıkacaklarını deklare ettiler.
Grev yasaklamayı alışkanlık haline getiren AKP hükümeti, yine kendinden bekleneni yaptı. Üstelik şimdiye kadar görülmemiş bir uygulama şekliyle: Başlamamış greve yasak getirerek! Grevin başlamasına daha 10 gün varken, hiç inandırıc olmayan “milli güvenlik” gerekçesiyle 130 bin metal işçisinin grevini yasakladı.
Sonucu tayin eden, işçilerin TİS ve “grev yasağı”na karşı irili ufaklı eylemleri oldu. Bu tabii ki, belli bir birikimin ve deneyimin üzerinden gelişti. En başta “metal fırtınası”nın etkisini anmak gerekiyor.
Sektörde en çok üyeye sahip olan Türk Metal üyesi işçiler, 2015 yılında “metal fırtınası”nı estirerek tepkilerini göstermişti. Ağır çalışma koşulları ve düşük ücret politikasında sendika yöneticilerinin de payı olduğunu gören işçiler, hem sendikaya hem de patronlara karşı eyleme geçtiler. Uzun bir süre Türk Metal yöneticilerini fabrikalara sokmadılar ve toplu biçimde sendikadan istifa ettiler.
“Metal fırtınası” artçı etkilerini 2018 grup TİS’lerinde gösterdi. Türk Metal’in TİS sürecinde çıtayı yüksekten koyması, bunun bir sonucudur. Göstermelik de olsa ilk kez TİS’i hazırlarlarken işçilere danışmak zorunda kaldılar. Yine alışık olmayan bir şekilde eylem takvimini açıkladılar.
Diğer yandan bir yıl öncesinde Birleşik Metal-iş üyesi işçilerin EMİS’e bağlı fabrikalarda “grev yasağı”nı tanımayarak fiili grevle haklarını büyük oranda almaları, önemli bir deneyim oluşturmuştu.
İşçiler, 2018 TİS sürecinde farklı sendikalara üye olmalarına rağmen ortak mücadele ettiler. Hükümetin yandaşı Hak-iş’e bağlı Çelik-iş sendikası bile, işçilerin öfkesinden korktu ve eylemlere katılmak zorunda kaldı. Sadece eylemleri değil, greve çıkma tarihlerini bile çakıştırıp aynı güne getirdiler.
Birleşik Metal İş’in “grev yasağını tanımıyoruz, 2 Şubat’ta greve çıkacağız” açıklamasının, sürece olumlu katkı sağladığı, işçileri cesaretlendirdiği doğrudur. Doğru olmayan, Birleşik Metal’in başarıyı kendi hanesine yazması; diğer sendikalarla bunun kavgasını yapmasıdır. Çünkü her sendika bu başarıyı kendine yontmaktadır. Oysa sözkonusu başarı, metal işçilerine aittir. Birleşik Metal de dahil sendikaları grev kararı almaya iten, işçilerin kararlı mücadelesi olmuştur.
Birleşik Metal’in daha önceki TİS süreçlerindeki pratiği ortada. Türk Metal yöneticileri TİS’i satar, Birleşik Metal de “Türk Metal imzaladı, yapacak bir şey yok” diyerek durumu kabullenir. Örneğin önceki TİS sürecinde yasaklamaya karşı grev kararına rağmen, bunun arkasında durmamıştı. Üstelik “şu şu fabrikanın işçileri çalışmaya başladı” diyerek, işçiler arasında olumsuz bir hava yaratıp direnci kırmıştı.
Metal işçileri izlenmesi gereken yolu gösterdi
Metal işçileri grev yasağına karşı “yasaklandı yapacak bir şey yok” diyerek köşesine çekilmedi. İş durdurma dahil birçok eylem yaptı. İşçilerin bu tavrı, sermayeyi ve hükümeti alabildiğince korkuttu. Nasıl ki grev günü gelmeden yasak getirdilerse, bu sefer de grev günü gelmeden işçilerin taleplerini büyük oranda kabul ettiler. Yüzde 3 gibi komik bir zamdan yüzde 24.63’e çıktılar. Ücret artışından daha önemli olanı ise, gaspedilen 2 yıllık TİS sisteminin tekrar alınmasıdır.
Metal işçileri sadece kendi haklarına sahip çıkmadı. Grev yasaklarına, hak gasplarına karşı izlenmesi gereken yolu gösterdi. Hak verilmez alınır sloganını hayata geçirdi. Bu haliyle tüm işçilere iyi bir örnek oldular. Açılan bu yolu diğer işçiler de mutlaka izleyecektir.